Suriyelilerin Türk vatandaşlığına geçmesi kararı verildi ve çalışmalar başlatıldı. Öncelikle bu insanları bir mülteci olarak değil bizimle eşit insanlar olarak gördükleri için siyasilerimize teşekkür ederiz. Batıda bu insanlar insan yerine konulmazken ülkemizi ikinci bir vatan edinmeleri güzel olur.
Benim ise önerim bu insanları ülkemizde dağıtmak yerine sadece suriyelilerin bulunduğu bir kent inşa etmek veya mevcut küçük yerleşim yerlerinden birisini böyle bir kente dönüştürmektir. 
Bunun sağlayacağı yararın başında Arapça konuşan bir şehrimiz olacak. Arapça öğrenmek için Arap ülkelerine gitme mecburiyetimiz olmayacak.
Burada dini eğitim veren medrese ve islami ilimler üniversitesi de açılabilir. 
Ayrıca Arapça dil eğitimin verildiği bir merkez oluşturulabilir. 
Arap kültür merkezi, kütüphanesi ve medyası oluşturulabilir. TRT Arapça direk ordan yayın yapabilir. 
İmam Hatiplerimizin ve Arap dil bölümü öğrencilerimizin pratiklerini geliştirmek isteyecekleri bir merkezimiz olur. 
Batıda böyle farklı dillerin konuşulduğu kantonlar vardır. Artık biz İngilizlerin bize dayattığı şu sistemi kırmalıyız...

Ek
Suriyeliler içerisinde bir çok doktor, ilim adamı, akademisyen ve öğretmen de bulunmaktadır. Bu kişileri değerlendirebiliriz. Özellikle imam hatip ve ilahiyat fakültelerimize öğretmen olarak yerleştirip arapçanın gelişmesini sağlayabiliriz.

Yani Suriyeli deyince insanlarımız hemen sokaklarda dilenenleri görüyor. Halbuki bunlar tüm suriyelileri temsil edemez. Suriye Arap dünyasında entellektüel birikimi en yüksek ülkeydi. Bir çok yetişmiş beyin de geldi. Onları değerlendirmeliyiz.
Vatandaşlık olayı inşallah hayırlara vesile olur. Bu durum, Ülkemizin Araplarla yakından tanışmasına yarar. Arapça da gelişir. Ramazanda gittiğim bazı mahalle camilerinde hep suriyelileri gördüm. İnşallah bu durum ülkemizin inşasına yarar.
Ayrıca karşılıklı evlilikler de tekrar Araplarla olan bağlarımızı kuvvetlendirir.

 

ŞERH

Vatandaşımız olan Suriyelilerin iyi bir eğitmden geçtikten sonra ileride kurulacak olan Suriye devletinde etkili görevlere gelmesi, Türkiye’nin Suriye ile ciddi bağların oluşmasını sağlar. Ayrıca, bu kişilerin daha sonra ülkelerine dönmesi, Suriye’de güçlü bir Türk vatandaşı potansiyelini oluşturur. İki ülkenin yakınlaşmasını ve belki de ileride birleşmesini sağlar.

Ayrıca, ülkemiz gittikçe yaşlanmaktadır. Böylece ülkemizin ihtiyaç duyduğu genç, üretken ve güçlü bir nüfus potansiyeline de kavuşmuş olur.

HAŞİYE
Benim temennim inşallah bu sınırlar tamamen kalkar bir gün.. Şu vatandaşlık denilen ulus devlet putları da yıkılır. İslam'a göre bir müslüman için tüm darul islam onun vatanıdır. Hatta gayri müslim birisi müslüman olduğunda onun artık asıl vatanı darul islamdır ve buraya babasının evine gelir gibi rahatlıkla gelebilir. 
Bu olay inşallah Şam ile İstanbulu yakınlaştırır. 
Ama Suriye'yi düşmana teslim etmeden olur...

 

ENDİŞELER

Suriyeliler ile Kürt vatandaşlar arasında husumetin doğmaması ve bir iç savaşa dönüşmemesi için Kürt bölgelerine özellikle terör nedeniyle boşaltılmış olan bölgelere yerleştirme gibi bir yola baş vurulmamalıdır. Çünkü bu durum, Kürtler tarafından bölgede Kürt nüfusunu dengeleme ve karşı bir etnik köken konulmak istenmesi olarak yorumlanacaktır. Buna meydan verilmemelidir. Bu insanları tüm Türkiye’ye dağıtmak da kontrolsüz bir nüfusun virüs gibi dağılmasına yol açar. En güzeli bir veya birkaç şehir inşa etme yoluna baş vurulmalıdır.

Ayrıca, bu durum Suriye’nin boşaltılma projesine hizmet edilmemelidir. Bizim Suriye’yi kayıp ülke olarak görmemize yol açmamalıdır. Suriye’yi İran’a, İsrail’e, Rusya’ya, Esad’a veya PYD’ye teslim etmemiz gerekir.

Suriyelilere vatandaşlık verdiğimiz gibi ülkemizde bulunan Çeçen,Uygun ve başka mazlum uluslara da bu hakkı vermemiz gerekir. Suriyelilere şu mesajı vermeliyiz, siz bir gün ülkenize döneceksiniz. Tıpkı Resulullah (sav)’nin Mekke’nin fethi gibi hicretten döneceksiniz. Birgün sizin de Mekkeniz feth edilecek…