Mısır’da asker, yargı ve medya bütün gayretini ortaya koymasına rağmen Mursi’nin seçilmesini engelleyemedi. Cumhurbaşkanı İhvan dışında halkın saygınlığını kazanmış değişik kesimlerden Cumhurbaşkanı yardımcıları atayarak Mübarek’ten devraldığı siyasi ve ekonomik enkazı düzeltmeye çalıştı. Ancak, Mursi de iyi biliyordu ki, Mübarek’in zamanında atadığı yargıçlar ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Türkiye’deki Yarsav’a benzer yapılar, alacağı her önemli kararı engellemeye çalışacaklardır. Bunu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce ispatladılar. İdari Mahkeme aşağı yukarı altı ay önce anayasayı hazırlayacak olan çalışma komisyonunu feshetmişti. Bununla yetinilmedi Mısır derin devleti seçilmiş olan meclisi feshetti ve gelecek olan Cumhurbaşkanının yetkilerini önemli ölçüde tırpanladı. Bu vesileyle gelecek olan Cumhurbaşkanına da gözdağı verilmiş oldu. O dönemlerde Mursi ve arkadaşlarına hazırlamış oldukları darbe planını, daha önce Türkiye de ki darbe planı gibi planlayıp, faaliyete geçirdiler.
 Yapılan darbenin ardında ilk mahkemede mahkûm edilip, sonrada idam cezasına çarptırılmasına gerekçe olarak Mısır’da darbeyle görevinden uzaklaştırılan ve Muhammed Mursi, 'Hamas'a istihbarat sağlamak'olarak gösterildi. Hamas ile Mısır arasındaki problem ne idi diye baktığımızda, karşımıza İsrail’in parmağı olduğunu görüyoruz. Hamas ın tek rahatsızlık verdiği ülke İsrail olduğunda hiç kimsenin kuşkusu yok. Mahkumiyet kararıda İsrail tarafından verildiği tüm kamuoyu tarafından bilinmekte.
Mısır ordusundan emekli General Süleyman Ebu Mervan, askeri darbeyle ülkenin yönetimine el koyan Sisi'nin arkasında İsrail olduğunu öne sürerek, "Şu anda Sisi'nin ve arkadaşlarının tek hedefi, İsrail'i korumaktır. Facianın nedeni budur" dedi. Mursi'yi Hamas ile irtibatlı olduğu için suçluyorlar. Bu suçlamayı da İsrail yapıyor. Mısır'da ilk defa birisi Hamas ile irtibatlı olduğu için suçlanıyor. İsrail ile Mısır arasını bozduğu gerekçesiyle insanlar yargılanıyor şu anda. İsrail çıkarlarını koruma adına demokrat gözüken ülkeler darbeye ve idama ses çıkaramıyorlar. İsrail için hertürlü yol mübah. Neye mal olursa olsun, yeterki İsrail devleti yaşasın. Onlar yaşadığı müddetçe Müslümanlara rahat yüzü yok.
Kobani için kıyamet koparan sözde siyasi partiler ve demokratik geçinen STK lar nerdeler. Niye sesleri çıkmıyor. Niye her türlü demokratik haklarını kullanmıyorlar. Şunu iyi biliyoruz ki onlarda diğer darbeciler gibi ikiyüzlü ve ırkçı faşistler.

Bir türlü gerçekleştiremedikleri darbe için Türkiye'de bir Sisi arayışı sürüyor. İpliği pazara çıkan paralel yapının savcısı, hem de “ezeli düşman, gazetelerin “Menderes'in sonu”nu hatırlatıyor. Mursi'ye verilen idam cezası açıklandığı saatlerde, her darbenin medyadaki “amiral gemisi”merkez medya ve sol, haberi Erdoğan fotoğrafının altında, “Yüzde 52'yle seçilen Cumhurbaşkanı'na idam” başlığıyla veriyor. Sosyal medyada binlerce “darısı bizimkinin başına” mesajları dolaşıma sokuluyor. Mursi ile Erdoğan arasında benzerlikler kurulup idam alkışlanıyor. Paralel gazetenin yazarlarında, batı ve ABD hayranı Emre Uslu’nun bir yazısında Sisi nin hiçbir suçu yokmuş gibi, sağı solu suçlamaya çalışması darbe özlemi içinde olanların dışa yansıması olarak görebiliriz.

Biz Müslümanlar Batı ve batının uşaklarında yardım beklersek, toplum olarak ezilmeye ve esir olmaya mahkûm olacağız. 
Müslümanların bir vücut gibi bir şemsiye, bir bayrak ve bir siyasi teşekkülün altında toplanmak zorunda. Müslümanların dünya üzerinde bir şura meclislerinin ve liderlerinin olması gerekir. Bu bölünmüşlüğümüz ve dağınıklığımız batı ve uşaklarına cesaret vermekte.
Bugün Sisi yi alkışlayanlara karşı Müslüman geçinen cemaatler,dernekler,vakıflar,stk lar ve siyasi partiler ne yapıyorlar.Tüm dünyayı ayağa kaldırmaları gerekirken zayıf ve cılız bir protesto dan öteye geçmemekte.Eğer Mursi asılırsa Müslümanlar için en büyük utanç kaynağı olur.Milyarın üzerinde Müslümanlar bir alçak Sisi yi durduramıyorsa sokağa çıkıp müslümanım diye gezmesinler.