Türkiye'de çiftçiler bu yıl tüm zamanların en yüksek seviyesini gören tarımsal girdi maliyetleriyle mücadele ederek üretim yapmaya çalışıyor. Çiftçilerin artan girdi maliyetlerin altında kalkamayacak durumda olduğuna dikkat çeken Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, 'Yüzde 200-300 artan girdi maliyetleri çiftçileri üretim yapamaz hale getirdi. Biran önce gübre, mazot, ilaç, tohum, elektrik, yem, sulama ücreti gibi girdi maliyetleri mutlaka düşürülmelidir' dedi. Çiftçinin yıllardır büyüyen sorunlarının artık çözülmesi gerektiğini kaydeden Çolak, artan girdi maliyetlere çözüm bulunmasa yeniden 'karasaban' dönemine geri dönmek zorunda kalınacağına dikkat çekti.

GİRDİ MALİYETLERİ ARTTI, ÇİFTÇİLER TARIMDAN UZAKLAŞIYOR

Dünya Çiftçiler Gününün kutlandığı Türkiye'de çiftçiler zor bir süreçten geçiyor. Türkiye'de çiftçiler bu yıl tüm zamanların en yüksek seviyesini gören tarımsal girdi maliyetleriyle mücadele ederek üretim yapmaya çalışıyor. İklim değişikliği ve kuraklığın yanı sıra dövizdeki dalgalanmayla birlikte artan maliyetlerin altında ezildiklerini söyleyen çiftçiler, her geçen gün daha fazla çiftçinin tarımsal üretimden vazgeçtiğini söylüyor.

Artan maliyetlerin yanında çok küçük kalan destekler üreticilerin toprağa küsmesine neden oluyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre 2011 yılından 2021'e çiftçi sayısı yüzde 53 azaldı. SGK'ye göre 2011 yılında 1 milyon 122 bin olan çiftçi sayısı 2021 yılında 530 bine kadar düştü. Bu da son 10 yıla çiftçi sayısının yüzde 50 civarında azaldığını gösteriyor.

ÇİFTÇİLERİN YILLARDIR BÜYÜYEN SORUNLARIN ARTIK ÇÖZÜLMESİ GEREKİYOR

Çiftçilerin artan girdi maliyetlerin altında kalkamayacak durumda olduğuna dikkat çeken Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, 'Gübre, mazot, ilaç, tohum, elektrik, yem, sulama ücreti gibi girdi maliyetleri mutlaka düşürülmelidir' dedi. Çiftçilerin en önemli sorununun artan girdi maliyetleri olduğunu belirten çolak, çiftçinin yıllardır büyüyen sorunlarının artık çözülmesi gerektiğini söyledi.

ÇİFTÇİLER ARTAN GİRDİ MALİYETLERİN ALTINDA KALKAMAYACAK DURUMDA

Çiftçilerin artan girdi maliyetlerin altında kalkamayacak durumda olduğuna dikkat çeken Çolak, 'Çiftçiler olarak 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'nü buruk olarak kutlayacağız çünkü çiftçiler artan girdi maliyetlerin altında kalkamayacak durumda. Çiftçilerin bu girdi maliyetlerin altında kalkacak durumu kalmadı. Bunun yanı sıra son yıllarda ülke ve bölgesel olarak kuraklık yasıyoruz. Artık her yıl bir önceki yıla göre daha kurak geçiyor. Kuraklığın üstüne yüzde 200-300 artan girdi maliyetleri çiftçileri üretim yapamaz hale getirdi' dedi.

YENİDEN KARASABAN DÖNEMİNE GERİ DÖNMEK ZORUNDA KALACAĞIZ

Artan girdi maliyetlere çözüm bulunmasa yeniden karasaban dönemine geri dönmek zorunda kalınacağına dikkat çeken Çolak, 'Çiftçinin artık gübre kullanacak hali ve şansı kalmadı. Toprağımızı uzun yıllardan beri gübreye alıştırmış durumdayız. Gübre kullanmazsak üretim düşer, ürün kalitesi düşer. Dolaysıyla üretim yapmak isteyen çiftçiler mutlaka gübre kullanmak zorunda. Gübrenin yanı sıra mazot da çiftçinin belini büktü. Geçen yıl bu zamanlarda 6-7 lira olan mazot şuanda 22-23 liraya çıktı. Çiftçi geçen yıl çiftçi mazotu alamazken şimdi 22-23 lira olan mazotu hiçbir şekilde alacak durumda değil. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'nü kutladıktan sonra eskiden olduğu gibi ya at ya öküz alıp kara savana geri dönmek zorunda kalacağız. Çünkü çiftçilerin artan bu girdi maliyetleriyle başa çıkacak durumu kalmadı' dedi.

