İsrail’in Mescidi Aksa’yı işgali sonrası tepkiler çığ gibi büyüyor. Çeşitli kentlerde İsrail’i protesto eden STK’lar ve Müslümanlar, Mescid-i Aksa’nın İsrail askerleri tarafından işgal edilmesini lanetleyerek bu insanlık dışı durumun bir an önce sona erdirilmesini istiyorlar. Bu bağlamda Gaziantep Gönüllü Kuruluşları bir basın toplantısı düzenleyerek basın bildirisi okudular.

Gaziantep Erdemliler Cemiyetinde toplanan 20 sivil toplum kuruluşu yetkilileri bir araya gelerek ortak bir basın açıklaması yaptılar. Gönüllü kuruluşlar adına basın açıklamasını yapan dönem sözcüsü Arif Elmascı, İslam coğrafyasındaki terör olaylarının her birinde parmağı olan işgalci İsrail Müslümanları kışkırtmaya yönelik aşağılık davranışlarına devam ediyor, diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü. “ İslam coğrafyasındaki terör olaylarının her birinde parmağı olan işgalci İsrail Müslümanları kışkırtmaya yönelik aşağılık davranışlarına devam ediyor.

Halkımız ve bütün insanlık bilmeli ki bu bölgede akan bütün kanın, bütün iç savaşların ve bütün terör olaylarının arkasında doğrudan ya da dolaylı olarak İsrail vardır. Siyonist İsrail yönetimi bütün İslam ülkelerini ve bütün dünyayı ateşe vermekten kaçınmayacak kadar sapkın bir inanca sahiptir. İsrail’in kurulduğundan beri izlediği politika asla değişmemiştir. İsrail, Türkiye’ye ait toprakların da içinde bulunduğu geniş bir coğrafyayı kendi kutsal ülkesi olarak görmekte ve buraları ele geçirebilmek için her türlü yönteme başvurmaktadır.

Bugün başta Filistin’de olmak üzere; Suriye’de, Mısır’da, Doğu Türkistan’da Myanmar’­­da zalimlere karşı İslami kimlikleriyle onurla mücadele eden Müslüman kardeşlerimize direnişlerinde yalnız olmadıklarını ve “Müslümanlar ancak kardeştirler” ayetini ete kemiğe büründürdüğümüzü haykırmak için toplandık. Maalesef uluslararası camiada devlet vasfı taşıyan ve gerçekte bir terör örgütü gibi davranan İsrail’in silahlı unsurları ayaklarındaki kirli postallarla Mescid-i Aksa’ya girdiler.

Aynı kirli postallarla Kıble Camii’nin içinde terör estiren bu silahlı unsurlar camide bulunan Kur’an-ı Kerimleri yerlere attılar, üzerlerinde gezindiler. Cami içindeki Müslümanları tartakladılar. Dışarıda olayları protesto eden Müslümanların üzerine ses bombası, gaz bombası ve plastik mermi ile saldırdılar. Çıkan çatışmada birçok kardeşimiz yaralandı. Terör örgütü İsrail’in yaklaşık bir haftadır Mescid-i Aksa ile ilgili kışkırtmaya yönelik yaklaşımlarının Filistin’de kan dökmeye yönelik bir çaba olduğu aşikârdır.

İsrail küstahça tüm kutsal değerlerimize saldırarak Filistinli Müslümanları çileden çıkarmaktadır. Terör örgütü İsrail’in ve aynı örgütün silahlı unsurlarının bu çirkeflileri kabul edilebilir değildir. İsrail sadece Müslümanlar için değil, insanlıktan nasibini almış herkes için bir beladır. Bu belanın ortaya çıkmasının arkasındaki sapkın düşünce olan Siyonizm tüm insanlık için 7gün – 24saat problem üretmektedir.

