Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Güzel'in moderatörlüğünü yaptığı programa; Prof. Dr. A. Azmi Bilgin ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Yakıcı konuşmacı olarak katıldı.

Programın açılışında konuşan GAÜN Rektör Danışmanı Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar, UNESCO'nun 2021 yılını Yunus Emre Yılı olarak ilan ettiğini hatırlatarak, 2021 yılında pandemi koşulları da düşünülerek bu konuda bir dizi etkinlik yapıldığını söyledi. Prof. Dr. Yakar konuşmasının devamında şunları söyledi: 'Kültür Bakanlığı, Atatürk Dil Tarih Yüksek Kurulu, Gaziantep Valiliği, Türk Dil Kurumu ve Gaziantep Üniversitesi işbirliğinde Yunus Emre Yılı hocalarımızın katkılarıyla bütün Türkiye sathında devam ediyor. Biz Yunus Emre'yi bu ülkenin harcı diye tanımlıyoruz. Bütün bileşenleriyle beraber bizi birlik ve dirlik içerisinde bulunduran bir yapıya sahip. Kullanmış olduğu Türkçeden vermiş olduğu mesajlardan hareketle yüzyıllar geçmesine rağmen hala mesajları dün gibi diri ve birleştirici. Bundan dolayı da Yunus Emre şahsında tüm Türk büyüklerini minnetle, şükranla anıyoruz.'

KÜLTÜREL AÇIDAN VERİMLİ BİR YIL

2021 Yılının kültürel açıdan son derece verimli bir yıl olduğunu kaydeden Prof. Dr. Abdurrahman Güzel, ilk olarak 1991 yılında UNESCO tarafından kabul edilen Yunus Emre Yılının, 30 sene sonra 2021 yılında tekrar yapıldığını belirtti. Prof. Dr. Güzel, 'İkinci olarak Hacı Bektaş Yılı, üçüncü olarak yine Ahi Evran'ın da UNESCO tarafından kabul edilen bir yılı oldu. Fakat başka bir önemli durum daha vardır ki o da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2021 yılı Dünya Dili Türkçe Yılı oldu. Bu bizim için son derece sevindirici bir yıl' diye konuştu. Yunus Emre Yılı nedeniyle böyle bir programın düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Prof. Dr. Güzel, yüksek medeniyetleri yüce şahsiyetlerin meydana getirdiğini ifade ettiği konuşmasında, 'Medeni toplumların geçmişlerini inceleyen bilim adamları yükselme çağlarının temelinde bilgin, çalışkan ve inanmış karakterlerin abide şahsiyetlerin varlıklarını görürler. Bu şahsiyetler milletlere hayat veren ebedi bir ruh gibidir. İşte Yunus Emre de bunlardan biri' dedi.

YUNUS EMRE NEDEN ÖNEMLİ

Coğrafyaların kolay vatan haline gelmediğine vurgu yapan Prof. Dr. Ali Yakıcı ise, vatan haline gelişinde Yunus Emrelere ihtiyaç olduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti: 'Toplulukların millet olması ya da millet olduğuna inanan toplulukların Yunus Emreleri yoksa o coğrafyalarında onların vatan olması gibi bir durum söz konusu olamaz. Yunus Emre bizim Ahmet Yesevi geleneğinin Türkiye sahasındaki önemli temsilcilerinden biri. Neden Yunus Emre çok önemli? İslam'ın kabulünde Kur'an-ı Kerim Arapça olduğu için yeni dini kabulde anlamadıkları için neyi kabul ettiklerini bilmiyorlar. İşte Ahmet Yeseviler bunun için çok önemli yerde. Hem tasavvufi bir kendi kültürel yapısına uygun bir biçimde İslam'ı onlara anlatmak hem de kendi anladıkları dilde bunu anlatmak bakımından çok önemli bir görev üstlenmişler. Bunun için önemli bir yere gelmişler ve önemli bir noktada olmuşlar.'

YUNUS EMRE BİR MİHENK TAŞI OLDU

Yunus Emre'nin yaşadığı çağda Türkçenin yazı dili haline gelmesinde mihenk taşı olmuş bir şair olduğunu vurgulayan Prof. Dr. A. Azmi Bilgin de, 'Türkçe'nin yazı dili haline gelmesi çok eski tabi ama biz Oğuz Türkçesinden bahsediyoruz. Anadolu'da yazı dilinin teşekkülünde etkili olduğu için söylüyorum. Anadolu'da 13.-14. Yüzyılın ilk çeyreğinde Yunus Emre gibi bir büyük sufimiz yetişmiş ve günümüze kadar gelen bütün mutasavvıf tekke şairleri hep Yunus Emre'yi taklit etmek zorunda kalmışlardır. Yunus Emre'yi geçen bir tekke şairi olmamış' diyerek, Yunus Emre'nin tanınmasında halkın benimsemesinin önemli olduğunu söyledi.

Programın sonunda, Gaziantep Valisi Davut Gül, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Balat ve Rektör Danışmanı Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar tarafından konuşmacılara günün anısına hediye takdim edildi.