ÇİFTÇİ SAYISI GİDEREK AZALIYOR

Artan girdi maliyetlerinden dolayı çiftçi sayısının giderek azaldığına dikkat çeken Çolak, 'Çiftçi sayısı giderek azalıyor. Bu ülkenin tarımı için ciddi bir tehlike oluşturuyor. Sahada 50-55 yaş altı bir çiftçiyi tarlada üretim yaparken göremiyoruz. 50-55 yaşında olan çiftçilerimiz bir 10 yıl daha üretim yaptığını düşünürsek 10 yıl sonra bu tarlalarımızı nasıl ekeceğiz, nasıl üretim yapacağız, nasıl insanların karınlarını doyuracağız? Devletin çiftçiyi köyde tutma adına ne gerekiyorsa biran önce yapması gerekiyor. Devlet biran önce girdi maliyetlerini düşürmezse büyük bir tehlike bekliyor' dedi.

ÇİFTÇİLERİN SORUNLARINA ARTIK ÇÖZÜLMELİ

Çiftçilerin topraktan uzaklaştığını belirten Çolak, 'Daha önce 7 ülkenin tarımı kendi kendine yeterken bu ülkelerin içerisinde Türkiye de vardı ama şimdi Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş bizi kara kara düşündürüyor çünkü arpa, buğday, mısırda onlara bağımlı hale gelmiş durumdayız. Tarlamız, toprağımız var neden bu ülkelere bağımlı kalıyoruz. Çiftçilerin sorunlarına artık çözülmeli. Devletin, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bu sorunu çözüp kendi üretimimizi kendimiz yapmamız gerekiyor' dedi.

'GÜNEŞ' ENERJİSİ DESTEĞİNİN İPTAL EDİLMESİ ÇİFTÇİLERİ DERİNDEN ÜZDÜ

Çiftçinin enerji maliyetini düşüren Güneş enerjisi sistemi hibe desteğinin iptal edilmesine tepki gösteren Çolak, 'Bundan önceki Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli döneminde çiftçilerimizin elektrik maliyetlerini düşürmek için bir destekleme modeli hayata geçirildi. Kuyulara kurulan güneş panelleri ve sulama sistemleriyle ilgili yüzde 50 hibe veriliyordu. Çiftçilerimiz bu desteklemeye başvurdular ama yeni gelen Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci bu projeyi iptal etti. İptal gerekçesi olarak da güneş panellerinin tarım alanlarını kapladığı gösterildi. Biz çiftçiler ve Ziraat odaları olarak hiçbir şekilde buna katılmıyoruz. Çiftçi 300-500 metre tarım alanını kapatıyorsa daha kaliteli ve verimli tarım yapmak için, girdi maliyetlerini düşürebilmek için, üretimi artırabilmek için yapıyordu. Eğer devletimiz, Tarım ve Orman Bakanlığımız tarım alanlarını korumak istiyorsa tarlalara yapılan bağ evlerine, villalara, imara açılan tarım arazilerine engel olması lazım. Dolaysıyla destekleme projesinin iptal edilmesi çiftçileri derinden üzmüş ve yaralamıştır' dedi.

ÇİFTÇİNİN BORÇLARI FAİZSİZ BİR ŞEKİLDE ERTELENMELİ

Çiftçilerin bankalara olan borcunun sürekli artığına dikkat çeken Çolak, 'Çiftçilerin bankalara borcu sürekli artıyor ve çiftçinin borcunu ödeyecek gücü de kalmadı. Birçok çiftçimizin traktörü, tarlası ve ahırlarındaki ineklere kadar haciz nedeniyle el konuldu. Şuanda köyde ne yapacağım, köyde kalmanın manası kalmadı diyen birçok çiftçimiz var. burada yine hükümetimize büyük görev düşüyor. Bu dar zamanda devletin çiftçiye el uzatması lazım. Çiftçinin borçları mutlaka faizsiz bir şekilde 5 yıla yayarak çiftçilere destek olunması lazım. Aksi takdirde çiftçilerimizin tarlaları, traktörleri, tarım ekipmanları ve ahırdaki hayvanları bankalar tarafından haciz ediliyor. Biran önce bunun önüne geçilmesi gerekiyor çünkü çiftçinin traktörü olmazsa üretim yapamaz, hayvanı olmazsa hayvancılık yapamaz. Bu da büyük bir tehlike oluşturuyor' dedi.

