Doç. Dr. Vuslat Keçik Boşnak, pandemiden sonra gündemi meşgul eden Maymun Çiçeği Virüsü hastalığının öncelikle Orta ve Batı Afrika'nın tropikal yağmur ormanlarında ortaya çıkan ve zaman zaman diğer bölgelerde de görülebilen viral zoonotik bir hastalık olduğunu belirterek, hastalığın ilk olarak 1958'de laboratuvar maymun kolonilerinde çiçek benzeri bir salgınının ortaya çıkmasıyla keşfedilmesi nedeniyle ''maymun çiçeği'' ismini taşıdığını kaydetti.

Hastalıkta yayılma yöntemleri hakkında bilgi veren Doç. Dr. Boşnak, ''Monkeypox virüsü insanlara çoğunlukla kemirgenler ve primatlar gibi vahşi hayvanlardan bulaşır ancak insandan insana bulaşma da gerçekleşebilir. Kişiden kişiye lezyonlar, vücut sıvıları, solunum damlacıkları ve yatak örtüsü gibi kontamine materyallerle temas yoluyla bulaşır. İyi pişmemiş et ve enfekte hayvanların diğer hayvansal ürünlerini yemek bir risk faktörüdür. Anneden fetüse plasenta yoluyla da bulaşabilir. Hastalığın kuluçka süresi genellikle 6 ila 13 gün arasındadır, ancak 5 ila 21 gün arasında değişebilir'' dedi.


Belirti ve bulgular


Hastalığın belirti ve bulgularını sıralayan Boşnak, ''Belirti ve bulgular arasında ateş, baş ağrısı, halsizlik ve yorgunluk, yoğun vücut ve sırt ağrısı, lenf bezlerinde şişlikler, ciltte su çiçeğine benzer, su dolu küçük kabarcıklar şeklinde görülen döküntüler olarak karşımıza çıkar. Maymun çiçeği hastalığında döküntüler, ilk belirtilerin gözlenmeye başlanmasından itibaren 1-5 gün aralığında görülür. Çoğunlukla ilk döküntüler yüz bölgesinde gözlenir. Ardından vücudun diğer bölgelerine yayılır. Bazı hastalarda genital bölge, gözler ve ağız içi mukozada da lezyonlar görülebilir. Hastalık, döküntülerin benzerliği nedeniyle su çiçeği ile karıştırılabilir. Döküntüler başlangıçta içi su dolu kabarcıklar iken zamanla bunlar kabuklu noktalar haline dönüşür ve iyileşmeye başlar. Bazı hastalarda lezyonlar tüm vücuda yayılan yüzlerce kabartıyı içerirken bazı hastalarda ise daha az sayıda kabarcıklanma oluşur. Yoğun vakalarda lezyonlar birleşerek deri yüzeyinde geniş çaplı döküntüleri beraberinde getirir'' ifadelerini kullandı.


Hastalıkta tedavi


Boşnak, hastalıkta tedavi konusunda ise ''Monkeypox genellikle 2 ila 4 hafta süren semptomları olan kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır. Şiddetli vakalar çocuklar arasında daha sık görülür. Maymun çiçeği virüsü vaka ölüm oranı genel popülasyonda yüzde 0 ile yüzde 11 arasında değişmektedir. Çocuklar, genç yetişkinler ve bağışıklığı baskılanmış olanlarda ölüm oranı daha yüksektir. Tanıda, polimeraz zincir reaksiyonu (PCR), doğruluğu ve duyarlılığı göz önüne alındığında tercih edilen laboratuvar testidir. Mümkün olduğunda biyopsi bir seçenektir. Maymun çiçeği salgınını kontrol altında tutmak amacıyla çiçek hastalığı aşısı, antiviraller ve İntravenöz immün globulin (VIG) kullanılabilir. Ciddi hastalığı olan hastalar veya bulantı-kusma,disfaji gibi dehidratasyon riski bulunan hastalar kısa süreli de olsa hastaneye yatırılıp gerekli destek tedavileri yapılmalıdır'' şeklinde konuştu.


Alınabilecek tedbirler


Boşnak, Maymun Çiçeği Virüsü (Monkeypox) ile ilgili olarak Orta ve Batı Afrika'da, genellikle tropikal yağmur ormanlarının yakınında görüldüğüne dikkat çekti. Hastalığın çoğu insan enfeksiyonu birincil olarak hayvandan insana bulaşmadan kaynaklandığını belirten Boşnak, yabani hayvanlarla özellikle hasta veya ölü hayvanlarla, etleri, kanları ve diğer kısımları dahil, korunmasız temastan kaçınılmanın önemine değindi.
Hayvan eti veya parçaları içeren tüm yiyecekler yemeden önce iyice pişirilmesi gerektiğinin altını çizen Doç Dr. Boşnak, Maymun çiçeği virüsü ile enfeksiyonu önlemek için alınabilecek önlemler hakkında ise ''Virüsü barındırabilecek hayvanlarla ve hasta bir hayvanla temas etmiş herhangi bir kontamine malzemeyle temastan kaçınılması gerekir. Enfekte hastaları enfeksiyon riski altında olabilecek diğer kişilerden ayırmak zorunludur. Enfekte hayvanlar veya insanlarla temastan sonra el hijyeni uygulanarak ve hastalarla temas ederken kişisel koruyucu ekipman (KKD) kullanma ile bu hastalığın önlenebilir'' diye konuştu.