Bu ülke topraklarının sınırları içerisinde dile getirmekten nefret ettiğim en büyük konulardan biriside başörtüsüdür.Başörtüsü, yani tesettür, yani kapanma Allah için, Allah rızasını kazanmak için kapanmak. Cennet'i kazanmak için kapanmak.
 
Fakat gel görelim ki bizim düşüncelerimiz dışında çok enterasan çok değişik zihniyetler var.Başörtüsüne bir gerici, bir saçmalık gözü ile bakan zihniyet ne yazıkki hala yaşamaya devam ediyor. Hala dün gibi aklımızda 28 Şubat'ın esintileri ve müptezzelliği. Haksızlığa uğrayan annelerimiz, bacılarımız, kız kardeşlerimizin içinde bulunduğu o zor durum ve kötü psikoloji havası hala dün gibi akıllarda ki yerini koruyor. Bu ve bunun gibi zihniyetler insanlık dışı yaratıklardan ibarettir.
 
Oysa insanoğlunun fıtratında hür ve özgür olma vardır.Hani lafa geldiğinde burası özgür ve demokratik bir ülke diyen zorbalar var. Nerde özgürlük, nerde demokrasi? Siz özglük ve demokrasi kelimesini sadece kendi çıkarlarınız doğrultusunda kullanan derme çatma bir topluluktan ibaretsiniz. Kendinizi aydın sınıfına koyup bu ülke toprakları üzerinde yaşayan insanların dini vecibelerini alaya alıp onları kendi doğal yaşantılarından alıkoyuyorsunuz.
 
Kim nederse desin 'Başörtüsü' hala bu ülkenin kanayan bir yarasıdır. Bunlara en başta 28 şubatı örnek vermiştim. Devamında sanatçı Deniz Çakır gibi kendini sanatçı zanneden müptezellerin iki kapalı bayana burası Arabastan mı? Oraya dönün diyerek aşağılaması, bu ve bunun gibi bir çok örnek daha verebilirim.
 
Türban bir bez parçası değildir. Hele hele gösteriş hiç değildir. Aklı selim olan insanlar türbanın Allah c.c emri olduğunun ve onun emir ve yasaklarına uyup ona göre hayatının yaşama sebebidir.Türban Nisa suresi demektir. Türban Maide suresi demektir. Türban harama kalkan olmak demektir. Bu ülkenin yarısından fazlası muhafazakar bir topluluktur. Her nasıl kapalı bir bayan açık bir bayana saygı duyup ona nezaketsizlik yapmıyorsa, açık olan kişininde kapalı olan kişiye saygı duyması gerekiyor.
 
Açık konuşmak gerekirse şöyle bir geçmişe dönüp bakalım türbanlı bayanların hangi zihniyet döneminde haksızlığa uğradığına bakalım, bakalım ve ona göre şapkamızı önümüze koyup eleştirip yargılayalım. Dürüst olmak gerekirse türbana karşı olan bir zihniyetin tekrar türeyip meydana gelmesinden tedirginim. Şuanda azınlık durumda olduklarını düşünüyorum ve destekçilerinin sadece dış mihraplar olduğunu kanaatindeyim. Bu sadece bir düşünce umarım öylede kalır.
 
SAYGILARIMLA.