MAZOT VE GÜBRE DESTEĞİ YÜZDE 20'SİNİ KARŞILAMIYOR

Çiftçiye verilen mazot ve gübre desteğinin yetersiz olduğunu belirten Çolak, 'Çiftçilere mazot ve gübre desteklemesi adı altında yılda bir kez destekleme yapılıyor. Bu dönemin Başbakan Binali Yıldırım tarafından 'yüzde 50'si sizden yüzde 50'si bizden' denildi. Ancak şuanda yapılan mazot ve gübre desteklemeleri kesinlikle yüzde 50'yi karşılamıyor. Verilen destek ancak yüzde 20'sini karşılıyor ve bu da zamanında ödenmiyor. 2021 yılının mazot ve gübre desteklemesini 2022 yılının mart ve nisan ayında yapıldı ancak çiftçi bu para eylül ve ekim aylarında alması lazım çünkü eylül ayında tarlasını hazırlaması için mazot lazım, ekim ayında da tohum ve gübre lazım. Bu dönemde ödenmeyen desteklemenin çiftçi için hiçbir kıymeti kalmıyor. Biz üretimi artırmak ve desteklemek istiyorsak çiftçinin ihtiyacı olduğu zamanda bu mazot ve gübre parasının ödenmesi lazım. Tarım ve Orman Çolak, 'Bakanlığımız bu hesabı nasıl yapıyor bilemiyoruz ancak bu desteklemelerin bölgesel olarak ödenmesi lazım. Örneğin Güneydoğu Anadolu bölgesinde eylül ve ekim aylarında çiftçinin ihtiyacı var ve bu bölgeye bu desteklemelerin bu aylarda yapılması lazım. İç Anadolu'da örneğin Kasım ve Aralıkta lazımsa o bölgeye de kasım ve aralıkta yapılması lazım. Yani yapılan mazot ve gübre desteği Güneydoğu Anadolu bölgesinde üretime hiçbir şekilde katkı sağlamıyor. Çünkü zamanında yapılmayan bir destekleme çiftçinin hiçbir yarasına merhem olmuyor' dedi.

DEVLETİN FIRAT'IN SUYUNU GAZİANTEP ÇİFTÇİSİYLE BULUŞTURULMASI LAZIM

Bölgede yaşanan kuraklığı da dikkat çeken Çolak, Fırat'ın suyu Gaziantep çiftçisiyle buluşturulması gerektiğini belirtti. Çolak, 'Kuraklık çiftçinin kaderi olmaması lazım. Yanı başımızdan Fırat suyu akıp başka ülkelere gidiyor. Barak ovasında Fırat suyuna 200 metre uzaklıktaki fıstık ağacı susuzluktan kuruyor. Devletin biran önce Fırat'ın suyunu Gaziantep çiftçisiyle buluşturması lazım. Çünkü üretimi artırmak istiyorsak yüzde 100 sulu tarıma geçmemiz gerekiyor ama Şahinbey'de yüzde 8-10 arasında sulu tarım yapılıyor . Artan girdi maliyetlerinden dolayı bu oran daha da aşağıya düşecek. Kuraklık çiftçinin kadri olmaması lazım ve devletin biran önce Fırat suyunu çiftçiyle buluşturması lazım' dedi.

BİRAN ÖNCE ÇİFTÇİNİN DESTEKLENMESİ VE ÜRETİMİN ÖNÜ AÇILMASI GEREKİYOR

Çiftçinin yasadığı sorunlarına artık çözüm bulunmasını talep eden Çolak, 'Bıçak kemiğe dayandı. Çiftçiyi tarlasına küstürürsek, çiftçi şehre gittiğinde tekrar köye döndüremeyiz. Biran önce çiftçinin üretim yapılması için önünün açılması lazım. Bu da artan girdi maliyetlerinin düşürülmesinden geçiyor. Devletin girdi maliyetleri mutlaka düşürmesi gerekiyor, düşüremiyorsa mutlaka çiftçiye destek vermesi gerekiyor. Nasıl gemilere, yatlara indirimli mazot veriliyorsa üretim yapan çiftçilerimize de indirimli mazotun mutlaka verilmesi lazım. Mazotun yanı sıra, Elektrik, ilaç, gübre, tohum maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor aksi takdirde çiftçilerimizin bu şartlar altında üretim yapamayacağını belirtmek gerekiyor. Hasat zamanı yaklaştı ama hasadın ardından ekim sezonu başlayacak. Ekim zamanında çiftçinin tarlasını boş bırakmaması için, üretimin artması için devletimizin acilen önlem alıp çiftçinin yanında olduğunu göstermesi lazım. Aksi takdirde korktuğumuz üretim kaybı önümüzdeki hasat zamanında başımıza gelecek ve yine dış ülkelere bağımlı olacağız. Dolaysıyla biran önce çiftçinin desteklenmesi ve üretimin önünün açılması gerekiyor' dedi.

