Mevcut sistemle Aile hekimlerinin 'hekimliğin' yanında 'işletmeci' de olduğunu belirten Erdoğan, aile hekimliğinin gün geçtikçe yapılamaz hale geldiğini söyledi. Böyle devam ederse birçok aile hekiminin aile sağlığı merkezlerini kapatmak zorunda kalacağına işaret eden Erdoğan, 'Bunun sonucu olarak da hastanelerde randevu bulamayan halkımız bu defa ise muayene olacak aile sağlığı merkezi de bulamayacaktır' dedi.

AİLE HEKİMİ ESNAF GİBİ KENDİLERİNE DÜKKAN KİRALAMAK ZORUNDA KALMAKTA

Milyonlarca vatandaşın bağlı olduğu aile hekimlerinin sorunları gün geçtikçe büyüyor. Aile hekimlerinin sorunlarına dikkat çeken Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Gökhan Erdoğan, 'Gaziantep'te 750 civarında aile hekimliği birimi bulunmakta olup bunlardan 64 tanesinden neredeyse tamamı hekimler tarafından görev yapacak binaları olmadığı için tercih edilmeyen ve şuan pasif durumda olan birimlerdir. Çünkü hekimler aile hekimi olmak üzere bir aile hekimliği birimini tercih ettikleri zaman eğer çalışabileceği bir işyeri yoksa öncelikle bir esnaf gibi kendilerine bir dükkan kiralamak zorunda kalmaktadır. Bazı birimlere idare tarafından sağlanan binalar ise genelde çok eski ve bakımsız durumdayken, aile hekimleri tarafından kamu binası tahsis edilmediği için kiralanan yerler ise sağlık kurumu olmaktan çok uzak olup herhangi bir binanın zemin katında sağlık hizmeti sunmaya çokta uygun olmayan yerlerdir' dedi.

AİLE HEKİMLERİ HEKİMLİĞİN YANINDA İŞLETMECİ DE OLMUŞTUR

Mevcut sistemle Aile hekimlerinin hekimliğin yanında işletmeci de olduğunu belirten Erdoğan, 'Aile hekimleri bu sistemle beraber hekimliğin yanında işletmeci de olmuştur ancak kamu kurumlarının standardizasyonu için en azından tüm aile sağlığı merkezlerinin idare tarafından ve aynı standartlarda fiziki şartlara haiz olarak sağlanması gerekmektedir çünkü zengininden fakirine her vatandaşımız aynı kalitede sağlık hizmetini almayı hak etmektedir.

Aile hekimlerine sağlanamayan kamu binalarının diğer dezavantajı ise hekimleri fırsatçı dükkan sahipleri ile karşı karşıya bırakmakta olup sabit bir ödenekle bu kiralara ödeyemediği için istifa edecek hekimlerden sonra hekimi olmayan birimlere bir yenisi daha eklenirken halkımızın hizmet aldığı aile sağlığı merkezleri de hekimi olmadığı için kapanacaktır ve kişiler hizmet alacak aile hekimi dahi bulamayacaktır. Aile hekimleri hakediş ve cari gider olmak üzere iki kalemde ödeme almaktadır.

Hakediş dediğimiz ödeme standart olarak tüm kamu görevlilerinin maaş olarak aldığı ödemeye benzeyen ancak değişken ve genellikle azalan bir ödeme türüdür. Cari gider ise aile hekimlerinin görev yaptıkları aile sağlığı merkezinin işletmesi için verilen bir ödeme türüdür. İşletme deyince çok kapsamlı bir süreç ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki Aile Sağlığı Merkezinin kirası, elektrik faturası, su faturası, doğalgaz faturası, medikal sarf malzemeleri, kırtasiye giderleri ile beraber ASM'nin temizliğinden boyasına hatta kırılan camına kadar aile hekimini ilgilendiren bir süreçten bahsediyorum' dedi.

