Gaziantep için de uyarıda bulunan Uygur, 'İl merkezinin 40-45 km yakınında 7 ve üzeri büyüklükte deprem beklendiği aşikardır. Böyle önemli bir konuda belediyelerin kontrol mekanizması yaratmaması, ilgisiz ve vurdumduymaz davranması izaha muhtaçtır. Yapı denetim firmaları sadece bina inşasının denetimi ve evrak kontrolü ile sınırlı kalmamalıdır. Arazide kontrol edilmeyen, arazi çalışması yapılmayan her Zemin Etüt raporu belediyeler, yapı denetimler, müellifler ve yapı için büyük risktir' dedi.

MARMARA DEPREMİ'NİN ÜZERİNDEN 23 YIL GEÇTİ

17 Ağustos 1999'da 7.4 büyüklüğünde meydana gelen Marmara Depremi'nin üzerinden 23 yıl geçti. 17 bin 480 kişinin öldüğü depremin acısı halen sürerken, son olarak 117 kişinin hayatını kaybettiği 30 Ekim 2020'deki 6.6 büyüklüğündeki İzmir depremi insanlara bir kez daha deprem gerçeğini hatırlattı.

DOĞA KAYNAKLI AFETLER ÜLKEMİZDE YARALAR AÇMAYA DEVAM EDİYOR

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi ile ilgili açıklama yapan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Mehmet Tevfik Uygur, 'Doğa kaynaklı afetler ülkemizde yaralar açmaya devam ediyor' dedi.

Türkiye'de yeterli tedbirlerin alınmaması nedeniyle sadece depremler değil çok sayıda doğa kaynaklı afetin her yıl yüzlerce yurttaşın can kaybına, milyarlarca lira ekonomik kayıplara neden olmaya devam ettiğine dikkat çeken Uygur, '17 Ağustos 1999 tarihinde, saat 03:02'de Gölcük/ Kocaeli'de meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki deprem, Kocaeli, Sakarya, Düzce, İstanbul, Yalova ve Bolu illerimizde resmi rakamlara göre 18.373 kişinin yaşamını yitirmesine, yaklaşık 50.000 kişinin yaralanmasına, 375.000 konut ve işyerinin yıkılması veya hasar görmesine neden olmuştur.

Bu büyük felaketin üzerinden 23 yıl geçmiş olmasına rağmen ülkemizde yeterli tedbirlerin alınmaması nedeniyle sadece depremler değil çok sayıda doğa kaynaklı afet her yıl yüzlerce yurttaşımızın can kaybına, milyarlarca lira ekonomik kayıplara neden olmaya devam ediyor. Ülkemizde doğa kaynaklı afetlerle mücadele için milat olduğu varsayılan 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen, doğa kaynaklı afetler karşısındaki toplumsal, sosyal, ekonomik, kurumsal ve teknik altyapımızdaki kırılganlık katlanarak artmış, getirilen çözümler ise afet risklerini azaltmak yerine, 'yara sarma' amacına hizmet etmiştir' dedi.

GAZİANTEP RİSK ALTINDA!

Gaziantep için uyarıda bulunan Uygur, 'Gaziantep İlinin yaklaşık 40-45 km yakınından geçen DAFZ'nun şehrimizi yakından ilgilendiren segmentleri Çelikhan-Gölbaşı, Gölbaşı-Türkoğlu ve Türkoğlu-Antakya faylarıdır. Gölbaşı Türkoğlu segmenti en son 1513 ve 1114 de deprem üretmiştir, 400 yılda bir kere büyük deprem üreten Gölbaşı-Türkoğlu segmenti 500 yıldır suskun olup günümüze kadar gerginliğini korumuştur. İl merkezinin 40-45 km yakınında 7 ve üzeri büyüklükte deprem beklendiği aşikardır.

Böyle önemli bir konuda belediyelerin kontrol mekanizması yaratmaması, ilgisiz ve vurdumduymaz davranması izaha muhtaçtır. Yapı denetim firmaları sadece bina inşasının denetimi ve evrak kontrolü ile sınırlı kalmamalıdır. Zeminin Jeolojik Jeoteknik özelliklerini ortaya koyacak binanın statik projesine veri sağlayan zemin ve temel etütlerinde yapı denetim sisteminin arazide kontrolü ve denetimi ile olacaktır, bu denetimde ilgili jeoloji mühendisleri ile yapılması gerekmektedir.

Başta yerel yönetimlerde olmak üzere; İmar planına esas Jeolojik-Jeoteknik etüt raporları, statik projelere esas zemin etütleri ve afet risk alanlarını kapsayan, diğer şehirlerdeki büyükşehir belediyeleri gibi yerbilimsel etüt daire başkanlıkları kurulmalı ve yer bilimciler çalıştırılmalıdır. Ne yapı denetim firmalarında ne de belediyelerimizde Jeoloji mühendisleri istihdam edilmemekte olup belediyelerimizde çalışan Jeoloji Mühendisleri ise meslek dışı alanlarda görevlendirilmiştir. Arazide kontrol edilmeyen, arazi çalışması yapılmayan her Zemin Etüt raporu belediyeler, yapı denetimler, müellifler ve yapı için büyük risktir' ifadelerini kullandı.

GELECEĞİMİZ OLAN ÇOCUKLARIN HAYATI TEHLİKEDE!

Yapı denetimlerine zemin faktörlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Uygur, 'Gaziantep il sınırları içerisinde yapı ruhsatı veren belediyeler, gerekli kontrol ve incelemeleri yapmakta sorumlu olan yapı denetim firmaları yapılan Zemin Etüt raporlarını prosedür tamamlayan evrak muamelesi yapmaktadırlar. Halbuki Zemin Etüt raporları yapının yük taşıyıcı elemanlarının temelini oluşturmaktadır.

Bir yapının iskeletini oluşturan, statik hesapları Zemin Etüt raporlarından alınan verilerle hesaplanmaktadır. Zemin Etüt raporunda yapılacak küçük bir yanlış tüm binayı etkileyecektir. Zemin Etüt raporlarının en önemli kısmı ise arazi çalışmalarıdır. Arazi çalışmaları maalesef yapı ruhsatı veren belediyeler tarafından kontrol edilmemekte olup, arazi çalışması yapılmadan (yapılmış gibi gösterilip) Zemin Etüt raporları hazırlanılmaktadır. Valiliğimize bağlı olan YİKOB bünyesinde yeni yapılmış ve yapılacak olan birçok okul için zemin etüt raporu hazırlatılmış olup, bu raporlar hiç bir jeoloji mühendisi tarafından ne arazide ne de rapor olarak kontrol edilmemiştir.

Geleceğimiz olan çocukların hayatı tehlikededir. Sonuç olarak 17 Ağustos 1999 Gölcük/Kocaeli depreminin üzerinden geçen 23 yıla rağmen, doğa kaynaklı afet karşısında toplumsal, sosyal, ekonomik ve teknik altyapımızı güçlendiren, olası afetler karşısında kırılganlıklarımızı yeterince azaltan noktadan oldukça uzakta olduğumuz görülmekte olup, hala zarar azaltma yerine yara sarma politikalarında ısrar edilmektedir. Kalkınmanın, halk ve çevre sağlığının korunmasının, yaşam kalitesinin yükseltilmesinin ve doğayla uyum için, afetlere karşı daha hazırlıklı ve dirençli olmak, afetini bekleyen ülke olmamak için hemen şimdi görev başına' diye konuştu. BAHRİ UÇAR