Suriye’de devam eden savaşın 4. yılında tarihin en büyük trajedilerinden birini bu kez Suriyeli Kürtler yaşıyor. ABD ve batılı güçleri son bir yıldır terbiye değneği olarak kullandıkları İŞID ile bu kez Kürt mazlumları vuruyor. İŞID saldırılarından kaçarak Suruç’a gelen Kobani’lerin yaşadığı her yerde acı, gözyaşı ve çaresiz bekleyiş hakim.

TÜM COĞRAFYADA ÇARESİZLİK

Yaşanan insanlık dramına ilk günden bu yana seyirci kalmayan Referans Gazetesi okuyucuları için Suruç’un merkezinden köylerine kadar tüm bölgelerde olup bitenleri yerinde izledi. Kardeş topraklarını ortadan ikiye bölen tel örgülerin her iki tarafında da akraba olan halkların çaresizliği tüm coğrafyada hissediliyor. Başta Suruç olmak üzere bölgede STK’lar ve duyarlı vatandaşlar zor durumdaki Suriyeli Kürtlere yardım için seferber durumda ancak yaklaşıl şu ana kadar 150 bini geçmiş Kobani’lerin durumu içler acısı.

DÜNYA 3 MAYMUNU OYNUYOR

Sınır boyunca uzayıp giden hatta çocukların, kadınların, yaşlıların çığlıkları insanlığın kulak zarını patlatıyor. Bir tarafta arkalarından gelen bomba ve mermilerin ölüm saçan sesleri diğer yandan kendilerinin önünde Berlin duvarlarını anımsatmayan yapay sınır tel örgülerin arasında boğuşmakla uğraşan ve bu durumdan kurtulmaya çalışan Kobanili Kürtleri kör ve sağır dünya duymuyor ve görmüyor. Kısacası dünya her zaman olduğu gibi iş mazlumlara gelince 3 maymunu oynuyor.

FIRINLAR 24 SAAT ÇALIŞIYOR.

Sınırın öteki tarafı gibi beri tarafı da aynı trajediyi yaşıyor. Şehir merkezinde ambarlar, dükkanlar, parklar ve kaldırımlar olmak üzere her tarafta mazlum Kobaniler var. Bir taraftan yaşamla mücadele eden Kobaniler diğer taraftan onlara yardımcı olmaya çalışan ve evlerini onlara açan Suruçlular zorlu yaşam mücadelesi veriyor. Öyle ki Suruç’ta bir haftadır tüm fırınlar mazlumlara ekmek yetiştirmek için 24 saat çalışıyor. Bugün itibariyle gelen Kobanilerin sayısı 150 bini geçmiş durumda.

SURUÇ OHAL GİBİ

1990’lı yılları aratmayan Suruç merkezin her caddesinde kobra, panzer, polis ve jandarma arabası ile dolmuş bir durumda. Çok sayıda polis ve jandarma ekibin merkeze yığılması Suruç halkını tedirgin ediyor. Suruç’ta yaşanan güvenlik güçlerini taşlama elbette tasvir edilecek bir durum değildir ancak güvenlik güçlerinin kullanmış olduğu dil ve göstermiş olduğu tahrik edici tavır yeni Türkiye vizyonuna asla yakışmamaktadır.

HALK KÖYLERE YARDIM ULAŞTIRIYOR

Suruç’un köylerine dağılan Kobeni’lerin yardımına duyarlı vatandaşlar yetişiyor. Duyarlı vatandaşlar köylere dağılan Kobaniler için gıda, yatak, halı ve giyim eşyalarına kadar birçok erzakı kendi imkanlarıyla köy köy dolaşıp ulaştırıyor ancak bu durumun uzaması ve devam etmesi halinde maddi durumları zaten kötü olan köylülerin bu yükü daha uzun süre taşıyacaklarına benzemiyor.

GAZİANTEP STK’LAR ARI GİBİ ÇALIŞIYOR

Başta Gaziantep İHH şubesi olmak üzere Ayder, Mazlumder, Şanlıder gibi birçok STK’nın yanı sıra Gaziantepli hayırseverler topladıkları yardımları Suruç’un köylerine dağılan ve yardım ulaşılamayan köylerdeki Kobanili Kürtlere dağıtarak bir nebze de olsa zor durumdaki mazlum Kürtlere yardım yapıyorlar. İHH’nın bölgede 4 mobil tır ile hem sıcak yemek hem de sağlık alanında günde 10 bin insana ulaşmaktadır.

