Yerel yönetimler, köy, kent gibi belirli bir coğrafî alanda bir arada yaşayan topluluk üyelerinin en fazla ihtiyaç duydukları ortak hizmetleri sağlamak amacıyla meydana getirdikleri yönetim birimleridir. Bu birimler, ortak hizmetleri yerine getirebilmek için örgütlenen, karar organları ve bazı durumlarda da yürütme organları yerel toplulukça seçilerek göreve getirilen, yasalarla belirlenmiş görev ve yetkilere, özel gelir, bütçe ve personele sahip, merkezî yönetimle ilişkilerinde özerk olarak hareket edebilen kamu tüzel kişileri olarak izah edebiliriz.

Sosyal belediyecilik, toplum ve halkla kaynaşma, aynı zamanda ihtiyaçların zamanında karşılanmasıdır. Artan yoksulluk insanların paylaşım durumları, toplumun yansımasını gösterir. Toplumun bu konudaki duyarlılığı, sorunları kısmi olarak çözse de yeterli olmaz. Bu konuya yerel ve merkezi yönetimlerin el atması ile çözülür.

Sosyal duyarlılığı bu halk fazlası ile göstermekte. Gerek Suriye de, gerekse başka ülkelerde gelen insalanlara yapmış olduğu yardımlar ile bunu ispatlamış durumda. İnsanlık tarihi boyunca sınıflar arasındaki ayrım mevcut. Bu ayrımı çatışmaya ve psikolojik çöküntüye sebep vermeden yapmanın en iyi yolunun İslami hassasiyetler olduğunu hepimiz biliyoruz. Sağ elin verdiğini sol elin görmemesinin hikmeti de bu.

 Bu görevleri yerel ve merkezi yönetimlerin yapması gerekir. Bu konuda yapılan yardımlar yok mu elbette var. Ama yanlış uygulamalar ve izlenen yöntemler büyük hataları da beraberinde getirmekte. Çünkü yardımları muhtarlar ve ihtiyar heyetlerine bırakıp kontrol edilmemesi, beraberinde adaletsiz bir dağıtımı da beraberinde getirdiğini hepimiz çoğu zaman şahit oluyoruz. Dağıtılan yardımlar gerçekten hak sahiplerine ulaşıp ulaşmadığı tartışılmakta.Bu konuda halkın yeterince ikna edilmesi gerekmekte.

Bu gün Gaziantep de ihtiyaç sahibi o kadar çok insan var ki, ferdi olarak ulaşmak mümkün değil. Kışın geldiği bu günlerde evinde sobası ve yakacağı olmayanlar, hatta barınacak bir yerlerinin dahi olmadığı çok insan var. Sokakta yatıp kalkan Suriyeli kardeşlerimize yardım yapan sivil toplum kuruluşları yeterli olmamakta. Acilen bu sorunlarına yerel yönetimlerin el atması lazım. Yoksa sosyal devlet ve sosyal belediyecilikte söz etmemiz mümkün değil.

Yerel yönetimler STK lar ile işbirliği yaparak, bunların üzerinde yardımları ulaştırması ve koordine etmesi lazım. Tabi STK lar da üzerine düşen görevleri hakkı ile yerine getirmesi gerekir. Şuanda durumun vahametini görüp ona göre çalışmalarını yapması lazım. Sorumluluk sahibi insanların, sorumluluğunun farkına vararak kendini bu konuda görevli addetmesi lazım.