Asgari ücret yani en aşağı, en düşük, en az ücret ile geçimini sağlama ekonomik sistemdir. Dünya üzerinde asgari ücret ile geçinen pek çok ülke vardır. Bunların başında Türkiye gelmektedir. Gerek ücret gerekse de kesintiler ile diğer ülkeler karşılaştırıldığında Türkiye'de alınan asgari ücret fiyatı diğer ülkelere nazaran dibe vurulmuş şekilde karşımıza çıkmaktadır. 

Asgari ücretin makul dolaylarda kişi hayatını ekonomik anlamda olumsuz yönde etkilemeden, daha iyi yaşam şartları ile karşılaştırdığımızda bunlara örnek göstermek istersek başta; İrlanda Cumhuriyeti, Lüksenburg, İngiltere, Hollanda, Fransa ve Almanya gelmektedir. En düşük saat dilimi ile çalışılan Almanya'da asgari ücret 1584 Euro (15 milyar) olarak hesaplanmıştır

Türkiye asgari ücretler sıralamasında Avrupa ülkeleri baz alındığında 8. sırada yer almaktadır. 2020 yılı Türkiye'de asgari ücret 2324.70 kuruş olarak hesaplanmıştır. Fakat gel görelim ki bu paraya bu şartlarda geçinmek imkansızlaştı maalesef. TÜİK'in 2020 yılı istatistikleri baz alındığında ülkede yoksulluk sınırı 5000 türk lirasına dayanmış vaziyette.

Açlık sınırı ise 8000 türk lirasını geçmiş vaziyette. Her ne kadar Devlet büyükleri asgari ücretin iyi olduğunu geçinilebilindiğini savunmalarına rağmen bugün ülkede asgari ücret ile çalışan kiracı bir baba evine götürdüğü 2324.70 kuruş ile ev kirasını mı, elektrik, su faturalarını mı, mutfak masraflarını mı yoksa çoluk çocuğunun giderini mi karşılasın? Bu devleti yönetenler halkın seçmiş olduğu vekiller aylık 25.000 ile 30.000 bin lira arası aldıkları maaş ile geçinemediklerini savunurken sonra kalkıp asgari ücretin iyi bir seviyede olduğunu televizyonlarda bas bas bağıra bağıra savunuyorlar.

Konu hak, adalet, eşitlik olunca mangalda kül bırakmayanlara sesleniyorum, bir baba çoluğuna çucuğuna ekmek götürmekte sıkıntı yaşıyorsa, psikolojik sorunlar yaşayıp aile hayatını tehditkar ediyorsa kusura bakmayın bunun en büyük vebali sizindir.

Ekonomik sıkıntıların getirmiş olduğu bunalımlar hem aile hayatını, hem karı koca hayatını olumsuz anlamda etkilemektedir. Bunun yanında manevi anlamda küçük yaşta anne baba psikolojisinin ters evrilmeleri ile etkilenen çocukların hayatları ve gelecekleri büyük endişe vermektedir. Sadece çocukları değil aynı zamanda kadına da zarar vermektedir.Bilinildiği üzere ülkede maalesef kadına şiddet almış başını gidiyor. Buna ne bir dur diyen var ne de engel olan, kadına şiddetin altında yatan önemli etkenlerden biride ekonomik geçimsizliktir.

Önümüzde ki yeni yılın asgari anlamda geçinen insanlarımıza özellikle ekonomik anlamda huzur verici bir yılın olmasını Rabbimden niyaz ederim! Devletimizin ve devleti yönetenlerin bunu göz önünde bulundurmasını ve gerekenin yapılmasını üzerlerine düşen en büyük sorumluluk olduğunu hatırlatarak yazıma burda son veriyorum.