Küresel açıdan hızlı bir şekilde ivme kazanan dünyamızın en başta gelen sorunlarından biri ekonomik krizdir. Ekonomik kriz ülkeler bazında düşünüldüğün de çok etkilenenler listesinde Türkiye gelmektedir. Ülkemizde hayat şartlarının insanlarımıza sunmuş olduğu imkânlar pekte iç açıcı bir durumda değil. Bugün bir ailenin aylık gelirini, aylık gideri ile karşılaştırdığımızda birbirini dengeleyemeyen bir durum ortaya çıkmaktadır.

Asgari ücret ile çalışan bir insanı düşünün? Yaşadığı ev kira, bunun yanında elektrik, su, doğal gaz ve evin mutfak gideri hesaba alındığında bu insanın asgari ücret ile geçinmesi çok imkânsız bir hal almaktadır. Daha bu sayabildiklerimdi. Bunun yanında eğitim masrafları ve giyim masraflarını da katarsak eğer işin içinden çıkılamayacak bir vaziyet ortaya çıkı veriyor. Türkiye şartlarında yaşayan bir ailenin aylık giderlerini karşılaması adına minimum 4000 TL maaş almalı ki geçimini rahat bir şekilde sağlasın. Fakat hali hazırda şuan ki asgari ücret 2020 TL olduğundan bu insanlar kemer sıkma politikası içinde boğuşmaktadırlar. Kemer sıkmadan kastım insanlar artık eskisi gibi çarşı pazara çıkıp eli kolu dolu bir şekilde evlerine dönemiyorlar. Geçim sıkıntısı şuanda ülkenin bir numaralı günde mi olmalı. Gıda fiyatlarındaki yüksek seyir uzunca bir süredir meydanda değil mi? Hatta Merkez Bankası bile hedefin üstünde çıkan enflasyonun sorumlusu olarak gıdayı gösteriyor bir süredir. Çarşı pazara, marketlere gidin, etiketlere bakın, 6-7-10 liraya sebze, 8-10-15 liraya meyve görmeye alışacaksınız bir süre sonra. Bir “tarım ülkesi” için bir hayli korkunç bir durum! Geçim sıkıntısı yok denilebilir mi bu şartlarda? İşin ilginci, et ve gıda gibi temel kalemlerdeki fahiş fiyatlar gündem oluyor. Ancak onların tetiklediği geçim sıkıntısı her nedense konuşulmuyor bile. Hâlbuki Türkiye’de milyonlarca kişinin sosyal yardımlarla geçindiği bir gerçeklikte var. Fiyatların böyle bir anda fırlamasında en başta işi fırsata döken insanların etkisi vardır. Çiftçiden cüzi bir miktarda aldığı ürünü satıcıya fahiş bir fiyata satan aracı kişi fiyatların bu şekilde tavan yapmasının en büyük sebebidir. Bu fırsatçılığın önüne geçmek adına Devletin geçenlerde uygulamaya koyduğu tanzim satışı bu fırsatçılığın önüne geçmesine engel olamamıştır. Benim nacizane düşüncem çok geç olmadan piyasadan bu tür insanların ellerini çektirmek ve bir tarım ülkesine yakışacak şekilde hareket ederek insanlarımıza hem maddi (ekonomik) hem de manevi açıdan refahı yüksek bir hayat sunmaktır.

Bu gibi ekonomik sıkıntılar ile karşı karşıya kalan insanımızda manevi açıdan sıkıntılar ortaya çıkmakta olup, bu sıkıntılar başta evi geçindiren kişide ve daha sonra diğer aile fertlerinde psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Aile kavramına zarar veren bu konunun tez vakitte onarılması dileğiyle!