Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin açıklamalarından satır başları;

İklim değişikliği sebebiyle Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en sıcak dönemini yaşadı. Bunun sonucunda da orman yangınları silsilesi yaşandı. Yeni normal olarak kabul etmemiz gerekiyor. Buna karşı ne tedbirler almamız gerekiyor, bunu çalışmamız gerekiyordu. Herkesi davet ettik. Bu konuda bilgili, yetkin kişileri davet ettik.

Burada 9 ayrı çalışma grubu oluşturduk 370 katılımcıyla çalıştay yaptık. Duman çıktıktan sonra en hızlı şekilde bunun farkına varmak ve müdahale etmek önemli. 40 dakika olan müdahale süresini 10 dakikaya düşürmek. Şu anda 12 dakikada. İlk çıktığı anı tespit edip, alanı minimize etsek yılanın başını çok erken ezerek yangının büyümesini önlemek buradaki maksatlardan biri.

Yangın şeritlerinin sayısını artırmak lazım. Orman içi yangın yollarını artırmak lazım, 210 bin kilometre yol yapmışız bugüne kadar. İHA'larımız geçen yıl Seferihisar'da ormanda saklanmış mangal yapan vatandaşı tespit etti. Vatandaş şaşırdı ve 'Beni nasıl buldunuz' diye sorduğunda İHA'larla bulduk denildi.

Uçak kıt kaynak, uçağa yoğunlaştık. Helikopter temini ile de çalışmalar sürüyor. Uçakla ilgili satın alma süreci var. Uçaklar satın alınana kadar da 35-40 yıldır olduğu gibi kiralama işiyle devam edeceğiz. Gece su atabilen, dünyada ilktir onları kullandık. İHA'lar da ilktir, bizim dönemimizde yaptık. Gece görüş ve sevk kabiliyeti getirdi.

Yanan bölgelerin bazılarında yeşillenme olduğuna dair Haber alıyoruz. Yangından sonra doğal rejenerasyon başlıyor. Burada ciddi bir fidan kampanyası başlattık. 252 milyon fidanı bu sene bitmeden toprakla da buluşturmuş olacağız.

Suya mücevher gibi davranmamız lazım. 2021 yılı su yılında bir yıldan bir yıla yüzde 20 oranında azalma var. Marmara ve Karadeniz bölgeleri haricinde yağışlarda azalma var. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde en çok azalma görülüyor. Ege Bölgesi'nde de yüzde 18 oranında azalma var. Akılcı tarım metotları, ev ve sanayide su tasarrufuna gitmemiz lazım. Hepimiz evlatlarımızın suyundan harcıyoruz.

SÖZLEŞMELİ ÜRETİM İLE FİYAT STABİLİTESİ SAĞLANABİLİR

Gıda ve tarım fiyatlarındaki artışın genel sebeplerine bakmakta fayda var. Kuraklığa rağmen arz sıkıntımız yok. Hasat öncesi fiyatları açıklayarak çiftçiyi memnun ettik. Desteklerimizi artırdık. Tüm tarım ürünleriyle alakalı ciddi miktarsal önemli artış olduğu görülüyor.

Fiyat artışı nedenleri üretim azalması, girdilerin artması. Gübre fiyatı yüzde 204 arttı. Bizde bu kadar artmadı. Girdi fiyatlarında ciddi artış var. Bazı ülkeler stok yapmaya başladı. Petrol fiyatları nedeniyle navlun fiyatları arttı. Ülkeler tarifelerini değiştirdi. Belirsizliği herkes yönetmeye başladı. Kuraklıkla endişelerin ortadan kalkması lazım. Fiyatlarda ciddi artışlar var. Tarımda verimsiz alanlar varsa bunlara da bakılmalı. Lojistik zincirde problem varsa dünyada var. Perakende zincirlere de bakılmalı. Bugün konuşulmuyor ama gıda fiyatları için sözleşmeli ürün yapılmalı. Geleneksel bir yapımız var. Dünya dijitalize olmuş durumda.

Sözleşmeli tarımla ilgili mevzuatsal eksiklikler var. Bitkisel üretimimizin yüzde 5-6'sı sözleşmeli üretiliyor. Çiftçimiz ürünü ekiyor, biçiyor, harman zamanı fiyatını biliyor. Halbuki sözleşmeli olsa fiyatını ekmeden bilecek. 3-4 sene içerisinde fiyat dalgalanmalarını engelleriz diye düşünüyorum. Komiteler var konuşuyoruz. Ciddi çalışmalar yapılmış. Tüm bakanlıklardan bir veri bankası oluşturulmuş.

ISPANAK ZEHİRLENMESİ

Giresun'da ürünleri aldık, analiz yaptık. Ispanakta sorun yok, ıspanağın içine yabancı ot karıştığı anlaşılıyor. Çıkış yeri tespit edilen ürünlerden piyasaya sevk edilen ürünlere el konulmuş durumda. Ispanakta tedirgin olacak bir durum yok. Maalesef böyle bir olay yaşanmış oldu. Demetin içerisinde karışmış olan yabancı ottan kaynaklı bir zehirlenme olmuş.

KAYNAK: HABER7