Terör, dehşete düşürme, sürekli ve sistemli şiddet hareketleri, cinayet vb. faaliyetlerle korku uyandırma, yıldırma, sindirme yoluyla bir siyasi amacı gerçekleştirmeye yönelik silahlı propaganda yöntemi olduğu noktasında dünyada toplumlarda genel bir kabul gören terörün en büyük destekçisi, ABD ve İsrail olduğunu İslam coğrafyasına baktığımızda görmemiz mümkün. Nerde bir terör örgütü varsa, finansmanı ve eğitimi bu iki devlet tarafından karşılanmakta olduğunu biliyoruz. Kendi çıkar ve menfaatleri için kullandıkları bu kukla örgütler, Siyonizm’in çıkarlarını koruma adına her türlü kahpeliği yaptığına her geçen gün biraz daha fazla şahitlik etmekteyiz.

ABD terör örgütü IŞİD'i bir gecede peydah ediyor, sonrada dünyayı ayağa kaldırarak İslam coğrafyasını kan gölüne çeviriyor. Sonra da yıllar önce kurduğu PKK'yı kullanarak IŞİD'e karşı sahada güçlendirmeye çalışıyor.

ABD destekli PKK/PYD’nin, DEAŞ’lı teröristleri Rakka’dan güvenli bir şekilde nasıl tahliye edildiğini görüntülerle ortaya koydu. Perde arkasında dönenler ortalığa saçıldı. Her iki örgütünde aynı amaca hizmet ettikleri alenen ortada. ABD kendi isteklerini hayata geçirmek için bu örgütleri, nasıl kullandıkları alenen ortada.

 

İngilizlerin yıllardır uyguladığı; böl, parçala, yönet taktiğini şimdilerde ABD uyguluyor. Milletleri bloklara bölerek, gerçekleştirdikleri nifak tohumları sayesinde Irak’ta, Afganistan da, Suriye'de ve de tüm İslam coğrafyasında, gereken sonuçları şimdiden almış durumda. Bu Işid belasını da başımıza ABD sarmadı mı, bunu kim inkâr edebilir. Irak'ın önce bütünlüğünü bozdular, Kürtleri kışkırttılar ve bu günlerde aynı senaryoyu Suriye de oynamakta..

Ortadoğu'da yaşananlar hepimizin malumu; devletler kendi insanlarını acımazsızca gaddarca vuruyor. Perişan halklar başka ülkelerde dışlanarak yaşam mücadelesi veriyor. Bunun en güzel örneğini Türkiye'de yaşayan Suriyeliler üzerinden görebilirsiniz. İnsanları manevi ve dini değerler üzerinden zayıflatarak istediklerini yapmaya çalışıyorlar. Işid aracılığı ile Müslümanları katil ve gaddar gibi göstermeye çalışıyorlar, tüm Dünya'ya da Müslümanları kötü göstermeye çalışıyorlar.

ABD'nin taşeronları ise dönem dönem Türkiye'de alevi-Sünni veya Türk-Kürt algısını kaşıyarak aynı kargaşayı Türkiye'de de oluşturmaya çalışıyorlar. Kürtlere özerlik ve federasyon istemeleri için dayatmalarda bulunan ABD, Türkiye'ye de çağın gereklerine uy! Baskısı yapmaya kalkıyor.

Aslında amaç herkesin söylediği gibi petrol kaynaklarına ulaşmanın çok ötesinde; İsrail'i güçlü kılabilmektir.

Yeri gelmişken söyleyeyim, Afrin operasyonunda İran’ın tutumunda dikkat çekici: İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kasımi, "İran, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması, ulusal hâkimiyete saygı ve insani kriz, sivil ve günahsız Suriyelilerin can güvenliğinin korunmasının gerektiğini vurgulamaktadır." dedi. Kendilerinin bir aylık bebeği katlederken hangi vicdani ve insani duyarlılığı gösterdiğini anlamak mümkün değil. İran bir de çıkmış utanmadan açıklama yapıyor. Aynı zamanda Suriye’nin toprak bütünlüğünde söz eden İran, Suriye’nin içine girmeyen kalmamışken, yapmış olduğu bu açıklama ne kadar inandırıcı olur. ABD ve Rusya Suriye de cirit atarken ve birde sen çoluk çocuk, kadın yaşlı demeden katliam yapmanı ne ile izah edeceksin. Zalim ve katil Esed’e destek vermeni ne ile izah edeceksin. Bir de utanmadan, Türkiye’yi uyarmaya kalkacaksın. bu güruh aynayı kendine çevirse gerçekleri görecek fakat onların aynaya bakacak yüzleri bile yok..senin ne işin var Suriye de,Yemen be,Bahreyn de v.s İslam ülkelerinde.Tabi İran yapınca haklı oluyor öylemi haa..

 Belki bu yazdığım bu cümleler bazılarının zoruna gidebilir. Bunda hiçbir sıkıntı yok. İran’ın gerçek yüzünü örtmeye çalışanlar, şunu bir kez daha anlamak zorundalar. İran bir mezhep devletidir. Bundan başkası yalan. İran sempatizanı görünen saflara soruyorum: İran bu katliamları işlerken nerede idiniz. Niçin sesiniz çıkmadı. Sizin zannettiğiniz gibi İran ne ABD, ne İsrail nede Rusya düşmanı. Tam tersi onlar ile tam müttefik bir ülke.

 

Sonuç olarak açık ve net olarak şunu diye biliriz,Dünyada hangi terör örgütü varsa, hepsinin muhakkak ABD mutfağından beslenmişliği vardır. PKK'da YPG, İŞİD de onlardan biridir. ABD, terör örgütü bu örgütlerin kurulduğu günden beri hem besliyor, hem yönlendiriyor, hem de maşa olarak kullanıyor. Bu örgütlerin ne istediklerinin hiçbir önemi yok. ABD’nin ne istediği önemli.