Sistem hem uzaktan ve teorik olması nedeniyle hem de sonucunda sınav olması nedeniyle eleştiriliyor. Kariyer basamaklı yeni sisteme tepki gösteren öğretmenler ve eğitim sendikaları, mesleklerinin sınavla ölçülemeyeceğini savundu. Kariyer basamaklı yeni sisteme tepki gösteren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, 'Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmeli, öğretmenlere angaryaya dönüşen seminer-sınav süreci durdurulmalıdır' dedi.

Öğretmenlerin unvanlara ayrılmasının, okuldaki çalışma ortamının barışını bozacağına dikkat çeken Parlakçı, '15-20 yıllık öğretmenlerin tekrar bilgilerini ölçmek öğretmenleri aşağılamadır. Öğretmenlerin hepsi kadrolu olmalı. Sözleşmeli, ücretli, uzman, başöğretmen gibi bir ayrımcılığın yapılması okullarda, öğretmenler odasında çalışma barışını bozacak' dedi.

EĞİTİMCİLER KARİYER BASAMAKLI YENİ SİSTEME TEPKİ GÖSTERİYOR

MEB'in öğretmenlik kariyer basamakları için verdiği eğitimler başladı. Eğitimciler başöğretmen ya da uzman öğretmenlik için sınava girecek. Sistem hem uzaktan ve teorik olması nedeniyle hem de sonucunda sınav olması nedeniyle eleştiriliyor.

Başöğretmenlik ve uzman öğretmenlik için Milli Eğitim Bakanlığı, Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) üzerinden eğitim açtı. İlk kez bu yıl başlayan uygulamada uzaktan eğitimin ardından sınav yapılacak ve sınavda başarılı olanlar, başöğretmen ya da uzman öğretmen unvanı alacaklar. Bu unvanlar aynı zamanda maaşa da yansıyacak ancak emekli maaşına bir etkisi olmayacak.

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU İPTAL EDİLMELİ

Kariyer basamaklı yeni sisteme tepki gösteren öğretmenler ve eğitim sendikaları, mesleklerinin sınavla ölçülemeyeceğini savundu. Kariyer basamaklı yeni sisteme tepki gösteren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, 'Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmeli, öğretmenlere angaryaya dönüşen seminer-sınav süreci durdurulmalıdır. Ekonomik ve özlük hak kazanımları ayrımsız uygulanmalıdır' dedi.

OKULDAKİ ÇALIŞMA BARIŞI BOZULACAK

Öğretmenlerin unvanlara ayrılmasının, okuldaki çalışma ortamının barışını bozacağına dikkat çeken Parlakçı, 'Eğitim Sen olarak ilk günden itibaren Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı çıktık. Çünkü lisans mezunu olan öğretmenler zaten uzman ve anayasanın eşitlik ilkesine de aykırı. Çünkü öğretmenler okullarda aynı işi yapıyor ama farklı ücret alıyor. 15-20 yıllık öğretmenlerin tekrar bilgilerini ölçmek öğretmenleri aşağılamadır. Öğretmenlerin bir eline itibar, bir eline para sıkıştırılıyor ve ikisinden birini seçmek zorunda bırakılıyor. Bu noktada kesinlikle başöğretmenlik ve uzman öğretmenliğe karşıyız. Öğretmenlerin hepsi kadrolu olmalı. Sözleşmeli, ücretli, uzman, başöğretmen gibi bir ayrımcılığın yapılması okullarda, öğretmenler odasında çalışma barışını bozacak' dedi.

ANAYASA MAHKEMESİ'NİN KARAR SÜRECİNİ HIZLANDIRMASI BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTA

Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmesi gerektiğini ifade eden Parlakçı, 'Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin asli bileşenlerinin ve sendikaların görüşünü almadan, masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenlemiştir. Bu kanun, muhatabı olan öğretmenlerin ve sendikaların iradesi dışında, onların hakları ve taleplerini dikkate almadan hazırlanmıştır. Eğitim emekçilerinin ve sendikaların bütün eleştirilerine rağmen, yandaş sendikanın desteği ile iktidar tarafından yasalaştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken yönetmelik yayınlanmış ve öğretmenlik kariyer basamakları sürecinin uygulamasına başlanmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin bir an önce bu haksız süreci durdurmaya yönelik olarak karar sürecini hızlandırması büyük önem taşımaktadır' dedi.

