Ad kavmi bir gün ufukta büyükçe siyah bir bulut gördüler. Kendilerine doğru yaklaşıyordu. Aylardır yağmur yüzü görmemiş, susuzluktan kıvranıyorlardı. Bulutu görür görmez sevinç içinde ayağa fırlayıp bağırıştılar. İşte yağmur bulutu putlarımız nihayet bize acıdı, yalvarmalarımızı kabul etti. Az sonra vadiye yağmur yağacak, bağ ve bahçelerimiz suya kavuşacak yaşadık dediler.

Ad kavmini bir bayram havası kaplamıştı. Bazıları yağmur gelecek diye tarlalarına koşmuş, toprağı sürmeye, tohum ekmeğe başlamıştı. Bazıları da Hz Hud’u bularak onunla alay etmekteydi. hani nerde senin azap tehdidin, bak bizim putlarımız dualarımızı kabul edip, şu gördüğün simsiyah bulutları gönderdi. Az sonra yağmur yağıp sıkıntılarımız son bulacak diyorlardı. Kimisi de putların önünde dualar ediyor, gülüyor, eğleniyordu.

Kavminin bu sevincine karşılık Hz Hud’un rengi artmış benzi solmuştu. Az sonra puta tapan kavmin başına gelecekleri düşünüyordu. Onlar sevinç içinde yağmur geliyor diye bağrışırken o son uyarısını yapıyordu. Hayır aldanıyorsunuz o gördüğünüz yağmur bulutu değil. Geleceğini ihtimal vermediğiniz ihtimal gazap rüzgarıdır. Az sonra sizi mahvedecek.

Henüz vakit varken gelin tövbekar olun diyordu. Ad kavmi sevinçten çığlıklarına devam ederken bulut şeklinde görülen siyahlıkta kendilerine iyice yaklaşmıştı. Ansızın şiddetli bir kasırga ortalığı kaplıyı verdi. Bulut sanılan şey gerçekten görülmemiş hızda ve soğuklukta bir rüzgardı. Eserken korkunç bir ses çıkarıyordu.

Ağaçlar kökünden sökülüyor, duvarlar, dev sütunlar, büyük surlar devriliyordu. Bizden daha kuvvetli kim olabilir diye böbürlenen Ad kavmi rüzgar önünde saman çöpü gibi savruluyordu. Kimisi havaya uçmamak için kalın kalın ağaçlara, büyük büyük kayalara sarılıyordu. Kimisi de sağlamlığıyla iftar ettiği taştan saraylarına sığınıyordu. Ama yinede kayalarla ağaçlarla havaya savrulmaktan kurtulamıyorlardı. Evlerin kapı ve pencerelerini söküp atan bu şiddetli rüzgar evin içinde canlı cansız ne varsa bir toz gibi önüne katıp uçuruyor darma dağın ediyordu.

Bu korkunç fırtına yedi gece, sekiz gün bütün şiddetiyle devam etti. İnsanlar ve hayvanlar ölmüş, güzel İrem şehri sahipleri gibi yerle bir olmuştu. Bu korkunç fırtınadan Hz Hud ve ona bağlanan müminler ise burunları bile kanamadan kurtulmuşlardı. Kuranda Hud kavmini yerle birini eden bu gazap rüzgarına sarsar adı verilmektedir. Puta tapanların yerleri ve yurtlarıyla birlikte yok oluşundan sonra Hz Hud 4000 kadar mümini alarak İrem Şehrinden ayrıldı. Mekke civarına giderek oraya yerleşti.

Vefat edinceye kadar orada yaşadı. Ad kavminin başına gelenlerden insanoğlunun alacağı dersler vardı. Onların helak olma sebepleri, kendilerinden zayıf olanlara zulüm etmeleri, sahip oldukları güç ve kuvvetlerini kullanmaları, diğer insanları küçük görmeleri, zenginliklerini, ahlaksız ve eğlence yolunda harcamalarını, Allah’a inanmamalarını, ona ibadeti bırakıp putlara tapınmaları, tevhitten uzaklaşıp şirke saplanmalarıydı.