Yarın Kurban bayramı.

İslam alemi yarın mübarek Kurban bayramını idarek edecek.

Ve Müslümanlar...

Müslümanlar, maddi durumu elverişli olanların yarın üzerlerine vacip olan Kur'ban ibadetini ifa edecek.

Arapça’da gerek maddî gerekse mânevî her türlü yakınlığı ve yakın olmayı kuşatacak bir anlam yelpazesine sahip olan kurbân kelimesi dinî terminolojide kendisiyle Allah’a yaklaşılan şeyi, özel olarak da Allah’a yakınlık sağlamak, yani ibadet (kurbet) amacıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.

Sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban dinî bir terim olarak, Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usûlüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.

Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah’tan korkun. Biliniz ki Allah’ın vereceği ceza ağırdır.” [Bakara Suresi 196]

Âişe (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.” [İbn Mâce, Edahî]

İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, "Kurban bayramında kesilen kurbana udhiyye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir." ifadelerini kullanır.

Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir (İbn Rüşd, Bidâye, I, 429). Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur.

Enes b. Mâlik (r.a.)’ten rivayet edildiğine göre: “Resulullah (s.a.v.) boynuzlu, alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu.” [Buhârî, Edâhî: 7; Müslim, Edahî: 3]

"Kurbiyet"kökünden gelen Kurban yakınlık demektir ve "kurban" Allah’a yaklaşmaya vesile olan manasına gelir.

Kurban teslimiyet ve adanmışlıktır.

Kurban paylaştıkça çoğalmak, bir yetimin şükür sebebi olmaktır.

Daha doğrusu Kurban'ı kimin adına kesiyorsanız ona yaklaşmak istiyorsunuzdur demektir.

Feda ediyorsunuz bir şeyi o yakınlaşmayı pekiştirmek için.

Biz Müslümanlar Allah'a yaklaşmak için Kurban keserken, bizi Allah'tan uzaklaıran şeyleri de terk etmek zorundayız.

Bir başka deyişle onları da Kurban etmeliyiz.

Eğer rabbimize yaklaşmak ve yaknılaşmak istiyorsak.

O halde Bayram sabahı Allah'a yaklaşmak niyetiyle Kurban keserken, bizi Allah'tan uzaklaştıran söz ve amellerimize de son vermeliyiz.

Aksi halde bu yakınlaşmak pekişmemiş olur.

Sadece et yemiş ve et dağıtmış oluruz.

Rabbim hepinizin Kurban'ını katında kabul eylesin.

Bu vesile ile Kurban bayramınız mübarek olsun.