DANIŞTAY'A AÇILAN İPTAL DAVASI EŞİTSİZLİKLER ORTAYA ÇIKMADAN SONUÇLANMALI

Eğitim Sen'in, Öğretmenlik Meslek Kanunu'na bağlı çıkarılan Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği'nin iptali için Danıştay'a başvurduğunu anımsatan Parlakçı, 'Eğitim emekçileri siyasi iktidarın ve MEB'in yanlış uygulama ve tutumlarını sorgulayarak sık sık itiraz etmekte, sendikaları aracılığıyla hakkını aramaktadır. Sendikal eylem ve etkinlikler aracılığıyla hakkını arayan eğitim emekçileri sık sık idari ve adli soruşturmaya, kimi zaman da cezalara maruz kalmaktadır. Adaylığın kaldırılması, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik gibi kabul edilemez kariyer basamaklarını, ceza almamış olmaya bağlayan bu kanunun yönetmeliği de son hızla çıkarılmıştır. Sendikamız tarafından yönetmeliğin bütün maddelerine ilişkin Danıştay'a açılan iptal davası da kamu vicdanını yaralayacak eşitsizlikler ortaya çıkmadan sonuçlanmalıdır' dedi.

BU KANUNUN VE YÖNETMELİKLERİN BİR AN ÖNCE İPTAL EDİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ

Eğitim Sen'in Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı sürecin en başından bugüne itirazlarını yükselttiğini belirten Parlakçı, 'Sendikamız bu kanuna dair sürecin en başından bugüne itirazlarını yükseltmiş, gerek eylem ve etkinliklerle, gerekse hukuksal mücadeleyle bu kanunu ve bağlı süreci durdurmaya çalışmıştır. Ne yandaş sendika gibi kanunu desteklemiş ne de iyileştirmeler, kısmı düzenlemeler talep etmiştir. Kanuna muhalefet eder gibi gözüküp üyelerini sınava hazırlama tutumuna da girmemiştir. Eğitim emekçilerinin bu kanun ve yönetmelik kapsamında angaryaya dönüşen seminer kıskacına alınmasına da sınava da kariyer basamaklarına da karşı olan sendikamız bu kanunun ve yönetmeliklerin bir an önce iptal edilmesini, öğretmenlere yaşatılan anlamsız, nitelik kazandırmayan ve tersine öğretmen emeğini değersizleştiren bu sürecin bir an önce durdurulmasını talep etmektedir' dedi.

GERÇEK BİR MESLEK KANUNUNU TALEP ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesinin asla kabul edilemez olduğunu belirten Parlakçı, 'Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez. Tüm eğitim ve bilim emekçileri için, hiçbir ayrım yapılmadan yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşanabilir bir ücret düzenlemesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi çalışması ivedi biçimde hayata geçirilmelidir. Kapsamlı ve bütüncül bir Öğretmenlik Meslek Kanunu, tüm eğitim emekçilerinin ekonomik taleplerini ve başta iş güvencesi olmak üzere öğretmenlerin temel haklarını, sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye almak zorundadır.

Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, meslek kanunu konusunda samimiyse ve gerçekten öğretmenler lehine bir düzenleme yapmak istiyorsa ILO ve UNESCO tarafından 5 Ekim 1966'da kabul edilen 'Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı'na uygun düzenlemeler yapmalıdır. Eğitim Sen olarak ekonomik, sosyal, mesleki, özlük haklarımızla ilgili taleplerimizi yükseltmeye, eleştiri ve önerilerimiz doğrultusunda hazırlanacak gerçek bir meslek kanununu talep etmeye devam edeceğiz' diye konuştu. BAHRİ UÇAR