<p>Âlemleri yaratan ve yok eden, içindekiler hakkındaki tek tasarruf gücü kendinde bulunan Allah’u Telaya hamd, son peygamber Hz. Muhammed (sav) ‘e ve ailesine salat ve selam olsun…</p><p>Bir işin başlangıcı nasıl ise sonu da öyle olur demiş büyüklerimiz… İstedim ki ilk harfler ve kelimeler sahibimiz olan Allah ve onun peygamberine, şerefli ailesine muhabbetimizi izhar ve ilan ile olsun… Ve her kelamımız hak olsun…</p><p>Bugünden itibaren sizinle referans gazetesindeki köşe yazımız aracılığı ile hasbihal edeceğiz inşallah…</p><p>Niçin yazıyoruz? Çünkü yazmak; bir eylem bir duruş ve bir harekettir… Zihinlerden, kelimelerle kılıktan kılığa bürünmüş halden hale düşmüş bir “hal”dir yazmak…</p><p>Zamanın içinden sizi olaylar ve mekânlarla muhatap ederek şekil veren yazgı; ifadeyi dile, kelama muhtaç kılmıştır. Delinin, yemini şahitliği kelamı ciddiye alınmaz, bunu bilir ve böyle kabul ederiz… Peki, akıllık emaresini taşıyanlar için de böyle midir? Yazmanın bir eylemi vardır… Bir gayesi… Elbette bir sonucu…</p><p> Yazmak ve konuşmak aynı ışığı sarıyor gözlerimize ve her harf içimizde yerini bulan hislerle yer değiştiriyor… Ve biz zaman içinde yazdıklarımızın, söylediklerimizin ceremesini ya da mükâfatını topluyoruz hayat toprağından…</p><p>Bir gayesi vardı hayatımızın… Sevmelerimizin, öfkelerimizin, konuşmalarımızın ve dahi susmalarımızın bile bir gayesi var. <strong><em>İnsan olmak</em></strong>… Üzerimize aldığımız insanlık elbisesinin onurunu, en aydınlık ve en vakarlı bir duruşla taşımak… Bu sebepten, kelimeler ister kalemden çıksın, ister dilimizden hiçbir farkı yok ve hakkıyla kullanılmalı... İşte tam da bu sebepten uyarıyor Rabbimiz; “<strong>Yapmayacağınız şeyleri söylemeyin”</strong>…</p><p>Ve iç dünyamızı neyle meşgul ettiysek dilimizden de o dökülüverir oldu… Sonbaharın gelişini anlatan sararmış yapraklar gibi kelimelerde halimize bir ışık tutuyor… Kelimeden yoksun kundaktaki bebeğin derdini anlatan çığlığı gibiydi kelamımız… Sese değil harfe muhtaç... Yazmak, konuşmak gayet tabii insani refleksler, ama her şeyden önce düşünmek, akletmek ve yapımızı oluşturan harcımızı sağlam tutma eylemidir bize lazım olan…</p><p>İşte tam da bu nedenle var olmak, varlığının bilincinde yaşamak için, bakış açımızı netleştirmek, olması gereken yerde durabilmek için okumaya yazamaya ve konuşmaya ihtiyacımız var…</p><p>Her kelime bir yüktür aslında omuzlarımızda… Bir sorumluluk yükler… Omurganız sağlamsa duruşunuza halel getirmez… Omurga sağlam değilse; ne duruş kalır kelamdan, ne de öz…”Hakkı konuşacak veya susacaksın” düsturu en mühim emir değil midir? İçinde taşıdığını söyle ve yaşa ki; kişiliğin zedelenmesin…</p><p> Sarf edilen her kelam bizim gönül kabımızda, ruhumuzda ne biriktirdiğimizle ilintili değil mi? ... kelimeler ruhun dokusunu ele vermiyor mu aslında… Karşı tarafa sarf ettiklerimiz aslında bizim niteliğimiz hakkında fikir vermiyor mu? Siz hiç benzin şişesinden (üzerinde gül yağı yazsa bile ) gül kokusu geldiğini duydunuz mu? Hal böyleyken, kelimeler cümleler de bizim insanlığımızı ele verir. Neyim, nasıl biriyim, kıymetli ve özenli bulduğum şeyler nelerdir,  mutlu muyum huzursuz muyum yalancı mıyım dürüst mü vs. ?</p><p>İnananlar bilir ki Allah’ın kelamı dışında hiçbir söz kusursuz ve eksiksiz değildir… Ama mü’mine yakışan da Allah’ın kelamına layık bir üslup ve duruş içinde olmaktır… İşte o vakit tavır ve duruşumuz netlik kazanıp asilleşecek… Kime benzemek istersek, kimin ahlakıyla, kimin boyasıyla boyanırsak zamanla onun gibi olmuyor muyuz? Rabbim hepimize kuranı kerimin ahlakıyla ahlaklanmayı nasip eylesin… Eksikliklerimizi görüp her türlü hatadan arınmayı nasip etsin… Âmin… Âmin… Âminler olsun…</p><p>Nasip olurda ömür kâfi gelir ise, dertlerimizi paylaşıp acının, umudun ve duanın, duyguların mürekkebine batırıp kelimeleri, cümle olacağız bu sayfada… Rabbim attığımız adımları, lisanımızı fikrimizi ve kalbimizi dosdoğru yolundan ayırmasın…</p><p>Keyifle okumanızı ve düşüncelerinizi benimle paylaşmanızı dilerken: Bu yazıyla başlayarak, kelimelerle attığımız adımların, hayırlı ve sürekli olması niyazıyla… Hoşça kalın, sağlıcakla kalın…</p>