Eskiden… diye başlayan yazı ve cümleler dikkat/ilginizi çeker mi dostlar?

Durun, ben tahmin edeyim:

Otuz yaş üstüyseniz, çocukluğunuz köy veya kasabada geçtiyse ilginizi çekebilir,

ama gençseniz, “eskiden…” diye başlayan sözler ilginizi çekmez muhtemelen.

 

Zamanın çok hızlı aktığı, dünyanın ise çok hızlı değiştiği bir devirde yaşıyoruz,

çoğu zaman çevremizi kuşatan iletişim ve teknoloji ağına rağmen değişimi yakalayamıyoruz bile!

 

Oysa eskiden öyle değildi…

Mesela; doğan bir bebek, ölen bir yaşlı dede aylarca tek gündem olarak kalabilirdi,

pınar başında bekleyen kızlar bir yıl önceki düğünü; delikanlılar iki sene önce kocaya kaçan köyün en güzel kızını konuşabilirdi,

teyzeler arkası yarının saatini dakikalarca bekleyebilir, adamlar yıllarca badanası yapılmamış kahvede çaylarını hiç acele etmeden yudum yudum içebilirdi…

 

Daha fazla örnek verip yaşımızı belli etmeyelim ve yazının tam da burasında bir şiiri patlatalım isterseniz.

“eskiden…” diye başlayan yazılara ilgi duyanlar yani –sadece yaşlılar- okusun demeyeceğim tabiî ki, herkes okusun...

 

Çocuklar oyuncak bilmez çelik çomak oynardı,

Ýeşil suğanla dürüm için yımırta kaynardı,

Gelin kaynana iyi geçinir hepsi yarandı,

Evleri güzel gösteren sadece badanaydı!

 

Ana-dutla sap çekilir yabayla tınas atılırdı,

Sabah erken kalkıp inekler sığıra katılırdı,

Ahır atılıp ardından kasnakla tezek basılırdı,

Asbap yıkamak için kazan altına ocak çatılırdı!

 

Harman yerinde düven sürülür firik ütülürdü,

Çerçici gelir çocuklar yımırta götürürdü,

Çoban çeltane koyun çevirtir kuzu sürdürürdü,

Eşşek de gitmez ise boynuna imbal dürtülürdü!

 

Nohut yolmıya keşşik verilir tarlıya sofra serilirdi,

Çarşı ekmek bilinmez yemekler sokumla yinilirdi,

Kapıya  hayırçı gelse heybesine un verilirdi,

Fasulyeye pakla, domatese kırmızı denilirdi!

 

Elektrik yoktu gaz lambası, löküs yakılırdı,

Komşu, komşuyla laflamaya varılırdı,

Marketler bilinmez öteberi bakkaldan alınırdı,

Düğün evine gidilir gecede orda yatılırdı!

 

Adam boyu kar yağar dambaşı kürünürdü,

Yıkamacı yoktu halı kilimde özde yunurdu,

Garibanın biri de köye bekçi dururdu,

Akraba akrabayı, köylü köylüsünü korurdu!

 

Telefon şehirdeydi köyde mektup vardı,

İnternet hortladı komşuları küslük sardı,

Evler de köy odaları da çok dardı,

Tek gardaş gardaşa değil herkes birbirine yardı!

 

Cıngıla goyun sağılır helkeye yoğurt çalınırdı,

Bi de yeni bızaladıysa inek ağan karıştırılırdı,

Kışın kar yağınca ona pekmez katılırdı,

Yufka ekmek içinde dışarıya tandır yapılırdı!

 

Kaloriferle ufo çıktı soba yalan oluyor,

Çeşmeler kurudu kavaklar soluyor,

Tarlada çalışmak gayri herkesi yoruyor,

Köyler de değişti alafrangalarla doluyor

 

Ebem gil ,yün eğirir çorap kazak örerdi,

Misafir gelince altına çapıt minder sererdi,

Hedik kaynayınca çeteneyle yenirdi,

Karpuza bostan kavuna kelek denirdi!

 

Şaire sordular neden böyle yazarsın,

Toprağı çalık ile çiğdem için mi kazarsın,

Köy yolları da parke oldu nerde gezersin,

Geçmişe bakıp da neden kendin üzersin?

 

Selam ve dua ile…