Biz hakikaten sabırsız, aciz ve zayıf kullarız. Daha birçok zaafımız yanında, aynı zamanda aceleciyiz. İsteriz ki iyinin mükâfatı, kötünün de cezası, anında peşin, hemen şuracıkta veriliversin. Hâlbuki Allah (cc) Sabûr’dur. Allah (cc) asla ihmal etmez ama imhal eder. Yani imtihan için mühlet verir. İyiye de kötüye de bir kısmını bildiğimiz ama yüzler katını bilmediğimiz birçok hikmetlere binaen zaman tanır kullarına.

Biz, dünyayı kana bulayan, işgal, soykırım, katliam yapan, pervasızca mazlumların yeraltı ve yerüstü zenginliklerini talan edip sömüren zalimlerin kafasına anında gökten bir balyoz iniversin veya taş yağsın isteriz. Ama Allah (cc) ın çok daha hikmetli bir hesabı var. 15 Temmuzda ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri vatanlarına kast eden hainlerin hemen cezalandırılmalarını isteriz. Ama…

Allah (cc) insanı imtihan için dünyaya göndermiş. İyiyle kötüyü, zalimle mazlumu, salihle talihi, asi ile itaatkâr kullarını ayırt etmek için kulların kendileri için takdir edilen ömürlerini yaşamaları gerekiyor. Ama hayırda ama şerde…

“Yoksa siz; Allah, içinizden cihad edenleri (sınayıp) ayırt etmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ortaya çıkarmadan, cennete gireceğinizi mi sandınız?” (Ali İmran 3/142)

“Yoksa siz, sizden önce geçenlerin başlarına gelenin benzeri sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine darlık ve sıkıntı içerisine düştüler ki, peygamber ile yanındakiler 'Allah'ın yardımı acaba ne zaman?' diyecek kadar sarsıldılar. Bilin ki, Allah'ın yardımı yakındır. (Bakara 2/214)

Kur’an’ı Kerim birçok yerde eski kavimlerden helak edilen kavimler ve onların helak sebeplerini anlatır. Elbette bu kıssalarda binlerce hikmetler var… Hemen ilk akla gelen Allah (cc) bu kıssalarla zalimlere gözdağı veriyor, mazlumları ise teselli ediyor.

Despot hain ve zalim olanlara adeta diyor ki: “Benim sadece bir OL işaretimle sadece bir ses/çığlık, fırtına, tufan, ateş, taş, deprem, kıtlık, hastalık, ebabil kuşları veya sivrisineklerle helak ettiğim zalimler çok daha güçlü kuvvetliydiler. Siz bu asrın zalimleri, güç ve kuvvette onların topuğuna ulaşamazsınız. Şimdi onları bir anda helak ettiğim gibi, sizi de helak ediverebilirim. Aklınızı başınıza devşirin, zulümden vaz geçin ve bana telim olun.

Mazlumlara ise, sabredin, azmedin, sebat edin, imtihanda olduğunuzu unutmayın. Zulme karşı direnin asla teslim olmayın. Böylece direnişlerinizin her saniyesine karşılık, size hesapsız şekilde mükâfat vereceğim. Sonunda da kazanan siz olacaksınız. Tarih boyu nasıl ki zalimler hep kaybetti, mazlumlar kazandı ise, siz de kazanacaksınız. “Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer iman etmiş iseniz, üstün gelecek olan sizsiniz.” (Ali İmran 3/139)

Ayrıca bu kıssalar ve nice ayeti kerimeler, zalimlerin hainlerin, tüm hile ve planların eninde sonunda boşuna çıkacağını da net olarak ifade etmektedir. İşte onlardan bazı örnekler:

“Onlar (Yahudiler vs. zalimler) tuzak kurdular; Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kuranların (Hainlerin tuzaklarını kendi başlarına çevirenlerin) en hayırlısıdır.” (Ali İmran 3/54)

“Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik.” (Neml 27/50)

“Hani kâfirler seni tutuklamak veya öldürmek, ya da (Mekke’den) çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Enfal 8/30)

“Onlar tuzaklarını kurdular. Oysa onların tuzakları Allah katındadır. İsterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun.” (İbrahim 14/46)

                Şu halde değerli dostlar! Biz işimize bakalım. Allah (cc) var gam yok. Eğer Allah'ın (cc) yardımı bizimleyse, endişe ve tasaya yer yok. İşte asıl biz Allah'ın (cc) yardımını daha güzel ve daha çok nasıl hak ederiz ona bakalım. Biz kulluk görevimizi yaptığımız müddetçe Allah (cc) da bize Rabblık görevini elbette yapacaktır. “Allah (cc) bize kâfidir ve o ne güzel vekildir.” (Ali İmran 3/173) “ Eğer yüz çevirirlerse bilin ki Allah sizin dostunuzdur O ne güzel dost ve ne güzel yardımcıdır! (Enfal 8/75) Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke...