Kış ayının gelmesi, girbal efeksiyon hastalıklarının çoğalması ile covid-19 artışı kaçınılmaz oldu. Dünya geneli ve Türkiye de önlemler günden güne artmaya devam ediyor ve devam da edecek. Zaten zor bir süreçteydik daha da; Zor bir süreç hepimizi bekliyor.

Bir çok ülke Covid-19 salgını ile mücadele ederken Eğitimin de aksamaması yönünde önlemler alınyor. Avrupadaki bir çok okullarda öğrenci ve öğretmenlerde vakalarla sık sık karşılaşılmasına rağmen o okullar tamamen kapatılmıyor. 14 gün karantinaya alınıyor. Okulda vaka sayısı çok fazla ise 1 aylığına karantinaya alıyorlar.

Ancak ülkemizde ise durum tam tersi anaokullundan, üniveristesine kadar tüm eğitim kurumlarında, Eğitime ara verildi. Bu karar tabi ki ülkemizin selameti için yerinde alınmış bir karar olmakla birlikte; Özellikle 1. Sınıf ve Anaokulları için alınmaması gereken bir karar olduğunu düşünüyorum. Neden mi 1. Sınıf çocuklarımız için hayatta ki en kritik eşiktir. Henüz okuma, Yazmayı tam olarak çözmemiş olan öğrenciler yüz yüze alınması gereken Eğitimi, uzaktan eğitim ile ne kadar verimli ve yerinde bir eğitim alacaklar. Keşke uzaktan eğitim yerine geleceğimizin teminatı olan biricik yavrularımız ilkokul çağındaki tüm çocuklar olmasa dahi 1. sınıflar için daha sıkı tedbirler, ve daha da azaltılmış derslerle Eğitim öğretimlerine devam etselerdi… çünkü bir gün bu korona bitecektir. Ama eğitimin almış olduğu darbe bir nesil boyunca yeri doldurulayamayacaktır.

Açık mı? Kapalı mı? kafalar karışık…
30 Kasım 2020 Tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısında Okul Öncesi Eğitim kurumlarında; Covid-19 salgınının seyri dikkate alındığında 30.11.2020 -04.01.2021 Tarihleri arasında Resmi Anaokulu ve anasınıfları ile uygulama sınıflarında eğitim-öğretim faaliyetlerinin yüz yüze eğitime ara verilmiş olup; uzaktan Eğitime geçildi.

Peki Özel Anaokulları ve anasınıflarda bu uygulamaya dahil mi? Değil mi? İşte burda kafalar çok karışık bütün hafta boyunca veliler, Kurumlar, ve öğretmenler bu sorunun cevabını aradı. Kimilerine göre sadece resmi Anaokulları kapatıldı. Kimlerine göre resmi özel fark etmeksizin bütün Anaokulları kapatıldı. Valillik kararınına göre kapalı ibaresi geçerken; MEB kararına göre farklı açıklamalar geldi. Bu belirsizlik bütün hafta boyunca herkesi yordu.

Kreş ve Gündüz Bakımevleri için henüz alınmş bir karar görünmüyor. Umuyorum ki olumsuz da bir karar alınmaz. Çünkü Özel ve kamuda çalışan personellerin büyük bir oranını kadınalrın oluşturduğunu biliyoruz. Çalışmak zorunda olan bunca anne çocuklarını nereye kime bırakıp işe gidecekler. Devletimizin almış olduğu karar doğrultusunda kamuda çalışan personeller için mesai saatleri 10:00-16:00 saatleri arası olsada çocuklarını bir yerlere bırakmaları gerekiyor. Özel sektörde çalışan personeller için ise şuan için mesai saatlerinde bir değişşiklik yok. Şunun altını çizmek isterim. Kreş gündüz Bakımevleri ebevinylerin çocuklarını bıraktıkları bakım evleri değildir. Toplumda oluşan algı sanki kreş ve Gündüz bakımevleri çocukların beslenmelerini ve özbakımlarını yapıldığı bir yer olduğu düşünülmekte. Oysa ki tam tersi bir durum söz konusu. Kreş Gündüz Bakımevleri Çocukların, kendi kimliklerini kazandığı, hayatta ki temel eğitimlerinin ilk basamakların altıldığı kurumlardır. Bununla birlikte çocuklarımızın dört duvar ve çağımızın en büyük hastalığı olan teknolojiden gün boyu uzaklaştıkları zamanlarının bu kurumlarda kendi akranlarıyla birlikte hoşça vakit geçirip, eğlenip, ğğlendikleri yerde farkında olmadan Eğitim aldıkları kurumlardır.

Yani Anaokulları, Okul Öncesi, Eğitim kurumları, Kreş ve Gündüz Bakımevlerinin Kamu ve Özel Sektör çalışanlarının işlerini idame ettirmeleri için zaruru bir ihtiyaçtır. Kamu özel sektör fark etmeksizin çalışan insanlar iş yerlerini gittikleri sürece bu kurumların açık kalmasını gerektiğini düşünüyorum.

Bu kurumların açık kalması salgının serini %20 yükseltmeyeceği gibi %20 düşürmeyecektirdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Birleşmiş milletler Dünya Çocuk fonu (UNICEF) Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’ne (ECDC) dayanarak. İlkokulların açık kalmasını destekliyor. DSÖ Avrupa Direktörü Dr. Hans Kluge açıklamasına göre Çocuklar Covid in yayılmasında belirgin rol oynamadıkları için okulları kapatmak salgın yönetiminde etkili bir yöntem olmadığını vurgulamıştı. Birleşmiş milletler Çocuk Fonu (UNICEF) yayımladığı raporda covid-19 nedeniyle oluşan kayıp kuşak konusunda uyardı: okullar covid-19 un yayılmasına çok fazla sebep olmuyor. Kapatmanın zararı çok fazla, faydası da yok denilecek düzeyde. Bu yüzden okullar açık kalnmalı ve önlemler atırırmalı yönünde görüşlerini bildirdi.

Bu bilgilerle hareket edecek olursak, Özel Anaokulları, Kreş ve Gündüz bakımevlerin açık olmalarını gerektini düşünüyorum. Neden mi? bu kurumlarda bir milyonun üzerinde öğrenci ve bu Öğrencilerin çalışan Ebevyinlerini, Ayrıca 7.500 üzerinde kurum ve 75.000 bin üzerinde çalışan personellerin olduğunu düşünürsek, daha sıkı tedbir ve önlemlerle kesinlikle açık kalmalarını gerektiğini kanaatindeyim. Aynı zamanda Ülkemizde büyük bir istihdamın sağlandığını, bir çok kurumun SGK, vergi, kira ve diğer giderlerin kendilerince karşıladıklarını en azından devlete extra yük çıkarmadıklarını görüyoruz. Öte yandan Ebevyinler işe rahat bir şekilde gidiyorsa bunda bu kurumlarn büyük bir katkısı vardır.