O günün efendisi, lider yada şeyhi, iki dağ arasındaki vadiyi kapatmış ve burayı sütten, baldan ve şaraptan akan sular, güzel kızlar ve çeşitli meyve bahçeleriyle donatmıştı. Kendi adamlarına, gerçekten cennette olduklarını zannetmeleri için burayı cennet tasvirine benzetmişti.

Bu Şeyh, bu efendi, bu lider, fedailerine iksirinden içirerek onları dörderli, altışarlı gruplar halinde bahçeye taşıtıyordu.

Gerçekten cennete gittiklerini zanneden müridlerini bir göreve göndereceği zaman "Gidip şunu şunu öldürürsen” Meleklerim sizi ebedi cennete götürecektir." diyordu.

Gördükleri yalancı cenneti ile başları dönen ve burada ebedi kalacaklarına inanan bu fedailerin göze alamayacağı hiçbir tehlike yoktu.

Ey şeyhlerin fedaileri!

Ey suikast timleri!

Ey kiralık katiller!

En Menfaat perestler!

Ey İdeloji ve İzm’lerin esirleri!

Ey Sarhoşlar!

Ey Haşhaşiler!

Ey nefsini cennet bahçesi olarak görenler!

Ey hakkı ve haklılığı, tapmış oldukları ideoloji ve izm’lere kurban edenler!

Büyük efendi ABD’nin, bu iksiri sizin efendilerinize içirmesi yetmiyormuş gibi,  onlarında bu iksiri size içirdiğinin farkında mısınız?

Haklı ve günahsız olanınız bir adım öne çıksın!

Çıkamayacağınıza göre, atın elinizdeki o iksiri!

O iksir sizi sarhoş ediyor ve kendinizden geçiriyor.

O iksir, Faşizm’dir, O iksir Komünizm’dir, O iksir Kapitalizm’dir.

O iksir, Emperyalizm’dir. O iksir Oportünizm’dir, O iksir Sadizm’dir.

O iksir Bencilik’tir,  O iksir Enecilik’tir, O iksir Pragmatizm’dir.

O iksir, Kavmiyetcilik’tir, o iksir, Milliyetçilik’tir, o iksir Nesebiyetcilik’tir.

O iksir, Dincilik’tir, o iksir Laikcilik’tir, o iksir Ateistcilik’tir.

O iksir, Mezhepçilik’tir, O iksir, Cemaatçilik’tir, O iksir Particilik’tir.

O iksir, Kürtçülük’tür, Türkçülük’tür.

Şöyle bir geriye çekilip de bakın bakalım neyi yaptığınıza.

Uğrunda insanların canına ve malına kastettiğiniz o cennet sahte bir cennettir.

Bu mücadele yarın kapkaranlık bir hayat olarak karşınıza çıkacaktır.

Kendi makam mevkileri uğruna sizi kullananlara gelin izin vermeyin.

Haksızlık ve zulme karşı başkaldırı ancak adaletle mümkündür.

Zalime zulüm ile karşılık vermekte zülümdür.

Ve kazananı yoktur zulmün.