Hz. Ebûbekir’in oğlu Abdullah, Mekke’den hicret ederek muhâcir olma faziletini kazanmış, Mekke’nin Fethi’nde bulunmuş, Huneyn Savaşı’na ve Tâif Muhasarası’na katılmış bir sahâbeydi. Taif’te isabet eden bir okla yaralandı. Babasının ha­lifeliğinin ilk yılında açılan yarası sebebi ile vefat etti.

Hz. Ebû Bekir, Abdullah’ın yaralandığı oku saklamıştı. Sonradan Müslüman olarak Medine’ye gelen Sakîf heyetine oku göstererek: “Bunu tanıyanınız var mı?” diye sordu. Sâid bin Übeyd radıyallâhu anh “Bu oku ben yonttum, ucunu ben sivrilttim, tüyünü ben taktım ve ben attım” dedi.

Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir Sâid bin Übeyd’e şöyle dedi: “Bu ok Ebû Bekir’in oğlunu şehid eden oktur. Ona senin elinle şehidlik veren, seni onun eliyle küfür üzere öldürmeyen Allah’a hamd olsun! Onun rahmeti ve ik­ramı ikinizi de kuşattı.” (Mehmet Köprülü, 365 Sahabe Ölçüsü, Erkam Yayınları)