<p>Adını anmamak için çok direndim… Kendimce bir savunma mekanizmasıydı sanırım bu… Senden bahsetmek, acını yazmak beni kahredecekti... Belki de görmek istemediklerimizi söylemeye takati olmadığımızdandı içimde olan biten… Fakat dayanamadım… Her gün haberlerde internet sayfalarında sosyal medyada o görüntüleri görmek, okumak çileden çıkarıyor insanı…</p><p>Okul vakti geldiğinde annenin neler hissettiğini düşünmek, içimi acıtmanın kanatmanın ötesinde bir duygu… Baban, kardeşlerin arkanda bıraktığın hatıradan çok, ölümünün vahşet sınırlarını geçen hali onlara ne hissettiriyordu, düşünmek istemesem de aklımdan çıkmıyordu…</p><p>Yasin Börü’ den bahsediyorum… Henüz 16 yaşında (gerçi ölümün yaşı yok biliriz o hep aynı yaştadır dünya olalı beri can taşıyan her bedenin son ziyaretçisi)… Kurban etinin poşetini hangi duygularla dağıtıma çıktığını düşünüyorum… Söylenecek her türlü sözün duygularımı tarif edemeyeceğinin farkındayım. Garip bir acı tarifsiz bir huzursuzluk ve gözyaşı…16 yaşında vahşice öldürülmüş bir yavru için ne söylene bilirdi ki… Bu acı neyle tarif edilebilir…</p><p>Çok gariptir ki bu kan donduran, akıllara durgunluk veren bir ölüm… İçinizde tuttuğunuz neyin hıncı ki 16yaşında masum bir bedeni türlü acımasız işkencelere maruz bıraktınız… Amacınız neydi? Hedefiniz ne… Yerde sürüklediğiniz, aşağılara attığınız yetmedi üzerinden arabayla geçip başını taşla ezerek nasıl bir duygunuzu tatmin ettiniz… Bu insanlık mıydı? Gayeniz insanca yaşamak için bir mücadele miydi söylemleriniz ile gerçekleştirdiğiniz bu davranış arasında nasıl bir vicdan akıl tutarlılığı var… Yazık… Yazık ki Türk Kürt ayrımı yapmadan size benzemeyene sizin gibi düşünmeyene yaptığınız bu vahşice davranış, samimiyetsizliğinizin ve insanlıktan çıkmışlığınızın resmidir…</p><p>Pardon ama siz, insanlığınızı yitirmiş aklını kullanamayan zavallı hilkat garibelerisiniz… Pardon ama siz elinizi kolunuzu sallayarak bu memleketin ırkı ne olursa olsun vatandaşlarını ezip biçip yok edemezsiniz… Pardon ama Allah’ın kullarına bu zulmü yapamazsınız… Hele bunu sözüm ona Kobani’de IŞID’ın öldürdüğü gariban insanları bahane edip sokağa çıkarak 16 yaşında bir eve sığınmış masum bir genci katledemezsiniz… Pardon ama sizin derdiniz başka bu aşikâr… Pardon ama güzel ülkemin huzurunu bozmaya, anaları acı içinde bırakmaya hakkınız yok… Pardon ama vandallığınızın bedelini ahirette belki dünyada er geç ödeyeceksiniz… İlahi adalet yakanızı bırakmayacaktır…</p><p>Kendine benzemeyene, kendi gibi düşünmeyene saygı göstermek, medeniyetin ve yüksek olgunluğun nişanesidir… “saygı duymak “insanın kendi cinsine gösterebileceği en muhteşem seviyedir… Ve kendine verebileceği en onurlu değerdir…</p><p>Aklımızı başımıza toplayıp neyi ne için yaşadığımızı lütfen sorgulayalım, izzetle onurla yaşamak ve yaşatmaktır gayemiz derdimiz… Saygı duymak eylemi gösterilebilecek en mukaddes eylemdir insanlık adına…</p><p> Allah’u Teâla, namusuz ve şahsiyetsizlerden insani melekelerini yitirip menfaati için herkesi ve her şeyi harcayanlardan insanımızı vatanımızı devletimizi korusun… Rabbim kuzu postuna bürünmüşlerin şerrinden bizi ve neslimizi emin eylesin…  Rabbimden Katledilen kardeşlerimize rahmet, acısı tarifsiz ailelerinin gönüllerine sabır yağdırmasını temenni ediyorum… Allah’ın selamıyla ve rahmetiyle kalın…</p>