Evet evet yanlış okumadınız.

Tam olarak başta olduğunuz o meseleden bahsediyorum.

Yani AK Parti’ye muhalif olanlardan değil!

Ya da Recep Tayyip Erdoğan’ın dünya görüşüne katılmayanlardan falan değil!

Ben AK Parti iktidarı ile beraber dünyevileşen İslamcılardan ve bundan etkilenen İslamcılıktan bahsediyorum.

Dün tek dertleri din, dindarlık ve dava olan, bugün ise dünya ve dünyalık olan İslamcılardan!

Dün cebinde üç kuruş bulamayan, bugün ise milyarlara para demeyen İslamcılardan bahsediyorum.

Peki, AK Parti iktidarında sadece İslamcılar mı zengin oldu?

Böyle bir soru da sorabilirsiniz elbet!

Cevabım elbette hayır olacak.

AK Parti iktidarında bu ülkede herkes maddi anlamda kendini bir şekilde toparladı.

Buna itiraz eden varsa, dönüp bir zahmet etrafına bakıversin derim.

Tabi geriye dönüp 20 yıl öncesini hatırlamak şartıyla.

Neyse konumuz bu değil, konumuz İslamcılar ve İslamcılık serüvenin geldiği nokta.

Ben bunu konuşmak istiyorum bugün.

İslamcıların bugün nerede durduklarını anlatmak istiyorum.

Son birkaç yıldır Türkiye'de bir ekonomik sorunun olduğu bir gerçektir.

Ancak bu küresel ekonomik krizin sadece Türkiye ile sınırlı olmadığını, Erdoğan muhalifleri de İslamcılar da dahil herkes çok iyi biliyor.

Hadi muhalifleri bir şekilde anlayabiliyoruz!

Adı üstünde “AK Parti ve Erdoğan Muhalifleri”

Peki ya İslamcılar?

İşte AK Parti ile dünyalık elde eden o İslamcılar bugün çok ilginç bir yerde duruyorlar.

Daha doğrusu durmuyorlar!

Hani vardır ya içki ile ilgili "Şişede durduğu gibi durmaz" tabiri.

İşte dünyanın o geçici zevkini tadan İslamcıların durumu tabiri caizse böyle bir şey!

Dünya bu ya yakasını kaptıranı bırakmaz öyle kolay kolay!

Bir zaman sonra kalbini ve zihnini dünyevileştirir.

Yani kendine evirir.

Tıpkı AK Parti iktidarı ile beraber makam, mevki ve servet elde eden İslamcıların dünyevileştiği gibi.

Hal böyle olunca İslamcıların İslamcılık düşüncesi ve tasavvuru da dünyevileşti.

Bugün o İslamcılar, domatesin kilosu pahalı diye AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ı yerden yere vuruyorlar.

Dolar yükseldi diye Erdoğan’ı eleştiriyor, feryad figan ediyorlar.

Dün ceplerini dolduranlar, bugün akarları biraz azalınca felaket tellallığı yapanların ağzıyla konuşuyorlar.

Bugün bunu sessizce dillendirenlerin yarın meydanlarda dillendireceği de aşikardır.

Peki, AK Parti eleştirilecek bir parti değil mi?

Yok mu eleştirilecek tarafları?

Elbette vardır!

Elbette AK Parti’nin eleştirilecek birçok politikası vardır.

Elbette Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı yanlışlar vardır.

Uzun uzadıya yazabilirim.

Yazılarımı takip edenler geçmişte bu yanlış politikaları eleştirdiğimi çok iyi bilirler.

Dedim ya AK Parti eleştirilmeyecek bir parti, Recep Tayyip Erdoğan da eleştirilmeyecek bir zat değildir.

Eleştireceksek başka yerden eleştirelim.

Eleştireceksek vicdanlı bir eleştiri yapalım.

Çivisi çıkmış bir dünyada 20 yıldır bu ülkede halkı için sayılmayacak kadar çok hizmetler yapan AK Parti’yi var olan bir küresel ekonomik kriz üzerinden vurmaya çalışmak en basit tabirle vicdansızlıktır.

Değil diyorsanız, koyun elinizi vicdanınızın üstüne!

Keşke derdiniz din ve dindarlık olsa!

Keşke derdiniz ateş çemberine dönen ümmet coğrafyasında yaşanan acılar olsa.

Keşke derdiniz kenar mahallerde uyuşturucuya bulaşan gençler olsa.

Keşke derdiniz TOKİ eliyle yapılan binalarla medeniyet tasavvurundan kopup giden şehirler olsa.

Yazık!

En büyük derdinizin dünya ve dünyalık olması cidden çok yazık!