Şu an ümmettin içinde bulunduğu perişan halin en önemli sebebi tefrikadır. Tefrikanın da en büyük sebebi kibirdir. Bu size garip bir iddia gibi gelebilir. Ancak çevrenize ibretle bir bakın bu gerçeği göreceksiniz. Gayesi, hedefleri, metodu, fikri bir olan nice grup, cemaat, cemiyet, tarikat, vakıf ve derneklerin ayrılık gayrılıklarının temel sebebi, bu oluşumların başında bulunan abi ve rehberlerin kibir ve kaprisleridir. “Az olsun benim olsun” “büyük bir orduda er olmaktansa, kendi mangamda onbaşı kalayım ama komutan olayım.” “Birleşmek beni küğçültecekse, ümmeti büyütse bile olamasın anlayışı… siz buna başka başka isimle koyabilirsiniz.

Biliyorum bu ifadeler kimi fanatik tarftarın canını sıkacaktır. Ama olsun. Dost acı söyler. Ümmetin içinde bulunduğu durumlar benim ve ümmetçi düşünen salihlerin canını her an sıkmaktadır. Şu hale bakın… her yer işgal, sömürü, katliam talan altında… her yerde kan, gözyaşı, feryat, figan… tüm bu olan bitenler bizi bir araya getirmiyorsa ne getirecek? Ümmetin arta kalan maddi manevi değerleri yok olduğu zaman, bizim küçücük klik ve grubumuz, abimiz, rehberimiz kalacka mı sanıyoruz.

Kibir, para ve servetten, mevki makamadan, şan ve şöhrette ve benzeri bir çok fani ve maddi değerlerden kaynaklanabilir. Kibrin öenemli bir sebebiyse her çeşidiyle taasup yani fanatikliktir. İhtilafları iftiraka dönüştüren, tefrika sebebiyle ümmetin gücünü yok eden, üç buçuk düşmanın paryası halne getiren asıl sebep de budur. Cemaat taasubu, ırk-aşiret taasubu, ama bir de tekfir fanatiklği ki en tehlikelisidir.

Tekfir hastalığı, eskiden beri en tehlikeli hastalıktır. Bu virüsü kapan kimseler, başta kendilerine zarar verirler. Yüreklerinde en çok kin ve nefrete yer ayırırlar. Bu nefret ve öfke, çok kere psikolojilerini alt üst eder, hasta eder. Derken dengeleri kayar, ölçülü davranamaz hale gelirler. Özellikle kendileri gibi düşünmeyen tüm Müslümanları mürted görüyorlarsa, onlara karşı kin ve nefretleri; gözlerini kör, kulaklarını sağır eder, kalplerini de kapalı hale getirir. “summun, bukmun, umyun” misali…

Mürted gördüğü kimselerin, nasihat ve tekliflerini niçin dinlesin ki. Mürteddin sözü, görüşü muteber olamaz ona göre. Dolayısıyla fanatik bir tekfirciyle oturup saatlerce tartışmak, çoğu kere sadece zaman kaybı ve asap bozulmasıdır. Çünkü kalp, kulak, göz kapalıdır. Özellikle mürted gördükleri kimseleri duymaz, söylediklerini kale almaz.

Tekfir hastalığın doğal bir sonucu da kibir ve gururdur. Artık en büyüktür, başkalarının onun gözğnde haşerat kadar bile değeri yoktur. Tekfirci kimse başka insanları; değersiz ve aşağılık görmenin ötesinde onları necis olarak görmektedir. Dolayısıyla onlara karşı kin, nefret ve düşmanlık, ibadet hükmündedir onun için. Tabi böylesi kimselere karşı kibirli ve gururlu olmaksa ibadettir. Evet,şeytan kimi insanları da bu şekilde tuzağına düşürerek, kin, nefret, düşmanlık ve öfkeyi onun gözünde ibadete dönüştürebiliyor…

Kibirle ilgi yüzlerece ayet ve hadisten sadece ikişer örnek:

“Şübhesiz ki âyetlerimizi yalanlayıp, ona karşı kibirlenenler yok mu, onlara gök kapıları açılmaz ve deve, iğne deliğine girinceye kadar (onlar) Cennete giremezler. İşte suçluları (kâfirleri) ise, böyle cezâlandırırız.” (A'raf  40)

“Yeryüzünde haksız yere kibirlenenleri (de) âyetlerimden yakında uzaklaştıracağım. (Onlar) her mu‘cizeyi görseler de (yine) ona îmân etmezler. Hem hidâyet yolunu görseler, onu yol edinmezler. Fakat azgınlığın yolunu görseler, onu (hemen kendilerine) yol edinirler. Bunun sebebi, şübhesiz onların âyetlerimizi yalanlamaları ve onlardan gafil kimseler olmalarıdır.” (A'raf 146.)

"Kalbinde zerre miktar kibir bulunan kimse asla cennete girmeyecektir!" buyurmuştu. Bir adam: "Kişi elbisesinin güzel olmasını, ayakkabısının güzel olmasını sever!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Allah Teala hazretleri güzeldir, güzelliği sever! Kibir ise hakkın ibtali, insanların tahkiridir"  (Müslim, İman 147; Ebu Davud, Edeb 29, (4091); Tirmizi, Birr 61, (1999)

 "Kişi kendisini (halktan büyük görüp) uzak tuta tuta cebbarlar arasına kaydedilir de onların başına gelen musibete duçar olur." (Tirmizi, Birr 61, (2001) hep berberaber tefrika sebebi olan kibir ve gururla mücadele etme vakti geçiyor uyanalım. Selam… Dua…