ARTIK ASM'LERİMİZİN İŞLEYEMEZ HALE GELDİ

Artık ASM'lerin işleyemez hale geldiğini belirten Erdoğan, 'Aile hekimleri bir yandan sağlık hizmet sunmaya çalışırken bir yandan da aile sağlığı merkezlerinin sorunsuz bir şekilde işletilmesinden sorumlu olmaktadır. Yani aile hekimliği sistemi öncesinde kurgulanmış olan sağlık ocaklarında çalışan hekimin, memuru, şefi, şoförü, hemşiresi, ebesi ve temizlik personelinin hep beraber yaptığı işi şuan aile hekimleri tek başlarına daha düşük maliyetlerle yürütmeye çalışmaktadır. Ancak bu işi yaparken bir yandan azalan alım gücümüzün artan enflasyon karşısında erimesine şahit olmakta ve artık ASM'lerimizin işleyemez hale geldiğini görmekteyiz. Ne yazık ki bu süreçte açıklanan enflasyon oranlarının reel enflasyondan ne kadar uzak olduğunun en yakın şahidi olmaktayız' dedi.

AİLE HEKİMLİĞİ GÜN GEÇTİKÇE YAPILAMAZ HALE GELMEKTE

Aile hekimliğinin gün geçtikçe yapılamaz hale geldiğine dikkat çeken Erdoğan, 'Aile sağlığı giderlerini karşılamak üzere aldığımız Cari gider denilen ödeme ne gariptir ki reel enflasyon oranına bağlı olarak değil de Memur maaş zammı oranında artırılmakta ve bu yetersiz artış bizi her geçen gün daha da zor durumda bırakmaktadır. Şöyle ki 2010 yılından bugüne kadar ki sözleşmeli personel tavan ücreti (Memur maaşına endeksli olarak değişmekte) ile asgari ücret karşılaştırıldığında aynı süre içerisinde asgari ücret 6,86 kat artarken sözleşmeli personel tavan ücreti 4,27 kar artmıştır. Aile sağlığı merkezi giderlerinin en önemli kaleminin personel ödemeleri olduğu düşünüldüğünde ve diğer faturaların ise asgari ücretten daha fazla arttığı göz önünde bulundurulduğunda aile hekimliği gün geçtikçe yapılamaz hale gelmektedir' şeklinde konuştu.

BİRÇOK AİLE HEKİMİ AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNİ KAPATMAK ZORUNDA KALACAK

Böyle devam ederse birçok aile hekiminin aile sağlığı merkezlerini kapatmak zorunda kalacağına işaret eden Erdoğan, 'Çok uzağa gitmeden incelediğimizde bile; Elektrik birim fiyatı işyerleri için 2021 yılı başında 806,29 TL iken şuan 2113,26 TL olmuştur ki bu %162 lik bir artışa tekabül ederken, yine aynı dönemler için Doğal Gaz Birim fiyatı 1,321 TL/1000 sm3 den 12,522 TL/1000 sm3 e yükselmiş olup bu ise %847'lik bir artışa tekabül edecektir. Bunların dışında ki harcamalara göz atmak gerekirse; En temel medikal sarf malzeme olan Pamuk fiyatı 2021 başından bugüne kadar 24 TL/kg dan 63 TL/kg a yükselmiştir ki yine bu da %162'lik bir artıştır.

Aile sağlığı merkezlerimiz için temel olan sadece birkaç harcamamızdan bahsetmeme rağmen durumun ne kadar vahim olduğunu görmek hiç de zor olmasa gerek. Temmuz 2022 itibariyle hakediş ve carilerimize yapılacak olan yüzde 7 zam ve yüzde 34 civarında enflasyon farkı ile beraber aile sağlığı merkezlerimiz biraz daha çıkmaza sürüklenecek ve birçok aile hekimi aile sağlığı merkezlerini kapatmak zorunda kalacak bunun sonucu olarak da hastanelerde randevu bulamayan halkımız bu defa ise muayene olacak aile sağlığı merkezi de bulamayacaktır' diye konuştu. BAHRİ UÇAR