İnsan’ın halinin içyüzünü Allah'ın biliyor olmasından dolayı kalbin sıkılması ve Allah'ın hoşnut ve razı olmayacağı bütün ahlaki kötülüklerden uzak durulması, ayrıca kalbin mutluluk ve neşeye sınır getirmesi ve onu terk etmesi kişinin Allah’tan utanması ile açıklanır.

Allah'tan utanan kimsenin özelliği; görülmekten utandığı yerde bulunmamasıdır.

Allah'tan utanma duygusu güçlü kılan ve artıran; Kalbin çokça ihmalkâr ve gevşek davrandığı ve Allah'a şükür de kusurlu olduğunu kabul etmesinin yanı sıra kendisine ulaşan her nimeti görüp bilmesi, kalbin yaratıcıdan istemenin yöntemini bilmesi ve Allah’ın huzurunda durarak O’ndan azıcık istemesidir.

Allah'tan utanmanın değerini artıran şey ise; bütün hareket ve davranışlarda Allah’ın gözü önünde olduğunu ve hiçbir davranışının O’na gizli kalmayacağını bilmektir.

 Allah'tan utanan kişinin kalbine baskın olan hal ise; Kendisini cezalandırma gücüne sahip olan, ayıplarını örten, nimetlerini aralıksız sunan,  gönül ve aklından geçen en küçük duyguyu, düşünceyi ve kalbinin derinliklerinde saklı en gizli sırları bilen Allah'ın, kendisini görüyor olmasını ciddiye alarak bu konuda gerekli uyanıklığı göstermektir.

 Allah'tan utanan kişide, Allah'ın hoşnut olmayacağı hiçbir kusurlu davranış ve hareket görülmez. Onun eylem ve davranışları isabetli, yaşam tarzı dinin öğretilerine uygun, çok tahammüllü, çok bilgili ve yaşantısı güzeldir. Son derece yumuşak huylu, sürekli düşünceli, daima Allah'a anan, boynu bükük, sıkıntısı az, hep kederli ve yaşantısı zariftir.

Zarif Yaşantı; aralıksız cömertliğin yanı sıra şüpheyi terk etme, temiz ahlak, açık ve net niyet, güzel söz, çok suskunluk ve sürekli düşünceli olma üzerine kurulu yaşantıdır. Bu kimsede baskın olan hal şudur;  Öz benliğin yaratılışından gelen dürtülerine rağbet göstererek utanma duygusunu zedelemekten son derece korkar.  İşte Allah'tan utanmaları da dürüst olan kişilerin niteliği budur.

Utanma duygusu ve zarif yaşantı terk edildiğinde şüpheli davranışlara doğru bir kayma başlar. Şüpheli davranışlar;  Aşırı hırslı, aç gözlü olmak, birçok niyet ve amaç taşımak, kulluk görevlerinde ruhsata yönelmek, yokluğu zarar vermeyen dünyalık şeylere sahip olmak, geniş arzular taşımak, asılsız özlem ve arzuların ardından gitmektir.

İnsanın asılsız özlem ve arzuların ardından gitmesinin sebebi, geniş arzular taşımasıdır. Kişi ezelde takdir edilen rızkın mutlaka kendisine ulaşacağını, takdir edilmeyeninde asla elde edilemeyeceğini ve kendisine düşen sadece çalışmak ve gayret etmek olduğunu bilerek, bu hastalıktan kurtulabilir.(Haris el-muhasibi "Allah’ı Arayış" isimli eserinden derlenmiştir.)  

Rabbimiz bizleri kendisinden utanan kullarından eylesin.

Rabbimiz bizleri zarif yaşantı içinde bu hayatı ikame ettirenlerden eylesin.

Selametle…