“Size rızık olarak verdiklerimizin temiz ve helal olanlarından yeyiniz, bu hususta taşkınlık ve nankörlük de etmeyiniz; sonra sizi gazabım çarpar. Her kim ki kendisini gazabım çarparsa, hakikaten o, yıkılıp gitmiştir.” (Taha Suresi 81.Ayet)
“…Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (Araf Suresi 31.Ayet)
Rabbimiz ayeti kerimelerinde bizlerin temiz ve helal olan ile beslenmemiz gerektiğini emretmekle beraber ve azgınlık, aşırılık yapılması halinde ise Allah’ın öfkesine maruz kalınacağını bildirmektedir.
İsraf etmeyin ayetiyle yalnızca yemeklerin çöpe gitmesi değil, doymuş bir mide ile yemek yemeninde israf olduğunu anlamalıyız. Fazla yemek tüketimi ile günümüzde hastalıklar artmakta ve maalesef ilaçlara mahkum bir hayat yaşamaktayız.
Asrı Saadet dönemindeki şu hadise bizlere çok önemli bir nasihattir; Medine’ye hasta tedavi etmek için gelen bir hekime, aradan uzunca bir zaman geçmesine rağmen hiç kimse uğramaz. Hekim, nihayet Resulullah (sav) Efendimize gelerek Medine’den ayrılmak için izin ister ve Müslüman halkın niçin hastalanmadığını sorar. Efendimiz(sav):
“-Benim ashabım, iyice acıkmadan yemez. Yedikleri zaman da tıka basa yemezler; daha iştahları varken sofradan kalkarlar.” buyurur.
Resulullah (sav) efendimizin çok yemek konusunda bizleri şu hadisi şerifleriyle uyarmaktadır:
"Ademoğlu, mideden daha şerli bir kap doldurmaz. Ademoğluna belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterlidir. Ancak [nefsinin galebesiyle] illa da (mideyi doldurma işini) yapacaksa bari onu üçe ayırsın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefesine (tahsis etsin, üçte birden fazlasına yemek koymasın)." (Tirmizi, İbni Mace)
“Mide hastalıkların evidir. Tedavinin özü ise perhizdir.” (Ebu Davud)
(Bir zat) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'ın yanında öğürmüştü, ona: "Öğürtünü bizden uzak tut, zira, dünyada insanların en çok doymuş olanları, Kıyamet günü en çok aç kalacak olanlarıdır" buyurdular. (Tirmizi, İbni Mace)
Rabbim bizleri her türlü aşırılıktan muhafaza eylesin.
Selametle…
