Türkiye'de bilgisayarı, interneti, tableti hatta televizyonu bile olmayan on binlerce ev bulunuyor. Bu evlerde yaşayan öğrenciler, uzaktan eğitime geçişle birlikte çevrimiçi derslere giremiyor ve en temel haklardan biri olan eğitimden mahrum kalıyor.

Covid-19 virüsünün yayılmasının ardından alınan ilk önlemlerden biri 16 Mart'ta okulların tatil edilerek uzaktan eğitime geçilmesi oldu. Ancak alınan bu önlemle birlikte bütün öğrencilerin kesintisiz olarak eğitimlerine kaldıkları yerden devam edebilmelerine olanak sağlayacak gerekli altyapı hizmetleri ise sağlanamadı.

Uzaktan eğitimin başlamasıyla Milli Eğitim Bakanlığı, öğrenciler için Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden canlı ders uygulamasını başlattı. Bu sistem sayesinde de öğretmenler ve öğrencilerin EBA üzerinden çevrimiçi olarak ders işleyişini sürdürmeleri amaçlandı.

Ancak maddi durumu yetersiz olan, evlerinde bilgisayar, internet, akıllı telefon veya tablet olmayan öğrenciler bu sistemden yararlanamıyor. Uzaktan eğitim için bilgisayar, internet, akıllı telefon ve tableti olan birçok öğrenci de bazı günlerde saatlerce süren elektrik kesintileri nedeniyle “uzaktan eğitim”den geri kalıyor.

Uzaktan eğitimle derslerine ulaşmakta zorluk yaşayan ve maddi durumu iyi olmayan öğrencilere Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından ücretsiz tablet dağıtılacağı belirtildi. 12 Ekim itibariyle İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından öğrencilere dağıtılacağı söylenen tabletlerin henüz öğrencilere dağıtılmaması da uzaktan eğitimde yaşanan eşitsizliklere neden oluyor.

Pandemide yaşanan eğitim sürecini İLKHA’ya değerlendiren Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Gaziantep Şube Başkanı Levent İlhan, uzaktan eğitimdeki fırsat eşitsizliğine dikkat çekti.

Pandemi sürecinin zor ve dünya düzenini bozan bir süreç olduğunu belirten İlhan, pandemi sürecinin ve uzaktan yapılan eğitimin öğrenciler arasında eşitsizlikleri derinleştirdiğini ifade etti.

“30 kişilik bir sınıftan canlı derse bağlanan öğrenci sayısı 7 ile 15 arasında değişiyor”

Türkiye'de herkesin çocuğuna tablet ve bilgisayar alacak gücünün olmadığına dikkat çeken İlhan, “Bazı ailelerin her çocuğuna telefon alabilecek gücü varken bazı ailelerin de hiç gücü yok. Bundan dolayı özellikle maddi durumu olmayanlar uzaktan eğitim konusunda çok zorlanıyor. Hocalarımızdan edindiğim bilgilere göre, ortalama 30 kişilik bir sınıftan canlı derse bağlanan öğrenci sayısı 7 ile 15 arasında değişiyor. Öğrencilerimizin büyük bir kısmı canlı derse bağlanamıyor. Bağlanamamalarının sebebi de evde telefon, bilgisayar ve tablet yok.” dedi.

“Uzaktan eğitimin sıkıntıları devam ediyor”

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğrencilere dağıtılacağı belirtilen 500 bin tabletin olumlu bir gelişme olmakla birlikte yeterli olmadığını ifade eden İlhan, “Tableti öğrenciye verdiniz bu defa da internet problemi var. Gaziantep'te 600 bin öğrenci var, bu 600 bin öğrenciden kaç kişiye tablet vereceksiniz? Bu rakam sadece Gaziantep’teki öğrenci nüfusunun yüzde 10’unu ancak karşılar. Diyelim ki bütün öğrencilere tablet verdiniz, bu sefer internet sorunu olacak. Öğrencilerin derslere bağlanamama noktasında sıkıntısı var. Dersleri sadece EBA üzerinden takip eden öğrenciler var. Öğrenciler eğitim alma noktasında sıkıntı yaşıyor. Öğrenci EBA’ya bağlanıyor, bu sefer internet donuyor. İnternet yoğun olarak kullanıldığı için kesik kesik oluyor. Diğer bir sıkıntı da öğrenciler yaptıkları dersleri anne ve babası kontrol etmediği için çocuk bu sefer öğretmene verdiği ödevleri yapamamış oluyor. Yani uzaktan eğitim bu noktada biraz sıkıntılıdır.” ifadelerini kullandı.

“Çalışmalarımız hep yüz yüze eğitim üzerinedir”

Özellikle 1, 8 ve 12’inci sınıf öğrencilerinin tedbirler alınarak yüz yüze eğitim alması gerektiğini belirten İlhan, “Araştırmalarımız sonucu Amerika, İngiltere ve diğer ülkelerde eğitim tamamen yüz yüze yapılıyor. Her yeri kapatılarak eğitim alanları kapatılmadan eğitim faaliyetlerine devam ediliyor. Çalışmalarımız hep yüz yüze eğitim üzerinedir.” şeklinde konuştu.

“Öğrencilerden daha da uzaklaştık”

Uzaktan eğitim konusunda öğretmenlerin de sorun yaşadıklarına dikkat çeken İlhan, “Öğretmen arkadaşlardan ciddi manada bilgisayar alanlar var. Çünkü ders yetişmiyor. İnternetin hızını arttıran öğretmenlerimiz var. Bu durum bir külfet getirdi. Bunun yanında öğretmen arkadaşlar zoom ve diğer uygulamaları kullanırken çok sorun yaşadılar. Tabi bunlar ileriki süreçte öğrenildi. Bu noktada da sıkıntı var. Öğretmenlerimiz ders kitaplarını kontrolü noktasında yani ödev takibi konusunda ciddi bir sorun yaşıyor. Uzaktan eğitim sürecinde sıkıntıları devam ediyor. Yüz yüze eğitim yaparken zaten ‘uzaktan’ yapıyorduk şu an ise uzaydan eğitim yapıyoruz. Öğrencilerden daha da uzaklaştık.” diye konuştu.

“Uzaktan eğitim sürecinde teknoloji bağımlılığının önüne geçilmelidir”

Uzaktan eğitim sürecinde teknoloji bağımlılığının da artması konusunda endişeli olduklarını ifade eden İlhan, “Madde bağımlılığı gibi internet ve bilgisayar cep telefonu bağımlılığı olan öğrencilerimiz var. Öğrencilerin bir telefon ve sosyal medya sevdası var. Burada teknoloji bağımlılığı için bir risk var. Bu süreçte biz bir çocuğun eline değil, her çocuğun eline telefon ve bilgisayar veriyoruz. Bunlar da öğrenciyi sosyalleşmekten alıkoyuyor, daha çok bireyselleşiyor. ‘Ben merkezli’ bir birey haline geliyor. Böyle olunca da öğrenci kendisinden başka hiç kimseyi düşünmeyen bir birey haline geliyor. Bu sorunları düşünmek lazım. Çözüm bulmak lazım.” dedi.

İlhan, uzaktan eğitimin yapıldığı bir ortamda gerekli önlemler alınarak sınavların da çevrimiçi yapılmasını talep ettiklerini de sözlerine ekledi.