Kentsel dönüşümü sadece bir fiziki dönüşüm olarak algılamanın büyük hata olduğunu ifade eden Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Bekmez, Kentsel dönüşümün aynı zamanda zihinsel bir dönüşümü de ifade ettiğini belirtti.

GAZGELECEKTE HALI İHRACATINDA SIKINTILAR YAŞANACAK

Gaziantep tüm dünyaya halı ihraç ettiğini belirten Prof. Dr. Selahattin Bekmez, Gaziantep’in toplam ihracatının neredeyse dörtte birini halı ihracatı oluşturuyor. Konuya biraz geniş perspektifle ve gerçekçi pencereden bakıldığında gelecekte bu sektörde sıkıntılar yaşanacağını görebiliyoruz. Bu süre kaç yıl olur bilinmiyor, ancak talebi aşağı yönlü ivmeli mal olması, eninde sonunda bu sektöre yapılan yatırımların getirisinin azaltacağını söyledi.

MADDİ BÜYÜMEYE EĞİTİM VE KÜLTÜREL BÜYÜME EŞLİK ETMEZSE BÜYÜME ANLAMSIZLAŞIR

Bekmez, “Maddi gelir olarak büyümeye, kalkınma olarak nitelendirilen sağlık, eğitim, kültürel faaliyetler vs. gibi kavramlar da eşlik etmez ise, gelir olarak büyüme sürdürülebilir olmaz ve anlamsızlaşır. Bu manada gerekli alt yapı çalışmalarına şimdiden başlanmalı ve yeni politikalar üretilmesi için gerekli girişimler yapılmalıdır” dedi.

GAZİANTEP SANAYİDEKİ BAŞARIYI TARIMSAL ÜRÜNLERDE GÖSTEREMEMEKTEDİR

Bekmez, Gaziantep ili sanayide gösterdiği başarıyı tarımsal ürünlerde gösterememekte olduğunu belirterek “Yeterli düzeyde verimli tarım arazilerinin var olmasına rağmen, tarımsal sanayi olarak üretimi yeterli çeşitliliğin varlığı söylenemez. Her ne kadar, Bitkisel sıvı yağlar ile Buğday unu ve un mamulleri konusunda çeşitli ülkelere ihraç yapılıyorsa da, toplam ihracatın içerisindeki pay neredeyse yedide bire denk gelmektedir” dedi.

KÜLTÜREL AKTİVİTELERİ, EKONOMİK AKTİVİTELERİYLE ÖRTÜŞMÜYOR

Gaziantep’in kültürel aktivitelerin ekonomik aktiviteleriyle örtüşmediğini vurgulayan Bekmez, kültürel ve sosyal içerikli faaliyetlerin artırılması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyor. Gerek yerel yönetimlerin, gerekse üniversite gibi ve STK’larla ortaklaşa yapılan sosyal aktivitelerin artıyor olması sevindirici. Ama yeterli olmadığını belirtti.

KENTLEŞME OLGUSU GÜNÜBİRLİK POLİTİKALARLA OLUŞTURULMAZ

Kentleşme olgusunun günübirlik politikalarla oluşturulamayacağını savunan Bekmez, “Şehrin doğasına ve dokusuna uygun plan ve programlar uzun vadeli yapılmalı ve bunlar taviz verilmeden uygulanmalıdır. Özellikle yeni oluşturulmuş olan semt ve mahallelerin daha farklı olmasını bekliyor insan ister istemez. Ama bu yapılmıyor maalesef” dedi.

SURİYELİLERİN GELMESİ KONUT SORUNUNU ARTIRDI

Gaziantep’te özellikle Suriyeli misafirlerin gelmesiyle birlikte konut talebinde (dolayısıyla kiralarda) ciddi artışlar meydana geldiğini belirten Bekmez, “Bu durum hem Suriyeli misafirleri hem de Gaziantepli hemşerilerimizi olumsuz etkiledi. Ancak gerek büyükşehir, gerekse ilçe belediyelerinin de katkılarıyla bu sorun da kısa vadede aşılacak gibi görülüyor. Belediyelerin sosyal konut yapımına ağrılık veriyor olması, sosyal devlet anlayışının bir tezahürü olarak kabul edilmeli ve bu projelere devam edilmelidir” dedi.

DAYANIKLI “DÖRT DUVARLAR” KENTSEL DÖNÜŞÜM OLARAK ALGILANMAMALIDIR

Kentsel dönüşümü sadece bir fiziki dönüşüm olarak algılanmanın büyük hata olduğunu ifade eden Bekmez, Kentsel dönüşüm aynı zamanda zihinsel bir dönüşümü de ifade ediyorsa verimli sonuçlar alınır. Aksi halde muğlak ve eğreti kalır. Şehrin uzun vadeli potansiyelini iyi araştırarak yapılmalı ve yerel unsurların da içerisinde yer aldığı bir anlayışla, şehrin öz dokusuna uygun olarak yapılmalıdır. Daha dayanıklı “dört duvarlar” oluşturmak, kentsel dönüşüm olarak algılanmaması gerektiğini ifade etti.

