Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hala akıllanmayacak mısınız?(Enam Suresi 32.Ayet)

Rabbimiz başka bir ayetinde ise “Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azab; Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir.” (Hadid Suresi 20.Ayet) buyrulmaktadır.

Yukarıdaki ayetlerden anlaşıldığı üzere gelip geçici olan ve bu sebeple bağlanmaya değmez görülen dünyaya meyletmek insan için bir fitne sebebidir. Dünya ile ilgimizin hangi ölçüde  olması gerektiğini hayat rehberimizin yaşantısından ve tavsiyesinden öğrenelim;

Abdullah ibni Mesud (R.Anh) şöyle buyurdular; Resulullah(s.a.v) bir hasır üzerinde yatıp uyumuştu. Uykudan uyandığında, hasır vücudunun yan tarafında iz bırakmıştı. Biz:

–Ya Resulallah! Sizin için bir döşek edinsek, dedik. Bunun üzerine Resulullah:

“Benim dünya ile ilgim ne kadar ki? Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra da oradan kalkıp giden binitli bir yolcu gibiyim” buyurdular.(Tirmizi)

Bu hadisin açıklaması olarak; bir mümin kişinin dünyayı nasıl bir bakış açısıyla görmesi gerektiğini ve dünyaya aşık olana ebedi hüsran damgası vurulacağını anlatan İmam Rabbani (R.Aleyh) Mektubat adlı eserinde şu nasihatlerde bulunmaktadır;

“Ey oğul! Bu dünya bir imtihan ve sıkıntı yeridir. Görünüşü her çeşit süslerle bezenmiştir. Yüzü renk renk benek ve çizgilerle renklendirilmiş, saç örgüleri ile sahte yanaklarla zoraki güzelleştirilmiş çirkin bir kadının yüzüne benzer.

O ilk bakışta hoş gözükür, güzel ve parıltılı olduğu sanılır gerçekte ise üzerine güzel koku serpilmiş bir leşe kurtların ve sineklerin üşüştüğü bir çöplüğe benzer. Susuz insanın su zannettiği bir serap ve şeker görüntüsünde bir zehirdir; gerçekte bir harabe ve devamı olmayan kısacık bir andır, bu çirkinliği ve kabasabalığının yanında kendine teslim olanlara karşı muamelesi anlatılanlardan çok daha kötüdür.

Ona aşık olan düşük ve çarpılmış sayılır, ona tutulan ahmaktır, aldatılmıştır. Onun görüşüne meftun olanın yüzüne ebedi hüsran damgası vurulur, onun tadına alışanın güzelliğine kapılanın nasibi sonsuz bir pişmanlıktır. Resulullah(s.a.v) efendimiz şöyle buyurmuştur; “Dünya ile ahiret birbirine kumadır biri razı olsa diğeri darılır” o halde kim dünyayı razı ederse ahireti kendisine darıltmış olur kesinlikle ahiretten nasibi olmaz.”

Rabbimiz bizleri merhum Cahit Zarifoğlu’nun “Burası dünya, ne çok kıymetlendirdik oysa bir tarla idi ekip biçip gidecektik” nasihatini idrak edenlerden, ekip biçtiğine dikkat eden ve gitmeye hazırlıklı olanlardan eylesin ve aldatıcı dünyaya aşık olup ebedi hüsrana uğrayanlardan eylemesin.

Selametle…

Peygamberimin Dilinden Bir Dua

Allah’ım! Bütün işlerimin başı olan dinim konusunda hataya düşmekten beni koru! Yaşadığım şu dünyadaki işlerimin yolunda gitmesini sağla! Dönüp varacağım ahiretimi kazanmama yardım et! Hayatım boyunca daha çok hayır yapmama imkan ver! Her türlü kötülükten kurtulmamı sağlayacak bir ölüm nasip et!”  (Müslim)