Türkiye tam anlamıyla bir ateş çemberi içerisinde, etrafımız savaş, terör, kan, gözyaşı ve sıkıntılar içerisinde. Gün geçmiyor ki bir olayla karşılaşmayalım. Arap baharı ile başlayan süreçte İslam ülkeleri üzerinde emperyalistlerin oyunları bir biri ardına sıralanmakta. Müslümanları terbiye etme ve yönlendirme çabaları her geçen gün derinleşmekte. Derinleştikçe bilançolarda ağırlaşmakta. Ağırlaşan bilançolar toplumu iyiden iyiye germekte. Bu gerilimde paramparça olan ümmet daha da eriyip yok olmakta.

Türkiye içeriden ve dışarıdan bir ateş çemberi ile sarılmış vaziyette. Ateş çemberinin içine düşürülmüş demek daha doğru bir ifade olur.

İçeride, dış destekli PKK terör örgütünün silahlı eylemleri, dışarıda Ortadoğu ülkelerinde bir türlü bitmek bilmeyen karışıklıklar ve iç savaşlar ülkemizi derinden etkilemektedir.

Bu olaylar bir yandan insanımızı büyük bir karamsarlığa ve ümitsizliğe iterken diğer yandan da ülkemizi ve ülke yönetimini çok zor durumlarda bırakmaktadır.

Terör örgütünün eylemleri her geçen gün daha da hız kazanmakta ve artık PKK, hedefine sivil halkı da koymuş durumdadır

PKK’ ya yardım edeceğini daha önce açık ve net olarak belirten Beşar Esed başta olmak üzere, bize dost görünen ve her zaman ikili oynamayı siyasetinin merkezine oturtan ABD ve diğer bazı ülkelerin PKK’ ya verdikleri destek ve yardım, terör örgütünün daha da azgınlaşmasına ve gittikçe hedefini genişletmesine yol açmaktadır.

PKK’ya yıllardan bu yana silah sevkiyatında bulunan ABD’nin ve her türlü desteği veren Batı Ülkelerinin de amaçları, Türkiye’nin büyümesini ve güçlenmesini istememelerinden kaynaklanmaktadır.

bölgede en büyük zararı görmekte olan Kürt halkına düşen, PKK’ nın oyununa gelmemek, PKK’ nın ele geçirmek istediği çocuklarına sahip çıkmak.

Bu insanlık dramının odak noktasında Ortadoğu’nun yeniden yapılandırılmasının baş mimarı ‘’Amerikan İmparatorluğunun’’ bölgedeki stratejik hedeflerini ele geçirme gayretleri vardır

 ‘Stratejik Ortağımız’ diye bakılan Amerika’nın kendi stratejik menfaatleri uğruna bölgeyi yeniden yapılandırma gayretlerinin, insanlık dramı devam eden bu kritik sürecin; ülkemizi nasıl etkileyeceğini, milli menfaatlerimiz ile hangi ölçüde uyuşabildiğini önümüzdeki süreçte yaşayıp, göreceğiz.

       Türkiye gerçek anlamda çok önemli iç ve dış sorunlarla uğraşmak zorundadır. Gerçek anlamda bir ateş çemberinin içerisindeyiz. Bu aşamada ise yapılası gereken halkı galeyana getirecek tavır ve davranışlardan uzak durmaktır. Çünkü bugün her zamankinden daha çok sorunlarımız karşısında serinkanlı ve ılımlı olmaya ihtiyacımız var. Olayları doğru yorumlamaya mecburuz.