Gazali kendinden önceki kelamcıların, İslam’ı akıl ve mantık yoluyla temellendirmeye yönelik metotlarının verimsiz olduğunu gördü ve hatalarını tespit etti. Gazali’nin kelam ilmine sağladığı katkı sebebiyle Gazali öncesi kelamcılar “Mütekaddimin” olarak anılırken, Gazali sonrasındakilere “Müteahhirin” dendi.

Kelam açısından bir mihenk taşı mesabesinde olan Gazali’nin tespit ettiği metot hataları şunlardır:

1) Cedel’i (diyalektiği) kullanıyorlardı ve bu verimsiz bir metottu. Buna “kıyas-ı hulf” (dikotomi) denir ki, bir şeyin doğruluğunu ispat için ötekinin yanlışlığını ispat gibi dolambaçlı ve uzun yollar içerir. Gazali buradaki kısır döngüyü gördü.

2) Kelamcılar “tekafu-i edille” ( delillerin denk düşmesi) metodunu savunuyorlardı. Yani bir tez hakkında söylenebilecek her şeyin antitezi için de söylenebilir olması. Ancak Gazali bu yolla Hakikat’in ne olduğuna dair bir sonuç elde edilemeyeceğini gördü.

3) “Delilin butlanıyla medlulun da butlanı lazım gelir” düşünceleriydi. Bu iddiaya göre, bir şeyin doğruluğunu ispat etmek için ortaya atılan delil geçersiz kılınırsa o zaman doğrulanmaya çalışılan şey de geçersiz olur. Bu ise çok tehlikeli bir şeydir. Çünkü buna göre; Allah’ın varlığını ispat etmeye çalışan kişinin ortaya attığı delil geçersiz kılınırsa Allah’ın varlığı da (haşa) geçersiz olur.

Gazali Kelamcılara, bu yolla Hakk dinin temellendirilip savunulamayacağını söyledi ve alternatif olarak Antik Yunan filozofu Aristo’nun mantık ilmine vize verdi. Aslında 759 senesinde ölen Kindi’den itibaren Farabi, İbn-i Sina gibi filozoflar mantık ilmini biliyorlardı, Abdullah İbn’ül Mukaffa Aristo’nun “Mantık” adlı eserini tercüme etmişti. Ama yine de bir ilim dalı olarak “mantık” İslami ilimler sisteminde yer almıyordu. 10.y.y.’dan itibaren Mutezile kelamcıları arasında kullanılan mantık ilmi, esas itibarıyla Gazali’nin yaptığı çalışmalarla birlikte İslami ilimler sistemine dahil oldu.

Gazali, ilahi hakikati idrak etmeye ve ispatlamaya bir vesile olarak gördüğü mantık ilmi üzerine dört eser yazdı, bunlar; Mi’yar’ül İlm, Mihakkün’nazar, El’kıstas’ül müstakim ve Mekasıd’ül Felasife adlı eserin ilk bölümüdür. Gazali “Mantık bilmeyenin ilmine güven olmaz.” diyecek kadar mantık ilmine önem vermiştir.