Ashabdan Enes bin malik (r.d ) anlatıyor:

Hz peygamber'in (s.a.v) ashabı içinde Ebu Ma'lek diye birisi vardı. Bu zat, Şam ile Medine arasında tüccarlık yapardı.

Kendisi Allah Tealaya tevekkül ederek bir kafileye katılmaz kendisi , yalnız gidip gelirdi. Bir defasında Şam'dan Medineye doğru gelirken önüne at üzerinde bir hırsız çıktı.

Dur dur! " diye bağırdı. Tüccar durdu ve hırsıza,

"İşte malım , al senin olsun; beni bırak dedi. Hırsız,

"Ben malı istemiyorum, seni öldürmek istiyorum" dedi.

Tüccar,

Beni öldürüp eline ne geçecek? İşte malım , senin işine yarar, al da beni bırak!" dedi. Hırsız aynı sözleri tekrar etti, onu öldüreceğini söyledi. Tüccar,

"Öyleyse bana biraz müsade et de bir abdest alıp namaz kılayım, yüce Rabbime dua edeyim" dedi Hırsız, "İstediğini yap " dedi.

Ebu Ma'lek, abdest aldı, sonra namaz kıldı; namazdan sonra ellerini açtı ve şöyle dua etti:

"Ya Vecud, Ya Vedut, Ya Zel-Arşi'l-Mecid, Ya Mubdiü Ya Müid, Ya Fe'alün Lima yürid, Es-elüke bi nuri vechikellezi melee erkane arşik, Ve es-elüke bi kudretikelleti kaderte biha ala halkık, Ve bi rahmetikelleti vesiat külle şey'in, La ilahe illa ente, Ya Müğis, eğisni."

Manası:

"Ey yüce dost, ey yüce arşın sahibi! Ey yoktan var eden, var ettiğini yok eden rabbim! Ey her istediğini yapan Allahım! Arşın her yanını dolduran Zatının nuru hürmetine, Bütün mahlukata hükmettiğin kudretinin azametine, Her şeyi kuşatan rahmetinin bereketine, Senden istiyorum. Senden başka ilah yoktur. Ey çaresizlerin yardımına yetişen Allah'ım, bana yardım et".

Bu duayı üç kez tekrarladı.

Duasını bitirir bitirmez boz renkli, yeşil elbiseli bir atlı belirdi. Elinde nurdan bir mızrak vardı.Hırsız kendisine yaklaşınca atlı ona hücüm edip mızrağı öyle bir vurdu ki, hırsız atından yuvarlandı. Sonra tüccara dönerek,

"kalk onu öldür" dedi. Tüccar,

"Sen kimsin? Ben bu zamana kadar hiç kimseyi öldürmedim. Onu öldürmek hoşuma gitmez" dedi.O zaman atlı gidip hırsızı öldürdü, sonra tüccarın yanına geldi ve ona şöyle dedi:

"Ben üçüncü kat gökte bulunan bir meleğim. Sen ilk dua ettiğin zaman göğün kapılarının gıcırdayıp ses verdiğini işittik ve, "Yeni bir olay oluyor !" dedik. Sen ikinci kez dua yapınca göğün kapıları açıldı.Sonra üçüncü kez dua edince, Cebrail gelerek,

"Şu anda darda kalmış kula kim yardım eder? dedi. Ben yüce Allah'dan o hırsızı öldürme işini bana vermesini istedim, izin verildi ve sana yardıma geldim.

Ey Allah'ın kulu, Şunu Bil, "KİM BAŞINA GELEN HER TÜRLÜ SIKINTI VE MUSİBETTE SENİN YAPTIĞIN DUA" ile dua yaparsa, Allah Teala onun sıkıntısını giderir,kendisine yardım eder!".

Bu tüccar sağ-sağlim Medine'ye döndü, Hz peygamber (s.a.v.) yanına geldi, başından geçenleri ve yaptığı dua'yı kendisine anlattı. Hz peygamber(s.a.v) ona,

"Allah Teala sana kendisiyle dua edinince kabul ettiği, bir şey istenirse verdiği güzel isimlerini öğretmiş" buyurdu...

Ateşin Yakmadığı aşık, Dilaver Selvi, Semerkand Yayınları