EN ÖNEMLİ SORUN ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIKTIR

Türkiye’nin en önemli sorunun enerjide dışa bağımlılık olduğunu belirten Bekmez, elektrik üretiminde bile, çok büyük oranda doğal gaza bağımlı bir ülkeyiz. Yerin altına doğal gaz koyamayacağımıza göre, ithal ettiğimiz enerji ile ilgili malların tasarrufuna önem vermeliyiz. Ülkemizde tüketilen toplam enerjinin yüzde 30’undan fazlası; elektriğin ise yüzde 50’ye yakını konutlarda kullanılmaktadır. Ayrıca, binaların yüzde 85’inde merkezi ısıtma, yüzde 90’ında çatı izolasyonu ve yüzde 80’inde çift cam bulunmadığı gerçeği dikkate alınırsa, enerji israfının boyutunun görüleceğini ifade ederek şöyle devam etti:

Konfor-tasarruf ve ısı-ışık dengesinin iyi sağlandığı bir kentsel dönüşüm, ülke ekonomisine hatırı sayılır meblağlar kazandıracaktır.

En iyi yalıtım malzemesi havadır. Bu nedenle hava boşluklarının yalıtım malzemesine dönüştürülmesi uygulamalarına önem verilmelidir. En fazla enerji kayıpları ısı köprülerinden oluşmaktadır. Yani eski binaların sadece duvarlarının mantolama sistemi ile kaplanması ısı kaybını sadece ve sadece yüzde 20 oranında azaltmaktadır. Bu nedenle, müteahhitlerin ve bina sakinlerinin sadece dış yüzeyi yalıtmaları enerji israfını önleme konusunda yetersiz kalmaktadır. Ayrıca, binalardaki iç ortam hava konforu sağlanmak suretiyle “konfor etkisi” kavramının ön plana çıkarılması da önem arz etmektedir. Kısacası, konfor-tasarruf ve ısı-ışık dengesinin iyi sağlandığı bir kentsel dönüşüm, ülke ekonomisine hatırı sayılır meblağlar kazandıracaktır.

YAŞAM ALANINI SINIRLAYICI ORTAMLAR GEÇMİŞLERİN ZİHİNSEL PARADİGMALARINI HORTLATACAKTIR.

Kentsel dönüşüm aynı zamanda kamusal hizmetlerin kalitesini ve miktarını artırmayı hedeflemesi gerektiğini savunan Bekmez, “Güvenli sokakların, otoparkların, oyun, mesire ve spor alanlarının sayı ve kalitesinin artırıldığı bir kentsel dönüşüm, sosyal refaha katkıda bulunacaktır. Daha dayanıklı, ancak yaşam alanını sınırlayıcı ortamlar geleceğin değil, geçmişlerin zihinsel paradigmalarını hortlatacaktır. Devlet, asli görevi olan “sosyal devlet” anlayışına ancak verilen kamusal hizmetleri artırmak suretiyle erişebileceğini belirterek ilimizdeki kentsel dönüşüm olgusu da bu bağlamda değerlendirilmeli ve gerekli altyapı çalışmaları bu şekilde yürütülmelidir” dedi.

JEOPOLİTİK RİSKLER GAZİANTEP EKONOMİSİNİ OLUMSUZ ETKİLEMİŞTİR

Gerek Suriye’de gerekse Irak’taki oluşmuş olan jeopolitik riskler Türkiye ekonomisini olumsuz etkilediği gibi, Gaziantep ekonomisini de olumsuz etkilediğini vurgulayan Bekmez, Ancak Gaziantep insanı üretken ve çalışkan olduğu için hep alternatifler üretmeyi başarmıştır. Bu alternatif üretme becerisi Gaziantep ekonomisini şaha kaldırmıştır. Son on iki yıl kendi içerisinde değerlendirildiğinde Gaziantep ekonomisi neredeyse 10 kata yakın ihracat artışı yakalamıştır. Türkiye’nin en çok ihracat yapan 6. ekonomisi olma özelliğiyle kendine has ekonomik dokusu vardır. Özellikle tekstil ve halı sanayi Gaziantep ihracatının neredeyse yüzde 50’sini oluşturmaktadır. Gaziantep toplamda 190’a yakın ülkeye ihracat gerçekleştiren ve bine yakın firma sayısı ile dünyada hatırı sayılır ülkeler arasında yerini aldığını dile getirdi.

