Malum tüm dünyada hissedilir bir ekonomik kriz var. Ancak bu kriz doğal bir kriz mi, yoksa sun-î, planlı ve köpürtülmüş bir sorun mudur? Burası tartışmaya açık bir konudur. Bir kere bu diğer tüm sorunların; bizim dışımızda birçok sebepleri var. Hatta “küresel çeteler” diye ifade edilen birçok karanlık odaklar, loca ve mahfiller, tüm dünyada kriz ve sorunlar oluşturmak için kesintisiz bir çaba içindedirler. Bu karanlık odaklar neden sorun üretiyor? Sorusu, akrep, yılan neden sokuyor? sorusu kadar yersizdir. Çünkü sokmak ve zehirlemek, bu sürüngenlerin doğasında var. Dolayısıyla bizim dışımızdaki sebeplerden daha önce bizim, bizden kaynaklı sebepler üzerinde durmalıyız.

Enerjide dışa bağımlı olduğumuzdan, yakıttaki zamlar dış kaynaklı ve küresel bir sorundur. Hemen tüm dünyada yakıt ve yakıta bağlı tüm eşya ve tedarik masraflarında katlanma oldu. Ardından var olan savaşlara yenileri eklenmek suretiyle bu yükselmenin devam etmesi için gerekenler yapılmaya devam ediyor. Öyle görünüyor ki, bu yükselme devam edecektir. Özellikle küresel çeteler, dünyanın efendisi olmak sevdasından vaz geçmeseler, enflasyon ve zamlar çoğalarak devam edecek gibi görünüyor. Çünkü onların tüm ulusları, ulusal devletlerine karşı isyan ettirerek, ulusal devletleri sonlandırma planları var. bunda başarılı olamayacaklar ama yine de deniyorlar.

Enerjiyi geçelim, bizim halen yaşadığımız konut ve kiralardaki katlanmalar neden? İşte burada net bir merhametsizlik var. “Kardeşini kendi nefsine tercih etmek” “Komşusu açken tok yatan, bizden değildir” “Müminler birbirlerine kenetlenen bina taşları gibidirler” vb. prensipleri unuttuk. Maddeyi putlaştıran paraya ve şehvete tapan patı kültürüne savrulduk. Kapitalizmin, “Her şey benimdir, altta kalanın canı çıksın” felsefini ilke edinir olduk. Zam ve enflasyon anında darda olan kiracıya yardım babından, kirayı düşürmesek de hiç olmasa eskisi gibi devam ettirmemiz gerekirdi. Ama çoğunluğumuz; “krizi fırsata çevirmek” gibi bir rüzgara kapıldık. Bilelim ki bu rüzgarın yönü hayra değil, şerredir. Cennete değil, cehennemedir.

Araç ve otomotivdeki katlanmalar peki nedendir? Önceleri dolar yükseldi, Euro yükseldi gibi bahaneler vardı. Ama şimdi görüyoruz ki, döviz yerinde saymasına rağmen fiyatlarda yükselmeler devam ediyor. Şekerde, yağda, soğanda vb. gıda maddelerinde stokçuluğu anladık da ya otomotivde stokçuluk neyin nesi? Devlet zamların ateşini indirmek için vergi indiriyor, otomotiv, gayri menkul ve zincir market baronları, zam bindiriyor. Yani devlet vatandaşın cebine 5 lira koymaya niyetlendiği anda, bu haramiler, vatandaşın cebinden 50 lira çalıyorlar. Bu merhametsizlik cezasız kalmaz. Bu yukarının bir de aşağısı vardır. Her gecenin sabahı, her sabahın da gecesi vardır. Her çıkışın inişi, her inişin de bir çıkışı vardır. Bu dünyanın, bir de ahireti vardır.

Daha önce kanaat ve iktisat üzerinde durmuştuk. Yani bizim bu iki bereket kaynağını yitirmemiz, maddi sıkıntılarımızın çok etkin sebeplerindendirler. Bir başka sebep de bizim birbirimize merhameti terk etmemizdir. Zira biz birbirimize merhamet ettiğimiz oranda Allah (cc) da hepimize merhamet edecektir. Hatta Allah'ın (cc) bize merhameti ve bereket vermesi, bizim birbirimize merhametimiz oranınca olacaktır. Nitekim Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Kul, din kardeşine yardımcı olduğu sürece Allah da onun yardımcısı olur.” (Ahmed b. Hanbel, II. 252) Bu hadisi şerifin “mefhumu muhalifi” şu demektir. Eğer kul mümin kardeşine yardımcı olmayı terk ederse, Allah (cc) da ondan yardım, bereket ve merhametini keser.

Allah (cc) nice ayetlerde, birlik beraberlik, yardımlaşma dayanışma ve merhameti emreder: “(Elbette ve kesinlikle Hz.) Muhammed (sav) Allah’ın Resulüdür; beraberinde bulunanlar (ve kıyamete kadar Onun yanında ve yolunda olanlar) da; inkârcı (zalimlere) karşı şiddetli (cesaretli, izzetli ve metin), kendi aralarında ise (gayet müsamahalı ve) merhametlidirler…” (Fetih 48/29) ““Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere iyi davranın.” (Nisa 4/36)

Resulullah'ın (sav) şu hadisi şerifleri de buna açık delildir. “Merhametlilere Rahman merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin!” (Tirmizî, Birr ve Sıla, 16; Buhârî, Edeb, 13) “Merhamet edin ki, size de merhamet edilsin. Bağışlayın ki, Allah da sizi bağışlasın.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II. 219)

“Sattığı zaman kolaylık gösteren, satın aldığı zaman kolaylık gösteren ve hakkını isterken kolaylık gösteren kula Allah merhamet eylesin.” (İbn Mâce, Ticaret, 28)

“İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.” (Buhârî, Tevhid, 2)

“Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede ve birbirlerine şefkat göstermede tek bir vücut gibidir. O vücudun bir organı acı çektiğinde, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşırlar.” (Müslim, Birr ve Sıla, 66; Buhârî, Edeb, 27)

Sonuç olarak ekonomik krizin bir reçetesi de merhamettir. Gelin birbirimize merhamet edelim ki, rahman ve Rahim olan Allah (cc) da bize merhamet eylesin. Kazancımıza, ömrümüze, yuvamıza, yurdumuza bereket ve huzur katsın. “De ki: “Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret isteyin, sonra O’na tevbe edin ki üzerinize göğü (yağmuru) bol bol göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın. Suçlu-günahkârlar olarak (Hakka ve hayra davetimden) yüz çevirmeyin” (Nuh 71/52) Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke... Muhammed Özkılınç