YİBO’DAKİ MÜLTECİLERİN DURUMU İÇLER ACISI

Suruç girişinde bulunan yatılı bölge ilkokulunda (YİBO) şuanda yaklaşık 10 bine yakın Kobanili barınmaktadır. Buradaki durumu AFAD koordine etmektedir. YİBO’nun içerisinde barınmaya çalışan mültecilerin durumu içler acısı. Bölgedeki mültecilerin burada sürmüş oldukları yaşam koşulları iç acısı. Özellikle sağlık ve hijyenik açısından çok kötü durumdalar. Bir süre sonra burada kalan mültecilerin birçoğunun hastalanma ihmali kaçınılmazdır.

KOBANİ’Yİ ÇOK ÖZLEDİM

İŞID saldırılarından kaçarak Suruç’a gelen Kobani’lerin konuştukları yürekleri burkuyor. Bir kadın feryat figan ederek “Aile ve akrabalarımız olarak hepimiz birbirimizi kaybettik” derken 10 yaşındaki Ahmet adlı bir çocuk ise etrafını şaşkın gözlerle bakarak “Kobani’yi çok özledim” diyor. Öte taraftan okul duvarlarına sırtını veren gözleri yaşlı Müslüm adındaki ihtiyar ise “Biz Kürtler yıllarca Esed zulmünden çekiyoruz şimdi ise İŞID, çoluk çocuk kadın demeden bize zülüm ediyor ve bizi topraklarımızda çıkarttı” dedi.

DEVLET ACİL EL ATMALI

Sonuç olarak bu durumun devam etmesi halinde sorunun daha çok büyüyeceği ve büyük trajedilerin yaşanacağı belirtileri görülmektedir. Aktif olarak yardım faaliyetlerini sürdüren halkın yerine devlet yetkililerinin biran evvel el atması gerekmektedir. Yaklaşık 2 haftadır yardım faaliyetlerinde bulunan vatandaşlar ciddi bir şekilde yorulmuş durumdalar. Sınırın her iki tarafı da acil çözüm beklemektedir.

KARAHAN USLU YİBO’YU ZİYARET ETTİ

Suruç’ta yaşanan trajediyi yerinde görmek için mültecilerin yaşadığı Suruç yatılı bölge ilkokuluna gelen Şanlıurfa AKP Milletvekili Zeynep Karahan Uslu bölgede yaptığı incelemeler sonrasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

İŞID BÖLGESEL TEHDİT

Tarihin en büyük insani trajedilerinden biri yaşandığını ifade eden Şanlıurfa AKP Milletvekili Zeynep Karahan Uslu, Artık dünyanın da 3 maymunu oynamayı bırakması gerekiyor. Aynı zamanda sorunun parçası olmak gerekiyor. Bakın burada ne Birleşmiş Milletler ne de uluslararası yardım kuruluşlarından birisi var. Sadece Türkiye buradadır. Orada giderek bir kanser gibi bölgeyi ve bölge ülkelerini tehdit eden bir İŞID problemi var. Ve buna en kısa sürede müdahale edilmesi gerekiyor. Sadece yapıyoruz, yapacağız ya da sınırlı hareket çerçevesinde hareket ettiği bir gerçekliktir. Bu konuda yakın zamanda dünyanın harekete geçeceğini inanıyorum. Ama o gün gelene kadar da Türkiye olarak daima kardeşlerimizin yanında olacağını söyledi.

50 MİLYON SIĞINMACI VAR

5 yıl içerisinde sadece Suriye ve Irak’ı söylemiyoruz çünkü dünyada yaklaşık 50 milyon insan şu anda sığınmacı durumda olduğunu belirten Karahan Uslu, “Dünyada böyle büyük bir küresel trajedi var. Biz her yere yetişmeye çalışıyoruz ırk, din, dil, renk ayırmadan insan olmanın gereğini yapan ülke olarak bir tutum sergiliyor. Ama bizden ekonomik olarak çok daha güçlü olanaklara sahip olan Avrupa Birliğinin sınırlarını korumak adına yaptığı harcama 2 milyar Euro ve sığınmacıların hayat şartlarını iyileştirmeye harcamış olduğu harcama ise sadece 700 milyon Euro. Sadece bu rakamlar bile dünyanın ve kendilerine gelişmiş, demokratik diyen dünyanın gerçek resmini göstermek adına tek başına yeterlidir” dedi. Bahri UÇAR