Emanet, birisinin koruması için bırakılan maddi ve manevi haktır. Emanet; ağırlığı ve büyüklüğü sebebiyle göklerin, yerin ve dağların kabul etmediği insana yüklenmiş önemli bir sorumluluktur. “Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.”(Ahzab Suresi 72.Ayet)

Başka bir ayette ise “Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.(Nisa Suresi 58.Ayet) 

 Resulullah (s.a.v) efendimiz hadisi şeriflerinde emanete riayet etmemeyi mümin birinde düşünülecek bir durum olmadığını ve kişinin imanının ve güzel ahlakının bir göstergesi olduğunu şu ifadelerinde bizlere bildirmiştir;

Emaneti olmayanın imanı yoktur.(Ahmed bin Hanbel)

Emanete riayet etmeyenin imanı kamil değildir. (Taberani)

Allah ve Resulünün, kendisini sevmesini isteyen kimse, emanete riayet etsin.(Taberani)

Münafığın üç alameti vardır: Yalan söyler, sözünde durmaz ve emanete hıyanet eder.(Buhari)

Emanet denilince ne anlamımız gerektiğini birkaç maddede anlatacak olursak;

Bunlardan birincisi Allah-u Teala’nın Zariyat Suresi 56.Ayetinde “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Buyruğuna karşı sorumluluk bilinci ile hareket edip, yaratılış gayesine uygun yaşayarak; ibadetlerde kişinin sorumlulukları bilerek; namaz, oruç, zekat-infak ve anne babaya iyilik gibi farz olan emirleri yerine getirmesi Allah'ın kullar üzerindeki emanetine sahip çıkmaktır.

İkinci emanet, kişinin kendisine bırakılan ve korunması istenilen maddi şeylerin istenildiğinde tekrar sahibine iade edilmesidir. Bu konuda bize örnek olan Resulullah (s.a.v) efendimiz Mekkeliler arasında doğruluk ve eminliği ile tanınmıştır, peygamberlikten önce ona “Sadıkul emin” lakabı verilmiştir. Allah Resulu, hicret edeceği zaman müşriklerin kendisine bıraktığı emanetleri sahiplerine vermek üzere Hz. Ali'yi de Mekke'de bırakarak emanetin önemini bize yaşantısıyla aktarmıştır.

Üçüncü emanet,  Allah-u Teala’nın bizlere emanet olarak vermiş olduğu tüm bedeni ve organları korumaktır. Onları korunması zorunludur. Onlarla Allah'ın razı olacağı ameller işleyip, razı olmayacağı ameller yapılmamalıdır. Göz bir emanettir, onu harama bakmaktan korunmalıdır. Kulak bir emanettir, onu haramı işitmekten sakındırmalıdır. Eller ayaklar ve diğer vücut organları birer emanettir ve bunların haramlardan korunması gerekir.

Dördüncü emanet, kişinin kendi üzerinde bulunan sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmesidir. İşçi, işine en güzel bir biçimde yapmalı, öğrenci derslerinde başarılı olmalı faydalı bir ilim sahibi kişi olmak için ve salih bir kul olarak helal rızık kazanabilmek için çalışmalıdır. Ayrıca herhangi bir şeyden sorumlu olan Müslüman, bu sorumluluğu kendi omuzunda bir emanet olduğunun idrakinde olmalıdır.

Herkes idaresi altındakilerden sorumlu olduğunu unutmamalıdır. Resulullah (s.a.v) efendimiz hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır. “Her biriniz birer yöneticisiniz ve her biriniz yönetiminiz altındakilerden sorumlusunuz. İdareci, emri altındakilerinin yöneticisidir ve onlardan sorumludur. Erkek ailesinin yöneticisidir ve onlardan sorumludur. Kadın kocasının evinin ve çocuklarının yöneticisidir, onlardan sorumludur. İşçi işvereninin malının yöneticisidir ve ondan sorumludur. Her biriniz birer yöneticisiniz ve her biriniz yönetiminiz altındakilerden sorumlusunuz.(Buhari)

Beşinci emanet, alışverişte emanet; Müslüman kimseyi aldatmaz, hile yapmaz ve kimseye ihanet etmez.  Resulullah (s.a.v) efendimiz yiyecek satan bir adamın yanından geçiyordu. Elini yiyecek kümesinin içerisine daldırdı ve onun nemli olduğunu gördü. Adama, “Bu nedir, ey mal sahibi” diye sordu. Adam “Akşam ona yağmur isabet etti, ey Allah'ın Resulü! Dedi. Resulullah (s.a.v) efendimiz dedi ki: “Neden insanların görmesi için onu üste koymadın? Aldatan kimse benden değildir.” (Müslim)

Altıncı emanet, belki zamanımızda maalesef en çok hıyanet edilen bir emanet olan sır tutmada emanet;  Resulullah (s.a.v) efendimiz hadisi şeriflerinde “Bir adam bir söz söyler ve sonra ayrılırsa bu bir emanettir.” Buyurarak Müslüman kardeşinin sırrını koruması gerektiğini ve onu açığa çıkarmaması gerektiğini bildirmiştir.

“Onlar, gerek Allah’ın, gerek Hz. Peygamber’in ve gerekse insanların kendilerine verdiği emanetleri en güzel şekilde koruyan verdikleri sözü en güzel biçimde yerine getiren dosdoğru müminlerdir.” (Mearic Suresi 32.Ayet) Rabbim bizleri bu ayetinde bildirdiği müminlerden eylesin. Amin.

Selametle…