Gaziantep’in en önemli ihracat partneri olan Irak’a olan ihracat azalmış Bunun en temel nedeni jeopoliktik belirsizliklere neden olan IŞİD faktörüdür. Çünkü hem ekonomik hem de siyasi politikalar bu örgüt üzerine kurgulanmış vaziyette.

IŞİD İHRACATI AZALTTI

Bekmez, Arap baharı ile başlayıp hala Ortadoğu’nun birçok bölgesinde belirsizliklerin devam etmesi Gaziantep’in en önemli ihracat partneri olan Irak’a olan ihracatı azaltmıştır. Bunun en temel nedeni jeopolitik belirsizliklere neden olan IŞİD faktörü gösterilebilir. Çünkü hem ekonomik hem de siyasi politikalar bu örgüt üzerine kurgulanmış vaziyette. Ancak Nisan ayından sonra düşmeye başlamış olan Gaziantep ilimizin ihracat rakamları Eylül’den itibaren tekrar artmaya başlamıştır. Bir önceki yılın aynı ayına oranla yüzde 13’e yakın bir ihracat artışı, mevcut konjonktürler de dikkate alındığında gerçekten önemsenmesi gereken bir rakamdır. Bu da Gaziantep sanayicilerinin alternatif ihracat pazarlarını buldukları anlamına gelmekte olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:

Gaziantep ilinin en büyük ticaret partneri olan Irak ile ihracata bakıldığında, son zamanlardaki olayların ilimiz ticaretine ciddi zararlar verdiğini gözlemledik. Ancak Eylül ayı ihracat rakamlarının yüzde 0,29 oranında artmış olmasının, bu kötümser havayı dağıttığını görüyoruz. Yılın geriye kalan kısmında bu artışın artarak devam edeceğine de inancım sonsuzdur. Ayrıca, Eylül ayı ihracat rakamları incelendiğinde bir diğer dikkat çeken unsur İran’a olan ihracatımızdaki artış olarak karşımıza çıkıyor. Eylül ayında İran’ olan ilimiz ihracatında yüzde 110’dan fazla artış gerçekleştiğini görüyoruz. Bu durum da, gelecekte İran şehrimiz için ciddi bir ticaret partneri olacağı konunda ipuçları vermektedir.

ARGE FAALİYETLERİNİN ÖN PLANA ÇIKARILMASI GEREKİYOR

Gaziantep’in en önemli konu olarak üzerinde durması gereken meselenin katma değeri daha yüksek mal üretmek konusunda eksiklerinin bulunmasına işaret eden Bekmez, Aslında bu durum sadece ilimiz için değil, tüm Türkiye için de sorun teşkil etmektedir. Rekabet gücünün artırılması yüksek teknolojiye dayalı ihracat kalemlerinin artırılmasına bağlıdır. Bunun için de özellikle ARGE faaliyetlerinin ön plana çıkarılması ve dünya ihracat konjonktürünün iyi takip edilmesi gerekmektedir. Daha geleneksel ve rutin, emek yoğun malların üretilmesi rekabet gücünü olumsuz etkilemektedir. Bilgiye ve teknolojiye dayalı ürünler her zaman rekabette avantajlar sağlamaktadır. Bu konuda, hem Türkiye genelinde, hem de şehrimizde adımlar atılmaya başlanmıştır, fakat uzun soluklu bir süreç olması hasebiyle kısa zamanda sonuç almayı beklemek saflık olacağını söyledi.

GELECEKTE HALI İHRACATINDA SIKINTILAR YAŞANACAK

Gaziantep’in tüm dünyaya halı ihraç ettiğini ifade eden Bekmez, halı geleneksel bir maldır ve talebi gelecekte aşağı yönlü ivme gösterecek olan mallar arasında sayılmaktadır. Gaziantep’in toplam ihracatının neredeyse dörtte birini halı ihracatı oluşturuyor. Bazılarının bana kızacağını biliyorum, ama konuya biraz geniş perspektifle ve gerçekçi pencereden bakıldığında gelecekte bu sektörde sıkıntılar yaşanacağını görebiliyoruz. Bu süre kaç yıl olur bilinmiyor, ancak talebi aşağı yönlü ivmeli mal olması, eninde sonunda bu sektöre yapılan yatırımların getirisinin azalacağını ifade etti.

