İnsanın yaptığı iş de, söylediği kelamda, ortaya koyduğu davranışlarda gösteriş yapmasına; salih amelin Allah rızası kazanmak niyetiyle değil de insanların beğenisini kazanmak için yapılmasına riya ve bu işi yapana riyakâr denir.

Riya, bir kimsenin insanlar kendine bakarken işini, ibadetini ciddiyetle yapıyor görünmesine; tek başına kaldığında ise tembellik etmesi, ibadetlerinde gevşeklik göstermesi; insanlar kendini övdüğü zaman çalışması; herhangi biri onu eleştirdiğinde ise işini ihmal etmesidir.

Riyanın bütün şekilleri ahlak dışı olup, ibadetlerde riyakâr olunması ise daha büyük bir ahlaksızlıktır. Riya, münafıkların özelliklerinden biridir.

Allah-u Teala riyakarların durumunu Kur’an-ı Kerimde  zikretmekte ve şöyle buyurmaktadır;

“Münafıklar, güya Allah’ı aldatmaya çalışırlar.  Yani Allah’ı kandırmaları mümkünmüş gibi davranırlar.  Oysa, gerçekte Allah onları hak ettikleri inkâr bataklığına sürükleyerek yanıltmaktadır.  Yani aldanan biri varsa, o da ancak münafıklardır. Fakat bunun farkında değiller. Onlar namaza kalkarken, sırf insanlara gösteriş yapmak amacıyla, üşene üşene kalkarlar ve Kur’an’ı çok az okur, Allah’ı çok az anarlar.”(Nisa Suresi 142.Ayet)

“Siz ey imana ermiş olanlar! Servetini gösteriş ve övgü için harcayan, Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanmayan kişinin yaptığı gibi, iyiliğinizi başa kakarak ve inciterek yardımlarınızı değersiz hale sokmayın: Onun hali, üzerinde toprak bulunan yumuşak bir kayanın hali gibidir, bir sağanak vurunca onu sert ve çıplak bırakıverir...”(Bakara Suresi 264.Ayet)

Resulullah (s.a.v) efendimiz müminleri riya hususunda şu şekilde uyarmıştır; ”Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey küçük şirktir. Sahabe efendilerimiz dediler ki: Ya Rasulullah, küçük şirk nedir? Resulullah (s.a.v) efendimiz: Riyadır. Yani başkalarına gösteriş için ibadet yapmaktır” buyurmuştur. (Ahmed bin Hanbel)

Mümin kişi, kalbini de niyetini de yalnızca alemlerin rabbi Allah’a daima halis bir şekilde bağlar.

Bir başka hadisi şeriflerinde Resulullah(s.a.v) efendimiz şöyle buyurmuştur: "Kim işlediği hayrı şöhret kazanmak için halka duyurursa, Allah onun gizli işlerini duyurur. Kim de işlediği hayrı halkın takdirini kazanmak için başkalarına gösterirse, Allah da onun riyakarlığını açığa vurur." (Buhari)

Resulullah (s.a.v) efendimizin savaşlarından birinde, bazı sahabelerine Müslümanlarla beraber savaşan bir adamın cehenneme gireceğini haber verdi. Sahabeler bu duruma şaşırdılar ve durumunu öğrenmek için söz konusu adamı takip etmeye başladılar. Onun kahraman bir şekilde savaştığını görünce şaşkınlıkları daha da arttı. Fakat kısa süre sonra bu adam yaralandı. Bunun üzerine kılıcını aldı ve kendisine sapladı. Bazı sahabeler dediler ki: “Yazık sana! Sen yiğitçe savaşmaktaydın, şimdi kendini mi öldürüyorsun!” Adam onlara, “Ben kendi nefsimi yüceltmek ve insanların kahramanlığımı görmesi için savaşıyordum” diye cevap verdi. Sonra adam öldü. Resulullah(s.a.v)’in sözü doğrulanmış oldu.

Rabbimiz bizleri ibadet ve amellerinde gösteriş ve desinler kaygısından sıyrılan, Allah bilsin yeter şuurunda kullukta bulunan müminlerden eylesin. Amin

Selametle…