Bir gün bir sahabe, bir cuma günü cuma namazına yetişmek için mescide doğru koşmaya başlar… Mescide varan sahabe abdest almak için çeşmeye yaklaşır ayakkabısını çıkarırken birde bakar ki hiç farkına varmadan bir karıncayı ezdiğini fark eder.

Bu mübarek sahabe; farkına varmadan bir karıncayı ezdiği için: “– Ben bunun hesabını yarın mahşerde nasıl vereceğim?” diye hüngür hüngür ağlamaya başlar... Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in huzuruna gelir, “– Ey Allah’ın Resulu; cuma namazına yetişmek için mescid’e doğru koşmaya başladım hiç farkına varmadan bir karıncayı ezerek öldürdüm. Bunun hesabı ağır mı?” diye ağlayarak sorar. Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem; “– Ey ashabım sen şimdiye kadar bundan daha ağır bir suç işledin mi?” “– Ya Rasulallah! Ben kızını diri diri gömenlerdenim!” der.

Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem sahabeye sorar: “– Nasıl yaptın ashabım anlat!” “– Ya Resullah; Biz cahiliye devrinde kız çocuklarımızı diri diri toprağa gömerdik. Benim de bir kız çocuğum vardı. Annesine, ‘Bunu giydir, dayısına götüreceğim!’ dedim. Kadın bunun ne demek olduğunu iyi bilirdi. Ciğerparesi, biricik evladı biraz sonra bir kuyuya atılacak ve orada çırpına çırpına can verecekti. Ne var ki, kadının böyle bir canavarlığın önüne geçme imkânı yoktu. Yapabileceği tek şey, için ağlayıp kanlı gözyaşı dökmekti. Hanımım dediğimi yaptı. Çocuk gerçekten dayısına gideceğini zannediyor ve cıvıl cıvıl koşuşuyordu. Çocuğun elinden tutup daha önce kazdığım bir kuyunun yanına getirdim. Ona kuyuya bakmasını söyledim. O tam kuyuya bakayım derken, sırtına bir tekme vurdum ve onu kuyuya yuvarladım. Fakat her nasılsa, eliyle kuyunun ağzına tutundu.

Bir taraftan çırpınıyor, diğer taraftan da: “– Babacığım üzerin toz oldu” deyip elbisemi silmeye çalışıyordu. Buna rağmen bir tekme daha vurdum ve onu diri diri toprağa gömdüm.” Adam bunu anlatırken Sevgili Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ve yanındakiler hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Orada oturanlardan birisi: “– Be adam, Rasulullah’ı, çok üzdün!” deyince: Efendimiz, adama: “– Bir daha anlat!” dedi. Adam olayı bir kere daha anlattı. İki Cihan Güneşi Peygamberimizin gözlerinden süzülen yaşlar mübarek sakalından aşağıya damla damla akıyordu. Allah Rasulu Sallallahü Aleyhi Vesellem hadiseyi tekrar tekrar anlat deyince bunu anlatmaya çalışıyordu: “– İşte siz İslam’dan önce böyleydiniz. İslam öncesi kömür ve demir gibiydiniz.

Şimdi ise altın ve elmas gibisiniz.” “– Dün kızını diri diri gömen biri bugün bir karınca’yı ezdiği için onun hesabını yapıyor işte size getirdiğim (İslam) din budur. Tekrar tekrar anlattırdım ki, İslam’ın size kazandırdığı insanlığı, güzel özellikleri bir kere daha hatırlayın! Müslüman olduğumuz için binlerce kez şükürler olsun... Lütfen bu kıssayı herkes paylaşsın, çünkü Resullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz demiştir ki; “– Allah, bizden herhangi bir şeyi işiten ve işittiği gibi de tebliğ edip başkalarına aktaran kişinin yüzünü ak etsin. Çünkü tebliğ edilen kişi, benden işiterek tebliğ edenden daha anlayışlı ve kavrayışlı olabilir. (Tirmizi İlim, 5; İbn Mâce, Mukaddime: 1, 18)