BÖLGEYİ CİDDİ SORUNLAR BEKLEMEKTEDİR

Suriyeli misafirlere şu ana kadar Türkiye bütçesinden 4,5 milyar dolarlık harcama yapıldığına işaret eden Bekmez, Bu durumun Türkiye bütçesinin en önemli özelliği mali disipline uygun olarak hazırlanmış olması prensibini aşırı derecede zorlayacağa benziyor. Rutin gelirler dışında gelir elde edilmemesi halinde bir sonraki yıl için ciddi açıklar ortaya çıkması olasıdır. Maalesef dünya, Suriye meselesine yeterli duyarlılığı göstermedi. Bu bağlamda Türkiye ciddi bir misafirperverlik göstermiş oldu. Ancak, artık hem sosyal hem de ekonomik olarak bölgeyi ciddi sorunlar beklemektedir. Sorunların ötelenmesi veya yüzeysel politikalarla geçiştirilmesi durumunda daha ciddi sorunlarla karşılaşılacağını vurguladı.

Gaziantep’in kültürel aktiviteleri, ekonomik aktiviteleriyle örtüşmüyor maalesef. Kültürel ve sosyal içerikli faaliyetlerin artırılması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyor.

Bekmez, “Gaziantep’in kültürel aktiviteleri, ekonomik aktiviteleriyle örtüşmüyor maalesef. Kültürel ve sosyal içerikli faaliyetlerin artırılması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyor. Özellikle yerel seçimler sonrasında bu konuda ciddi gelişmeler olduğunu görüyoruz. Gerek yerel yönetimlerin, gerekse üniversite gibi ve STK’larla ortaklaşa yapılan sosyal aktivitelerin artıyor olması sevindirici. Ama yeterli mi derseniz, hayır yeterli değil derim” dedi.

KENTLEŞME OLGUSU GÜNÜBİRLİK POLİTİKALARLA OLUŞTURULMAZ

Gaziantep’te son birkaç yıldır ulaşımda ciddi sorunların olduğunu belirten Bekmez, Raylı sistemin bu duruma bir nebze çözüm ürettiğini gördük, ama önemli olan problemi tamamen ortadan kaldırmaktır. Son zamanlarda yapılan çalışmaları ve gayretleri memnuniyetle müşahede ediyoruz. Benim burada en çok üzerinde durmak istediğim konu, kentleşme olgusunun günübirlik politikalarla oluşturulamayacağıdır. Şehrin doğasına ve dokusuna uygun plan ve programlar uzun vadeli yapılmalı ve bunlar taviz verilmeden uygulanmalıdır. Özellikle yeni oluşturulmuş olan semt ve mahallelerin daha farklı olmasını bekliyor insan ister istemez. Bu yapılmıyor maalesef” dedi.

TARIMSAL SANAYİ YETERSİZ

Gaziantep’in sanayide gösterdiği başarıyı tarımsal ürünlerde gösteremediğine işaret eden Bekmez, yeterli düzeyde verimli tarım arazilerinin var olmasına rağmen, tarımsal sanayi olarak üretimi yeterli çeşitliliğin varlığı söylenemez. Her ne kadar, Bitkisel sıvı yağlar ile Buğday unu ve un mamulleri konusunda çeşitli ülkelere ihraç yapılıyorsa da, toplam ihracatın içerisindeki pay neredeyse yedide bire denk gelmektedir. Sadece tarımsal üretim değil, aynı zamanda tarımsal sanayi konusunda da bölgenin ve coğrafi yapıdan kaynaklanan avantajların daha etkin şekilde kullanılması gerektiğini ifade etti.

Maddi gelir olarak büyümeye, kalkınma olarak nitelendirilen sağlık, eğitim, kültürel faaliyetler vs. gibi kavramlar da eşlik etmez ise, gelir olarak büyüme sürdürülebilir olmaz ve anlamsızlaşır.

TEK YÖNLÜ MADİ BÜYÜME SÜRDÜRÜLEMEZ

2023 vizyonunun Türkiye ekonomisinin önüne ciddi hedefler koyduğunu ifade eden Bekmez, bu vizyon Türkiye’nin ticari olarak önde gelen şehirlerinden birisi olan Gaziantep’e de ciddi sorumluluklar yüklemektedir. Son 10 yılda Gaziantep’in ihracat rakamlarını altı-yediye katladığı gerçeği dikkate alınırsa, şu anda yedi milyar dolara yakın olan ihracatını 30 milyar dolara ulaştırması o kadar da zor olmayacaktır. Bunun gerçekleşmesiyle birlikte ilimiz sanayicileri, Türkiye’nin 2023 vizyonuna gerekli katıyı vermiş olacaktır. Ancak bir kez daha tekrar etmek gerekirse, maddi gelir olarak büyümeye, kalkınma olarak nitelendirilen sağlık, eğitim, kültürel faaliyetler vs. gibi kavramlar da eşlik etmez ise, gelir olarak büyüme sürdürülebilir olmaz ve anlamsızlaşır. Bu manada gerekli alt yapı çalışmalarına şimdiden başlanmalı ve yeni politikalar üretilmesi için gerekli girişimlerin yapılması gerektiğini kaydetti. Bahri UÇAR