Göz kamaştıran güneş ufka yaklaştıkça
Turuncu bir serinlikle batıyor,
Denizi ikiye yarıyor.
Deniz dalgalarla ılgıt ılgıt
Kumsallara hatıra ısmarlıyor.
Martılar  üzerinden ıslık ıslık uçuyor
Birazdan buluşacakları güneşin ışıklarına.
Ve bir gemi yanaşıyor usul usul ayak uçlarına
El sallıyor sana aşk korsanları.

Kalbi taş çağın
İnsan ürküntüsünden
Pencere kenarlarına  konmaz oldu kuşlar
Söz söz olmaktan çıktı.
Ağzımızdan çıkan her sözü taşlar oldu ebabiller 
Elimize tutuşturulmuş yalandan kağıt parçaları
Yalanmış meğer her şeyi ile yalan.
Oysa insan büyüdükçe çocukluğunun hatıralarını yaşarmış.

Ne söylerse söylesin doğrucu davut
Düşer tutsak bir dile
Sürekli takiptedir karanlık
Aydınlığın hasretindeki güneşe
Hatalardan adam kılınmak
Bir daha yanmamak için
Erit büklüm büklüm
Birikmiş günahları.
Her kaybedişten sonra yeniden bakmak
kızıl şafaklara.
İçli nağmelerle fısıldamak
Umudu olduğumuz türküleri.
Düş kurmak,kirlenmemiş sözcüklerin gölgesinde
Muzaffer olmuş yenilgiler yaşarken.