17 Ağustos 1999 depreminin 20’nci yıldönümüne ilişkin açıklama yapan Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Abdülkadir Deniz, Marmara depreminin gerekli tedbirler alınmadığında doğal afetlerin nasıl toplumsal felaketlere dönüşeceğinin en acı örneği olduğunu belirterek,

Marmara depremindeki yaşanan acıları yeniden yaşamamak için bir an önce gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Deniz, “20 yıl önce deprem konusunda nasıl bir hazırlığımız yoksa şimdi de bir hazırlığımız yok. Yaşanacak benzer bir deprem, 17 Ağustos 1999 depreminden farklı olmayacaktır. 20 yıl önceki acıları yeniden yaşamamak için ülke olarak depreme hazırlıklı olmalıyız. Depreme hazırlıklı olmak içinde bilimin, tekniğin ve doğanın sesine kulak vermemiz gerekiyor” dedi.

Gereken dersleri almadık

17 Ağustos 1999 depreminin 20’nci yıldönümüne ilişkin açıklama yapan Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Abdülkadir Deniz, Marmara depreminin gerekli tedbirler alınmadığında doğal afetlerin nasıl toplumsal felaketlere dönüşeceğinin en acı örneği olduğunu belirterek, “17 Ağustos depreminden büyük bir ders çıkarmamız gerekirken, ne yazık ki aradan 20 yıl geçmesine rağmen çıkarmamız gereken dersleri çıkarmadık, binalarımız depreme dayanıklı hale getirilmedi, depremde toplanma alanları imara açıldı” dedi.

Marmara depremindeki yaşanan acıları yeniden yaşamamak için bir an önce gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Deniz, “20 yıl önce deprem konusunda nasıl bir hazırlığımız yoksa şimdi de bir hazırlığımız yok. Yaşanacak benzer bir deprem, 17 Ağustos 1999 depreminden farklı olmayacaktır. 20 yıl önceki acıları yeniden yaşamamak için ülke olarak depreme hazırlıklı olmalıyız. Depreme hazırlıklı olmak içinde bilimin, tekniğin ve doğanın sesine kulak vermemiz gerekiyor” dedi.

Kaybettiklerimizin acısı içimizdeki tazeliğini korumaktadır

17 Ağustos 1999 depreminin 20’nci yıldönümüne ilişkin açıklama yapan Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Abdülkadir Deniz, “Resmi rakamlara göre 18 binin üzerinde yurttaşımızın hayatını kaybettiği, 50 binden fazla kişinin yaralandığı ve 300 bine yakın konut ve iş yerinin hasar gördüğü 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 20 yıl geçti. İzmit, Yalova ve Adapazarı başta olmak üzere Doğu Marmara'nın tamamını etkileyen 7,4 büyüklüğündeki depremde kaybettiklerimizin acısı içimizdeki tazeliğini korumaktadır” dedi.

Marmara depreminden gereken dersleri almadık

17 Ağustos depreminin gerekli tedbirler alınmadığında doğal afetlerin nasıl toplumsal felaketlere dönüşeceğinin en acı örneği olduğunu belirten Deniz, “Dolayısıyla 17 Ağustos depreminden büyük bir ders çıkarmamız gerekirken, ne yazık ki aradan 20 yıl geçmesine rağmen çıkarmamız gereken dersleri çıkarmadık, alınması gereken tedbirler alınmadı, afet riski olan bölgeler ve yerleşim yerleri taşınmadı, binalarımız depreme dayanıklı hale getirilmedi, depremde toplanma alanları imara açıldı” dedi.

20 yıl önceki acıları tekrar yaşamamak için depreme hazırlıklı olmalıyız

Marmara depremindeki yaşanan acıları yaşamamak için bir an önce gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Deniz, “Son zamanlarda meydana gelen depremler, deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Şu anlaşılmalıdır ki, 20 yıl önce deprem konusunda nasıl bir hazırlığımız yoksa şimdi de bir hazırlığımız yok. Yaşanacak benzer bir deprem, 17 Ağustos 1999 depreminden farklı olmayacaktır.

Tüm bunların biliniyor olmasına rağmen halen herhangi bir tedbir alınmamış olması çok acıdır.Ülke genelindeki yapıların ve binaların incelenerek, riskli yapıların tespit edilerek, gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Zemini uygun olmayan arazilere ve arsalara bina yapılmamalıdır. Tüm yaşam alanlarımız bilim ve teknolojinin ışığında ihtiyaçlar doğrultusunda ve doğayla barışık bir biçimde yapılandırılmalıdır. Dolayısıyla 20 yıl önceki acıları yeniden yaşamamak için ülke olarak depreme hazırlıklı olmalıyız.

Depreme hazırlıklı olmak içinde bilimin, tekniğin ve doğanın sesine kulak vermemiz gerekiyor” diye konuştu.

BAHRİ UÇAR