<p>Bir çocuğun gözleri ne kadar da masum, hiç ilginizi çekti mi? Bazıları siyah tır, bazısı mavi, yeşil veya kahverengi ama en büyük ortak özellik masumiyet! Biriktirdiğimiz özlemlerin ve tam orta göbeğinde yeşerttiğimiz yüreğimizin, sevgiye dair, aşka dair bil cümle insanlığa dair duygularımızın aynasıdır o gözler…</p><p>Teslimiyet! Koşulsuz ve pazarlıksız imanın en saf özütüdür ve yalanın, riyanın karışmadığı tek mekandır bir çocuğun gözleri… Bazıları siyahtır ve başka renktedir bazısı… Ne fark eder ki! Masum bakar ve masumdur tüm çocuklar… Siz ve ben! Ey yetişkinler! Ey büyüdüğünü zannedip, fazladan yaşadığı her günü umarsızca işlediği günahlarla kirleten kendim! Kusurlarına “tecrübe” arsızlığına “medeni cesaret” ismini takan “fütursuz” lar! Bilir misiniz? Belki de güneş daha sıcak ve ay daha parlak olacaktı eğer biz karartmasaydık “entellektüel” fikirlerimizle dünyayı. Utanmak bir tövbe ise yüce dergahta, o halde bir çocuğun gözlerine bakmalısınız! Emin olun hemencecik utanıverirdiniz…</p><p>Biz Dünyalıların en büyük sorunudur “utanamamak”. Yaşatan merhameti taşıyamadığımızdan olmalı ki öldürüyoruz… Her gün, her saat ve her an! Öldürüyoruz! Asker, sivil, yaşlı, kadın ve çocukları! Hem de en vahşi, en çok acıtarak öldürüyoruz! Aslında biz öldürmüyoruz ölüyoruz hem de. Her öldürdüğümüz bedende insanlığımızın bir yanını ve kendi masumiyetimizi hunharca katlediyoruz biz… Ey çocuk biz senin narin minicik vücudunu kocaman silahlarla parçalara ayırıyoruz, biz aslında “içimizdeki çocuk”u her gün bin kere öldürüyoruz!...</p><p>Gözleri gibi derileri siyah çocuklar var Dünyanın en ortasında. İnsanlık onları iyi tanır, onların isimleri yoktur, sadece “köle” diye çağırırlardı insanlar! Cemaziyyel evvellerini bilirsiniz ya, şimdilerde onlar hala köleler. Yalnız bir farkla! İnsanlık sonunda merhamete gelip onlara bir isim bahşetmişler, artık onlara “Afrikalı” diyorlar. Biliyor musunuz <strong>Afrika’nın çocukları hala çok değersiz zira onları öldürmek için bomba ve kurşun bile atmıyorlar maliyet artmasın diye! açlıktan öldürüyorlar!...</strong></p><p>Bir çocuğun gözlerine bakmalısınız ve bir çocuğun gözüyle görmelisiniz kendinizi. Sevgiyi çocukça ifade edebilmelisiniz, merhamet denildiğinde annesine dönüp hafifçe tebessüm eden çocuk gibi kızarmalı yanağınız ve utanabilmelisiniz çocuk saflığında… Barışı sadece söylememeli aynı zamanda hayal etmelisiniz ve kurşun kalemle kötü bir güvercin resmi çizmelisiniz beyaz kağıda…</p><p>Belki de çocuklar yönetmeli Dünyayı! Siz şiş göbekli, ensesi kalın ve egosu dünya kadar büyümüş yetişkinler! Siz çekilmelisiniz çünkü sizin yönettiğiniz Dünya çok kirli! Kan kokuyorsunuz, savaş, acı ve zulüm akıyor paçalarınızdan! Bu dünyayı kıyamet gününe çevirdiniz, siz sadece öldürmek için yönettiniz, oysa yaşamak için kurulmuştu dünya! Yaşamak ve yaşatmaktı mukaddes olan…</p><p>Bir çocuğun gözlerine baktım bugün! Barışı, sevgiyi, merhameti ve insan olmayı okudum bir çocuğun gözlerinde… Masumiyete aşık oldum bir çocuğun gözlerinde ve kayboldum masumiyet deryasında eridim, eridim eridim…!</p>