ANTEP FISTIĞINA MUTLAKA TABAN FİYATININ AÇIKLANMASI LAZIM

Bölgenin önemli geçim kaynağı olan Antep fıstığı için mutlaka taban fiyatının açıklanması gerektiğini belirten Çolak, 'Antep fıstığı hasadı da yaklaştı. Temmuz, Ağustosta hasadı başlayacak. Nasıl fındık ve çayda taban fiyatı açıklanıyorsa Antep fıstığına da mutlaka taban fiyatının açıklanması lazım. Tarım Kredi Kooperatifi'ni bu noktada göreve çağıyorsa. Tarım Kredi Kooperatifi Antep fıstığı konusunda alım yapacağını açıklaması bile çiftçilerimizin elini güçlendirecek. Dolaysıyla Tarım Kredi Kooperatifinin mutlaka Antep fıstığı için taban fiyatı açıklamasını bekliyoruz' dedi.

TMO BÖLGEMİZDE HASAT BİTTİKTEN SONRA TABAN FİYATI AÇIKLIYOR

Hububatta hasat zaman geldiğini ancak TMO'nun hala taban fiyatı açıklamadığını da belirten Çolak, 'Hububatta hasat zaman geldi. Çiftçi dört gözle TMO'nun açıklayacağı hububat alım fiyatlarını bekliyor ancak TMO bölgemizde hasat bittikten sonra hububatta taban fiyatı açıklıyor. Zaten çiftçinin hasat ettiği ürünü depoya koyma şansı hiç yok çünkü girdi maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı hepsini borca almış ve ödemesini de hasat zamanında yapacak. Çiftçi hasat ettiği buğdayı, arpayı, mercimeği hiç depoya koymadan komisyoncuya götürüp satıyor ki borcunu ödesin. Hasat zamanından taban fiyatı da açıklanmadığından dolayı 3-5 tüccar bir fiyat açıklıyor ve o fiyattan ürünleri alıyor çünkü çiftçinin bunu satmak zorunda olduğu biliyor. Hasat ettiği ürün çiftçinin elinden gittikten sonra TMO'nun açıklamış olduğu taban fiyatı yüksek de olsa çiftçinin hiçbir işine yaramıyor' dedi.

7 LİRANIN ALTINDA AÇIKLANACAK BİR FİYAT ÇİFTÇİYİ KURTARMAYACAK

7 liranın altında açıklanacak bir fiyatın çiftçiyi kurtarmayacağına dikkat çeken Çolak, 'TMO'nun biran önce hububatta taban fiyatını açıklaması lazım ve artan girdi maliyetleri göz önünde bulundurularak fiyat belirlemesi lazım. Buğdayın 8 liranın altında olmasını kesinlikle beklemiyoruz, arpanın 7 liranın altında olmasını kesinlikle beklemiyoruz. Kırmızı mercimek için de özel bir fiyatın açıklanmasını bekliyoruz' dedi.

ÜLKENİN GERÇEK SAHİBİ VE EFENDİSİ GERÇEK ÜRETİCİ OLAN KÖYLÜDÜR

Yaşanan bunca sorunlara karşı üretim yapan çiftçilerin Dünya Çiftçiler Günü'nü kutlayan Çolak, 'Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu (IFAP) 1984 yılında üretimin, çiftçiliğin önemini belirtmek için 14 Mayısı Dünya Çiftçiler Günü olarak ilan etmiştir. Türkiye Ziraat odaları Birliği de bu kurulusun üyesidir. Ülkenin gerçek sahibi ve efendisi gerçek üretici olan köylüdür. Milli ekonominin temeli tarımdır. Eğer çiftçilerimiz üretemezse ekonomik olarak hiçbir ülke ile yarışamayız. Emekleri ile toprağı yoğuran çiftçilerimizin Dünya Çiftçiler Günü'nü kutluyorum. Tarlasında, bahçesinde gece gündüz demeden çalışarak ailesine, evine ve ülkesine üretimle destek veren kadın çiftçilerimizin Dünya Çiftçiler Gününü kutluyorum' diye konuştu. BAHRİ UÇAR