20-24 Eylül arasındaki vaka ve kapanan sınıf sayılarını paylaşan Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, 'Bu hafta sendikamıza ulaşan vaka sayılarına göre, okullarda temaslı ve pozitif öğretmen sayısı 522, temaslı ve pozitif öğrenci sayısı 5305, temaslı ve pozitif personel sayısı 15 olmuştur. Kapanan sınıf sayısı 1736'dir' dedi. Tam zamanlı yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Parlakçı, tam zamanlı yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olması için acil alınması gereken tedbirleri sıraladı. Parlakçı, 'Okullarımızda ortaya çıkan vakaların en az düzeye düşürülmesi ve sınıfların kapanmasının önüne geçilmesi gerekmektedir' dedi.


POZİTİF ÖĞRENCİ SAYISI 5305, KAPANAN SINIF SAYISI 1736


20-24 Eylül arasındaki vaka ve kapanan sınıf sayılarını paylaşan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, 'Tam zamanlı yüz yüze eğitimin nitelikli bir şekilde yürütülebilmesi için eğitim-öğretim ortamlarının eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler açısından sağlıklı ve güvenli olması gerekmektedir. Tüm tedbirlerin alınması onların eğitim ortamlarındaki psikolojik ve duygusal yeterlilikleri için önemlidir. Ancak bu hafta sendikamıza ulaşan vaka sayılarına göre, okullarda temaslı ve pozitif öğretmen sayısı 522, temaslı ve pozitif öğrenci sayısı 5305, temaslı ve pozitif personel sayısı 15 olmuştur. Kapanan sınıf sayısı 1736'dir' dedi.

MEB SİSTEMSEL KRİZ YAŞIYOR


Milli Eğitim Bakanlığı'nın 1,5 yıldır devam eden pandemi sürecinde yüz yüze eğitime yeterince hazırlık yapamamasının nedeninin yaşadığı sistemsel kriz olduğunu savunan Parlakçı, 'MEB'in 1,5 yıldır devam eden salgın sürecinde yüz yüze eğitime yeterince hazırlık yapamamasının nedeninin strateji geliştirme, planlama yapma ve karar alma süreçlerinde yaşanan sistemsel kriz olduğu açıktır. Bu sistemsel krizin bir sonucu olarak yeni eğitim öğretim yılının hemen öncesinde bakan değişikliğine gidilmiş, birçok bürokrat ve eğitim yöneticisi değiştirilmiştir. Tam zamanlı yüz yüze eğitime seferberlik düzeyinde yaklaşılması temel bir ihtiyaçken, bütün bir yaz dönemi MEB'deki görev değişiklikleriyle geçmiştir' dedi.

EĞİTİME AYRILAN BÜTÇE ÇOK DÜŞÜK SEVİYEDE


Eğitime ayrılan bütçenin çok düşük seviyede olması nedeniyle ek kadro istihdamı ve okullarda fiziki yenilenmenin sağlanamadığını belirten Parlakçı, 'AKP iktidarının eğitime ayırdığı bütçenin çok düşük seviyede olması dolayısıyla ne ek kadro istihdamı ne okullarda fiziki yenilenme sağlanabilmektedir. Salgın koşullarında tam zamanlı yüz yüze eğitimi sürdürebilmek ciddi bir stratejiyi ve buna uygun ek bütçeyi zorunlu kılmaktadır. MEB, seyreltilmiş sınıfları hayata geçirememiş, ek derslik kazandıramamış, öğretmen odaları, öğrenci ve öğretmen tuvaletlerini çoğaltamamış, sınıfların havalandırılması için pencere sistemlerini değiştirememiş, sağlıklı ulaşım konusunda yerel yönetimlerle birlikte strateji geliştirilmesine öncülük edememiştir. İhtiyaç oranında ek kadro atamamış, her okula bir sağlık personeli görevlendirememiş, yeterli sayıda yardımcı hizmet personelinin her okula atanmasıyla hijyen koşullarının iyileştirilmesini sağlayamamıştır' ifadelerini kullandı.

PARLAKÇI, ACİL ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERİ SIRALADI


Tam zamanlı yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Parlakçı, tam zamanlı yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olması için acil alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı:


'Eğitim alanına bir an önce ek derslikler kazandırılmalıdır. Bunun için atıl durumdaki kamu binalarından ve kapanan özel okul binalarından yararlanılmalıdır. Dersliğe dönüştürülebilecek büyüklükteki okul yöneticisi odaları sınıf olarak kullanılmalıdır.

Kapalı köy okulları hızla tadilattan geçirilerek açılmalıdır. Taşımalı eğitimdeki okullar, diğer okullardaki derslik ihtiyacını giderecek şekilde kullanılmalıdır. Sınıf mevcutları çok az olan ve birbirine yakın imam hatip okulları birleştirilmeli, açığa çıkan okullar akademik okullara dönüştürülmelidir.


İllerimizde çok sayıda okul 'depreme dayanıklılığı güçlendirme çalışmaları' adı altında kapatılmış ve binlerce öğrenci başka okullara kaydırılmıştır. Güçlendirme çalışmaları bir an önce tamamlanmalı ve bu okullar açılmalıdır.


Okullardaki hijyen ortamı için bir an önce ihtiyaç olan sayı belirlenerek kadrolu yardımcı hizmet personeli ataması yapılmalıdır. İŞKUR üzerinden geçici görevlendirmelere son verilmelidir.


Ücretli öğretmen görevlendirmelerine son verilmeli ve ihtiyaç kadar öğretmen ataması bir an önce yapılmalıdır.


Kış aylarına girmeden, pencereler sağlıklı havalandırma ihtiyacına göre yenilenmelidir.


Ders süreleri azaltılmalı, öncelikle 30 dakikaya düşürülmelidir. Teneffüs saatleri aşırı yoğunluk olmayacak şekilde planlanmalıdır.


Okul öncesi için de ders süreleri düşürülmeli, öğretmenlere teneffüs hakkı tanınacak şekilde düzenlemelere gidilmelidir.
Halk eğitim merkezlerinde kursiyer yaş düzeylerinden dolayı bulaş riskinin daha yüksek olacağı düşünülmeli, mesafe kuralına uygun derslikler ayarlanmalıdır. Ders süreleri ve aralar benzer şekilde düzenlenmelidir.


MEB, bu tedbirlerin hayata geçirilebilmesi için ek ödenekleri ivedilikle sağlamalıdır. Yeni merkezi bütçede eğitime ayrılan payın, sıralanan tüm tedbirlere rahatlıkla yetecek bir düzeye çıkarılması sağlanmalıdır.'

MEB, YÜZ YÜZE EĞİTİMİN DEVAMI İÇİN GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMEK ZORUNDA


MEB'in yüz yüze eğitimin devamını sağlamak için görevlerini yerine getirmek zorunda olduğunu ifade eden Parlakçı, 'MEB, yüz yüze eğitimin devamını sağlamak gibi tarihi bir görevle karşı karşıyadır. Bu önemde yaklaşarak görevlerini yerine getirmek zorundadır. Eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler yeni bir kapanmanın her boyutta ortaya çıkaracağı derin kayıplara tahammül edemeyeceklerdir. Okullarımızda ortaya çıkan vakaların en az düzeye düşürülmesi ve sınıfların kapanmasının önüne geçilmesi gerekmektedir. Sağlıklı ve güvenli eğitim ortamlarında tam zamanlı yüz yüze eğitim her çocuğumuzun temel hakkıdır. Bu hakkı savunmaya devam edecek ve sessiz kalmayacağız' diye konuştu. BAHRİ UÇAR