Bir önceki yazımızda konunun açıklarını yapmıştık imanın nasıl olması gerektiği ne anlama geldiğini açıklamıştık, bugünde gerçekten uyguluyormuşuz ona değinelim biraz.

İman etmek önemsemek , değer vermek ve kabul etmek ve gereğini yapmak inanılınan dine veya yapının gerekliliğini yerine getirmek anlamına da gelir.

Peki, gerçekten yüzde 90 gibi bir oran Müslümanım derken İslam dinine mensubuyuz derken gerçekten bu dinin gerekliliğini yerine getiriyor muyuz?

Bence büyük oranla getirmiyoruz. Çünkü, yaşadığımız ortamda elini nereye atsan molozlar yığını haline gelmiş, ticarette, aile ve akrabalık ilişkilerimizde, komşuluk ilişkilerimizde, sosyal çevremizde , maddeye bakışımızda, eşyaya verdiğimiz değerlerde her neresi olursa olsun ciddi sıkıntıların olduğu aşina.

Misal olarak bir mal satarken ayıbı söylenmesi lazım aksi taktirde RABBİMİN kurallarına ters onun kabul görmeyeceği tövbe etsen bile kul hakkına girdiğinde tekten her zerresine kadar her ne yapıldıysa karşıya söylenmesi ve helallik alınması lazım .
Mesela birinin hakkına girdik ve haberi yok. Kardeşim hakkını helal et demekle bütün konularda hak alınmış olmaz. Bu durum sadece kendini kandırmandır burda bir hak ihlali vardır ikinci bir hata vardır. Yapılan yanlışları söyleyip varsa bir zarar bedelini ödeyip öyle helallik istemen lazım. Çünkü kişiye aktardığın şey onun anladığı kadardır aksi düşünülmez.

Aile ve akrabalık ilişkilerinde sadece menfaatin olduğunda değil, sana yanlış yaptığında da ona merhamet etmiyor, bağı kesiyorsan bu ALLAHIN KABUL etmediği bir davranıştır ve bu dine ters bir davranıştır.
Ailevi ilişkilimizde onların hakkını gasp ediyorsan, aksatıyorsan yardımcı olmuyorsan eşin veya çocukların her şeyini senle konuşamıyorsa onların gerek maddi gerekse manevi ihtiyaçlarını karşılamıyorsan bu da ters bir davranıştır.
Hadis-i şerifte de vurgulandığı üzere Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusuyla iyi geçinsin buyurmakta.
Son olarak hayatımızın herhangi bir alanında imanın gerekliliğini yerine getirmiyorsak rehberimiz iman ettiğimiz din olmuyorsa o dine de gerçek anlamda iman etmiyoruz, gerekliliğini yerine getirmiyoruz demektir.

İşte tam burda neyi metalaştırmışsak her ne olursa olsun; para, makam, şan, şöhret, kariyer, menfaat her ne dersek diyelim ona inanıyor ve iman ediyoruz demektir. ALLAH muhafaza yani söylemlerimiz sadece dilde kalmamalı, eyleme dönüştürmek zorundayız.

Namazı bir araç olarak kullanıyor ve bundan menfaat sağlıyorsak birilerinin yanında kılıyor yalnızken aklımıza gelmiyorsa o kıldığımız namaz başımıza bela olacaktır.
Efendimiz (s.a.v.) "Kimin namazı onu kötülüklerden men etmiyorsa o namaz, sahibini Allah'tan uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz"(Taberani) buyuruyor.

Kuran okuyor ama bu Kuran'ın hayatımıza girmesine müsade etmiyor veya Kuran'ın söyledikleri bizi çokta enterese etmiyorsa ciddi sıkıntımız var, bu dine gerçek anlamda iman etmiyoruz , kendi doğrularımızı metalaştırıyor ve hiç bişey o doğrularımızı değştirmiyorsa ciddi sıkıntı var demektir. ALLAH muhafaza RABBİM ayaklarımızı sabit kılsın hakkıyla iman eden kullarından eylesin inşallah...