Muaz b. Cebel:

"Yâ Rasûlallah! Bana tavsiyelerde bulun!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Ne halde veya nerede olursan ol, Allah'tan kork!" buyurdu.
Muaz b. Cebel:
"Bana tavsiyeni arttır!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Günahın arkasından hemen haseneyi (sevabı) yetiştir ki, onu yok etsin!" buyurdu.
Muaz b. Cebel:
"Bana tavsiyeni biraz daha arttır!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"İnsanlara güzel ahlâkla muamele et!
Ey Muaz! Sen ki, Kitab Ehli bir kavmin üzerine gidiyorsun!
Onlar senden Cennetin anahtarının ne olduğunu soracaklardır.
Onlara:
'Cennetin anahtarı, Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerike leh'dir, de' buyurdu. Allah’dan başka ibadete layık hiçbir mabudun olmadığına, yalnızca onun olduğuna, onun hiçbir ortağının bulunmadığına şehadet etmektir.
Muaz b. Cebel:
"Bana Kitabda bulunmayan ve senden de işitmediğim birşey sorulur ve halli için bana getirilirse ne buyurursun?" diye sordu.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Allah için tevazu göster, Allah seni yükseltir. Sakın iyice bilmedikçe hüküm verme! Sana müşkil, karmaşık gelen işi ehline sor, danış, utanma! En sonra içtihad et! Muhakkak ki, Allah, doğruluğuna göre seni muvaffak kılar.
İşler sana karmakarışık gelirse, gerçek sence belli oluncaya kadar bekle, yahut bana yaz!
Bu hususta keyfine göre hareket etmekten sakın!

Kolaylaştır zorlaştırma.
Sevindir, nefret ettirme. Gönül erleri olun
Yumuşak davranmanı sana tavsiye ederim!" buyurdu