Siyonist İsrail’in bu küstahça davranışlarının kaynağı Batı’dan aldığı cesarettir. Birleşmiş Milletler, NATO, ABD ve Avrupa Birliği İsrail’in her sapkınlığına el altından ya da açıktan destek olmaktadır. İslam coğrafyasının parçalanmışlığı, Müslümanların sessizliği, Müslüman halkların basındaki liderlerin İslam ülkelerinde yapılanlara kayıtsız kalması İsrail’i cesaretlendirmektedir.

Terör örgütü İsrail var olduğu müddetçe bu coğrafyanın barış ve huzura kavuşması mümkün değildir. Bölgedeki etnik kavgaların, mezhep savaşlarının ve de tüm terör olaylarının kışkırtıcısı İsrail’dir. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın işgali kabul edilemez. İsra ve Mirac’ın şehri Kudüs’ün işgali kabul edilemez. Etrafı bereketlendirilmiş ve mübarek kılınmış Filistin topraklarının işgali kabul edilemez. Bizim için mübarek kılınmış topraklarda, mübarek kılınmış bir şehirde ve mübarek kılınmış bir mabette küstah İsrail’in silahlı unsurlarının kanlı ve kirli postalları ile dolaşması en aşağılık bir davranıştır.

Bir ırkın üstünlüğünü ve seçilmişliğini iddia eden Siyonizm’in insanlığa getireceği ancak ve ancak köle düzenidir. Bölgeye barış ve huzurun gelmesinin tek yolu Kudüs’ün tekrar Müslümanlarca idare olunmasından geçmektedir. Hazreti Davut’un Kudüs’e hâkimiyeti insanlığa saadet getirmiştir. Hazreti Süleyman’ın Kudüs’e hâkimiyeti insanlığa huzur getirmiştir. Hazreti Ömer Kudüs’ü fethetmiş ve oradaki tüm insanların can ve mal emniyeti sağlamış, bölgeye huzur ve saadet getirmiştir.

Selahaddin Eyyubi Kudüs’ü yeniden fethetmiş ve aynı şekilde oradaki tüm insanların her türlü hakkını teminat altına almıştır. Oysa aynı Kudüs Haçlı ordularınca işgal edildiğinde Sapkın Hıristiyanlar şehirde Müslüman ve Yahudi katliamı yapmışlardır. Aynı şekilde Kudüs Siyonist Yahudilerin eline geçtiğinde ise onlarda Müslüman ve Hıristiyan katliamı yapmışlardır.

Sapmış (Hristiyanlarla) ve Allah’ın Gazabına uğrayan (Yahudilerle) beraber yürümenin insanlığa bir faydası yoktur.

Bu gün burada yaptığımız bu açıklama ile tüm dünyaya Kudüs’ün sahipsiz olmadığını beyan etmiş oluyoruz. Bu gün burada yaptığımız bu açıklama ile tüm dünyaya Filistin halkının sahipsiz olmadığını beyan etmiş oluyoruz. Bu gün burada yaptığımız bu açıklama ile terör örgütü İsrail’e “çok yakında nasıl bir inkılâba uğrayıp devrileceğini” bir kez daha haykırmış oluyoruz. Terör örgütü İsrail’in Kudüs’ten ve işgal ettiği topraklardan sökülüp atılacağı günler çok yakındır.

İnanıyoruz ve diyoruz ki Zafer inananlarındır ve zafer yakındır. Bütün dünya Müslümanları Şunu artık anlamalıdır ki İslam ümmetinin huzuru ve kurtuluşu ancak birlik ve beraberlikte kardeşlik ve vahdettedir. Ümmetin özelde Ortadoğu’da ve dünyanın her tarafında çektiği çile ve ızdıraba artık yeter demek için haykırma zamanı geçiyor. Haçlı ve Yahudi zihniyetinin dünyalık menfaatleri için Müslümanlara çektirdiğine yeter demenin zamanı geçiyor. Bütün İslam dünyası bu gerçeği artık görmelidir”. Diyerek konuşmasını sonlandırdı. Bahri UÇAR