Ramazan evimize her zaman gelmeyen, sadece yılda bir uğrayan bereketli, kutlu, kıymetli, değerli bir misafir gibidir.

Evimize gelen kıymetli misafirleri hanemizde ağırlayıp, uğurladıktan sonra geriye onların hoş ve tatlı hatıraları kalır. Ramazan misafirinin de bizde bıraktığı ve imkân nispetinde sürdürmemiz gereken dört önemli hatırası vardır.

Bunlar tuttuğumuz oruç, kıldığımız teravih, okuduğumuz Kur’an ve yaptığımız infaklardır(Allah için harcamak).

Önemli olan misafirimizi gönderirken misafirden bize kalan bu güzel hasletleri devam ettirebilmektir.

Peygamberimizin(s.a.v) sünnetinde yer alan  Şevval, Zilhicce, Muharrem, Pazartesi/Perşembe, ayın başı/ortası/sonu gibi zamanlarda oruç tutmaya çalışmak; misafirden bize kalan güzel hasletleri devam ettirebilmektir.

Uzun uzadıya kıldığımız teravihleri hatırlamak adına ara sıra gece namazları kılabilmek; misafirden bize kalan güzel hasletleri devam ettirebilmektir.

Gençliğimizi ve kıymetli vakitlerimizi kahvelerde, cafelerde; avm, stadyum gibi kapitalizmin mabetlerinde öldürmeyip; Ramazan diye camiye koştuğumuz gibi ramazan sonrasında da  kulağımızın ezanda, gözümüzün namazda olması ve mescidlere bağlı olmamız; misafirden bize kalan güzel hasletleri devam ettirebilmektir.

Neyi neye tercih ettiğimize dikkat etmeliyiz,  unutmayalım ki hesap günü önümüze çıkacak ve insanların çoğunun tökezleyeceği en önemli sorulardan biri gençliğimizi ve ömrümüzü nerede harcadığımız olacak.

Kur’an okumayı da sadece Ramazan ayına hapsetmeyelim. Kur’an Ramazan’da inmeye başlamış ancak hayatımızın tüm alanını kuşatmıştır. Kur’an her şeyin birbirine karıştığı, herkesin bir yerlerden bir şeyler söylediği şu zamanda en önemli dayanağımız, kurtuluş reçetemiz, zihin berraklığımızdır. Kur’an’ın yol göstericiliği, kişinin ona yaklaşımıyla alakalıdır. Biz gerçekten onun hikmetlerinden, kıssalarından, örneklerinden istifade etmek üzere okursak istediğimizi elde ederiz.

Her ne kadar asıl olan Kur’an’ı anlamak da olsa onun ibadet boyutunu unutmayalım. Kur’an anlaşılmak üzere okunur ancak anlamadan okumak da ibadettir. Anlayalım derken Arapçasından tamamen uzaklaşmayalım. Bilelim ki Kur’an ilaçtır, Kur’an şifadır.

Ramazan boyunca sevdiklerimizle paylaştığımız sofralarımızı, ihtiyaç sahipleriyle paylaştığımız imkânlarımızı ramazan dışında da sürdürmeye çalışalım. Yapacağımız her iyiliğin sadaka olduğunu unutmayalım. Cimriliğin her türlüsünden uzak duralım.  Unutmayalım ki bizi fakirlikle/yoklukla korkutup cimriliğe teşvik eden şeytandır. (Bakara 268.Ayet)

Selametle…

Peygamberimin Dilinden Bir Dua

"Allahım! Kalplerimiz arasında ülfet meydana getir. Aramızdaki geçimsizliği düzelt. Bizi selamet yollarına sevket, karanlıklardan kurtarıp aydınlığa kavuştur. Bizi, çirkinliklerin açık ve gizli olanlarından uzak tut. Kulaklarımızı, gözlerimizi ve kalplerimizi; eşlerimizi ve çocuklarımızı hakkımızda mübarek ve hayırlı kıl. Tevbelerimizi kabul et. Sen merhametlisin, tevbeleri kabul edersin. Bizleri verdiğin nimetlere şükreden, onları kabul ederek sana senada bulunanlardan eyle. Onları (ahirette) bize tamamla.” (Ebu Davut)