<p>Evvel ki zamanlarda “ özürlü” diye tanımlanırdı engelli vatandaşlarımız veya “ körler okulu” gibi isimlerle anılırdı birtakım kurumlar, bu isimler resmi olarak kullanılırdı. Şimdi “ engelliler” olarak anılıyorlar, bu daha iyi, en azından sıfat itici gelmiyor ve bir kusur algısı oluşturmuyor.</p><p>İsim değişti değişmesine de! peki uygulama değişti mi? toplumun engelli kitleye bakışı değişti mi? Ben bundan pek emin değilim. Her yılın bir gününü engellilere tahsis edip adeta günah çıkartan yetkili ve etkili yöneticiler, bol nutuklu konuşmalar ve süslü sözler söyleyerek, kendi siyasi reklamlarını yapmak için bir bahaneye dönüştürmektedirler 3 Aralık’ı. Devletin sosyal ve siyasi kurumlarında yer bulmakta güçlük çeken engelli kitle “kusurlu vatandaş” muamelesi görmekten kurtarılmalıdır. Zira hiçbir bedensel engel, o engelin sahibini “ kusur sahibi” yapmaz, ancak bu bakış açısını ve bu zihniyetin sahibini “ sakat mantık” sahibi yapar.</p><p>Özellikle siyasi arenada yeterince temsil edilemeyen engelli camianın,  tüm siyasi partilerde belli bir oranda yer bulması, bu kitlenin varlığı ve sorunlarını ifade etmeleri ve çözüm üretmeleri hususunda ön şarttır. TBMM de birkaç kişiyi geçmeyen engelli Milletvekili sayısının artırılması gerekir, aksi halde siyasi partilerin bir oy ağacı olarak gördükleri, toplumun diğer kesimleri gibi, engelli vatandaşlarımızda bir aldatılmışlık hissi içerisinde olacaklardır.</p><p>Sembolik olarak bir günü, birilerinin kutsalı ilan edip, yönetenlerin süslü beyanatlar ve boş sözler söylemesi, gazetelere boy, boy  ilanlar vererek tebrik mesajları yayınlaması, engelli camianın sorunlarını çözmeyeceği gibi, ülkeyi yönetenleri de güvenilmez ve komik duruma düşürür. Engellilerin istekleri hiçte imkansız şeyler değil! Sadece adalet ve eşitlik istiyorlar. Sayıları yüz binleri bulan bu vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırarak doğuştan sahip oldukları fiziki engellerini bir yaşam kusuru olmaktan çıkartmak Devletin işidir ve bu konuda gereken tüm altyapı ve desteği sağlamakla mükelleftir.</p><p>Toplumumuzda engelli olmanın tam olarak anlaşılmadığını düşünüyorum. Öyle ki, hala engelliye evini kiraya vermek istemeyen ev sahipleri olduğunu üzülerek duyuyorum. İşyerinde zorunlu olduğu halde engelli vatandaş çalıştırmamak için türlü takla atan işyeri sahipleri var ve toplumumuzda engelli vatandaşlarımızı kambur olarak gören faşizan zihniyette insanların bulunduğunu görmek, bir engelsiz vatandaş olarak beni üzmekte ve toplumumuzun geleceği ve etik değerleri açısından endişeye gark etmektedir. Bu fikir özürlülere şu soruyu yöneltmek gerekir “ siz hiç engelli oldunuz mu?” Duyarsız magandaların tamda görme engelli vatandaşlara ayrılmış ve yürümelerini kolaylaştıracak özel işaretlerle döşenmiş yolun çıkışına arabasını park etmek, kişide nasıl bir engel olmasını  gerektirir bilmiyorum. Engelli vatandaşlarımızın hayatlarını daha  yaşanabilir bir hale getirecek tüm engellerin ortadan kalkması dileğiyle tüm fiziksel engelli dostlarımızın günlerini kutluyorum…</p>