Tarımsal girdilerin her geçen gün artması karşısında çiftçinin üretim yapamaz duruma geldiğini söyleyen Çolak, "Çiftçiye verilen gübre ve mazot destekleri destekten çok çiftçiye cep harçlığı niteliğinde. Desteklerin acilen yükseltilip tarımsal girdilerin düşürülmesi gerekiyor" dedi.

ÇİFTÇİYE VERİLEN MAZOT VE GÜBRE DESTEĞİ YETERSİZ

Çiftçiye verilen mazot gübre desteklerinin yetersiz olduğuna dikkat çekerek çiftçilerin büyük bir borç batağı içerisinde üretim yapmaya devam ettiklerini söyleyen Çolak, "Mazot ve gübre desteklemelerinin iki katına çıkarıldığı müjdesi verildi. Ancak gübre desteği 8 liradan 16 liraya çıkarıldı. 16 lira da çiftçi üzerine koyduğunda 32 lira yapıyor. Bu da 10 kilogram gübreye tekabül ediyor. On kilogram gübre ile hiçbir çiftçi arpada, yulafta, buğday ve tritikalede kazanamaz. Minimum bir çiftçi bir dönüme arpa, yulaf, buğday ve tritikalede kazanabilmesi için 45 kilogram gübreye ihtiyaç var. Bunun 25 kilogramını taban gübresi oluşturur. Üst gübreye de 20 kilogram kullanmazsak hiçbir verim elde edilemez. Hesap yaptığımızda bir dönüm tarlada kullanılan gübrenin maliyeti 106 lira. Verilen gübre desteği dönüm başına 53 liraya çıkarılmış olsa biz bunu gerçekten bir destek olarak görürüz. Bu destekler yetersiz. Zaten bundan önceki 8 lira çok gülünç bir rakamdı. 16 lira oldu yine gülünç bir rakam. Bu rakamlar çiftçiye bir destek değil sadece cebine bir harçlık niteliğinde" ifadelerinde bulundu.

ÜRETİM YAPAN TÜM ÇİFTÇİLERİN DESTEĞE İHTİYACI VAR

Gübre desteklerinin yalnızca arpa, buğday ve yulafla sınırlandırılmasının yanlış bir uygulama olduğunu belirten Çolak, "Çiftçinin gübre desteklerine yüzde yüz destek verdik denilince tüm tarımı kapsaması gerekiyor. Akla gelen tüm tarımsal bitkilerin gübreye ihtiyacı var. Devlet sadece desteği arpa, buğday, yulaf ve tritikale olarak sınırlandırdı. Birçok çiftçimizi de bu destekler üzmüş oldu. Çiftçilerimiz üretim yapmaya küstü artık" diye konuştu.

ÇİFTÇİ HER GEÇEN GÜN BORÇ BATAĞINA SÜRÜKLENİYOR

Tarımsal girdilere gelen zamların çiftçiyi her geçen gün borç batağına soktuğunu dile getiren Çolak, "Tarlasından kazanamayan çiftçi gün geçtikçe daha çok borçlanmaya başladı. Çiftçiler artık borçların altından kalkamıyor. Her hafta her ay girdiler artıyor. Geçen yıl buğday fiyatları için yüzde 20 zam yapıldı denildi ancak çiftçinin tarımsal girdilerine yüzde 70'lere varan zamlar geldi. Nerede kaldı çiftçinin kazancı. Çiftçinin ellerindeki tarımsal borçlarının ödenememesi dolayısıyla bankalar tarafından bir bir alınmaktadır" dedi.

ÜRETİM YAPAMAYAN ÇİFTÇİ TARLASINI SATMAK ZORUNDA KALIYOR

Borç batağına dayanamayan çiftçilerin tarım yaptıkları arazilerini satmak zorunda kaldığını ve bu tarlaların da üretici tarafından değil sanayiciler tarafından ileriye yönelik yatırım olarak alındığını aktaran Çolak, "Çiftçi tarlasını satmak zorunda kalıyor. Bizi en çok üzen şey ise satılan tarlaları tekrar çiftçi almıyor. Satılan toprağı sanayiciler alıyor. Tarımla alakası olmayan, üretim yapmak istemeyen sanayiciler alıyor. Çiftçinin elinden çıkan araziler ilerde yatırım yapılması için atıl bir alan şeklinde bekletiliyor. Bu ne anlama gelir. Tarımsal üretimin düşmesi anlamına gelir. Çiftlerimiz tarıma küser şehre adım atarsa onları geri döndürmesi çok zor olur. Devletimizin bu konuda acilen önemli karar alması gerekiyor" açıklamalarında bulundu.

TARIMSAL GİRDİ MALİYETLERİNİN ACİLEN GERİ ÇEKİLMESİ GEREKİYOR

Tarımsal girdi maliyetlerinin acilen düşürülmesi gerektiğini söyleyerek çiftçinin elinden ucuza çıkan ürünlerin tüketicinin sofrasına kat kat yükselerek ulaştığını belirten Çolak, "Girdi maliyetlerinin öncelikle düşürülmesi gerekiyor. Çiftçilerimizin ürettiği ürün vatandaşın sofrasına cüzi bir fiyatla gelmiyor. Üç kat dört kat fiyatlar arttıktan sonra sofralara ulaşıyor. Bizi en çok üzen budur. Biz ucuza satıyorsak vatandaş da ucuza alması lazım. Üretici ile tüketici arasında bu fiyatları kimler yükseltiyor. Bunun için önlemler alınması gerekiyor" dedi.