Allah-u Teala kulluk kitabımız Kur-an’ı Kerimde; “...(Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı ‘takva’dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı ‘takva’ sahibi olun.” (Bakara Suresi 197.Ayet) buyurmaktadır.

 

Hadisi şerifte ise; Ebu Ümame (r.a.) der ki: Resulullah Efendimizi Veda Haccı’nda insanlara hitap ederken dinledim. Şöyle buyurdu:

“Rabbiniz olan Allah’a karşı ‘takva’ sahibi olunuz! Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekatını hakkıyla ödeyiniz. İdarecilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde doğruca) Rabbinizin Cennet’ine girersiniz.” (Tirmizi)

 

Başka bir hadiste ise;- Ebu Hüreyre (r.a.) der ki:

Peygamber Efendimiz’e:

“–Ey Allah’ın Resulü! İnsanların en keremlisi (hayırlısı, şereflisi ve değerlisi) kimdir?” diye soruldu. Resulullah:

“–En çok takva sahibi olanlarıdır” buyurdu. (Buhari)

 

Allah-u Teala’nın müminlerden istediği, Resulullah(s.a.v) efendimizin cennete doğruca iletilecek durum saydığı, insanların en keremlisi yapan takva nedir?

 

Takva, sözlükte; korumak, korunmak, sakınmak, saygı göstermek, itaat etmek, korkmak, çekinmek anlamlarına gelmektedir. Ayrıca, dinin emir ve tavsiyelerine uyma, haram ve günahlardan kaçınma hususunda gösterilen titizlik, duyarlı olma, sorumluluk bilince olma anlamında bir kavramdır.

Kulun, kalbini Allah’tan gafil bırakan her şeyden uzaklaşarak bütün varlığı ile saygı ve bağlılık içinde, Allah-u Teala’ya yönelmesidir takva…

Sahabe efendilerimizin tanımına göre ise; Hz. Ömer (r.a) efendimiz, bir gün Übey bin Kab (r.a.)’a takvanın ne olduğunu sormuştu. Übey (r.a) ona:

“–Sen hiç dikenli bir yolda yürüdün mü ey Ömer?” diye mukabelede bulundu. Hazret-i Ömer:

“–Evet, yürüdüm.” karşılığını verince de bu sefer:

“–Peki, ne yaptın?” diye sordu.

Hazret-i Ömer:

“–Elbisemi topladım ve dikenlerin bana zarar vermemesi için bütün dikkatimi sarf ettim.” cevabını verdi.

Bunun üzerine Übey bin Kab (r.a.):

“–İşte takva budur.” dedi. (İbni Kesir Tefsiri)

 

İmanı tehlikeye düşürecek pisliklerin ve dikenlerin her an bulaşma tehlikesi olan dünya hayatında mümin kişinin imanını koruması için günahlardan korunması ve günaha götürecek durumlardan sakınmasıdır takva…   

 

Allah’tan O’na yaraşır biçimde korkup, Allah’ın koyduğu sınırlara yaklaşmamaktır takva…

Allah ve Resulü bir konuda hüküm verdikten sonra; varsa kendi tercihimizi unutarak ve katıksız o hükme iman edip, itaatte bulunmaktır takva…

Allah’a, Resulüne ve Allah’ın saygı gösterilmesini istediği anne ve baba başta olmak üzere insanlara saygı göstermektir takva…

Allah’ın bize vermiş olduğu dili gıybet etmekten, kulağı o gıybeti duymaktan, gözü haram olana bakmaktan, eli harama uzatmaktan, ayağı harama gitmekten korumak, bunlara yaklaştıracak olan her türlü fiilden sakınmaktır takva…

Domuz eti zaruret halinde yenebildiği haldeyken (açlıktan ölmemek halinde olduğu gibi) ondan tiksindiğimiz gibi faize bulaşmaktan, zinaya yaklaşmaktan, gıybet etmekten tiksinmektir takva…

Haramlar belli, helaller de belli iken, bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlardan ise harama düşme tehlikesinden korkarak onları terk edebilmektir takva…

Kalbini tırmalayan, kalbini huzursuz eden şeyleri terk edebilmektir takva…

Hz.Ali (r.a) efendimizin tabiriyle; “Günahlara devam etmeyi ve yaptığı ibadetlerle avunup aldanmayı bırakmaktır takva”…

Günahta ısrar etmemektir takva, günah işledikten sonra Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyerek hemen tevbe edebilmektir takva…

Selametle…

Peygamberimizin dilinden bir dua;

“Allah’ım! Sen’den hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyorum.” (Müslim)