İnsanoğlu; bütün uyarılara rağmen, bütün bilgi ve birikimlerine rağmen bazen hata yapar.

Tıpkı trafik işaretlerinin kendi güvenliği için olduğunu bildiği halde kurallara uymayan bir sürücü gibi.
Tıpkı hukuktaki karşılığını bildiği halde suç işleyen bir sanık gibi.
Tıpkı sarhoş edip akli meleklerini yok edeceğini, komik ve acınası duruma düşüreceğini bile bile içki içen bir ayyaş gibi.
Tıpkı sonuncusunun altın vuruşa kadar gideceğini bile bile uyuşturucu dozunu artıran bağımlı gibi.
Tıpkı tecrübe ile sabit olduğu ve ölümlere yol açtığı bilinen riskli ve ölümcül maceralara bile isteye atılan maceraperest gibi.
Tıpkı daha önce ısırıldığı deliğe yine ısrarla parmak sokmaya devam eden bir gafil gibi.

Peki bütün bu ön bilgilere rağmen insan neden kendisini, insanlığı ve Rabbini her seferinde sükut-u hayale uğratır.
Neden her seferinde aynı hataları tekrar edip durur.
Işte tam burada şu sonuç çıkıyor.
Çünkü insan bu!..
İradesi olan, kendince aklı olan, özgür olan, dilediği her şeye inanma ve yapma hürriyetine sahip olan.
Kendisini yaratan, her şeyini borçlu olduğu Allah' a karşı bile durabilen.
Yaratıcısı tarafından belli bir süreliğine özgür bırakıldığını bilen.
Merak eden, tekrara giden, yeniden deneyen, heves eden, macerayı seven, unutan vs...

Eğer insan bir yerde avantaj olan bu yaratılış yönlerini doğru kanalize etmezse, vahyin ışığı ile yönünü bulmaya çalışmazsa hepten sapıtır ve sonunda zarar eder.
O durumda ise sadece kendisine zarar veren biri olarak da kalmaz. Bütün insanları, canlıları hatta yaşamın hepsini tehdit eder.

Şüphe yok ki modern zamanın en büyük tehlikelerinden biri, bu terbiye edilmemiş nefislerin insanlığın başına bela olmasıdır.
Bencil, hırslı, egolu, psikopat, cani tipler hep bu terbiye olunmamış nefislerden sirayet eder.
Ve insanlık için o kadar tehlikelidir ki ellerinden imkan olsa keyifleri için dünyayı ateşe vermekten çekinmezler.
Ve bunların hepsi çok tehlikelidir. 
Zira böylelerinin elinde bıçak olsa parmak kesip kolye yapar.
Silah olsa son mermiye kadar masumların üzerine boşaltır. 
Atom bombası olsa dünyanın hepsini zehirlemekten imtina etmezler.
Ama en tehlikelileri de elinde daha da çok imkan bulunduranlardır. Para ve siyasi erk sahipleridir.
Bugün peşine düştükleri ve inandıkları kehanetlerden ilham alarak dünyayı virüslerle, kitle iletişim araçları ile, çiplerle adeta bir denek alanı gibi ellerinde oynatanlar tam da bunlardır.
Eğer Allah'ın yardımı olmazsa ve insanlar bunlara karşı topyekûn birleşmezse bizi yeni bir takım felaket bekliyor demektir.
Bizler elbette Allah' a güvenen ve geçmişte bunlar gibi nicelerinin tarihin çöplüğünde yok olduklarına inanan insanlarız. Ama bu tedbirsiz davranmamızı gerektirmez.
Bu konuda elinden bir şey gelen eliyle, diliyle güç yetiren diliyle bu mücadelenin içinde yer almalıdır. Bu insanlığa karşı hayati bir vazifedir.
Allah, iyilerin köşe başlarını tuttukları ve iyilerin hükümran oldukları bir dünya bahşetsin.

Selam ve dua ile.